Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Global dünyamız şu anda dördüncü sanayi devrimini yaşama sürecinde (Industrie 4.0). İlk sanayi devriminde su ve buhar gücü kullanılarak üretim süreçleri mekanize edilmişti. İkinci sanayi devriminde elektrik gücüyle üretimler kitlesel hale getirildi. Az sayıda mal üretiminden çok sayıda mal üretimine geçildi.

        Dijital devrimin ilk aşamasında üretimler otomatik süreçlere dönüştürüldü, buna da üçüncü sanayi devrimi denildi. Şimdi ise dijital devrimin bu ileri aşamasında sanayi devriminin dördüncüsüne girildi. Üretimler artık muazzam data gücü kullanılarak, makineler arasında akıllı bağlantılar kurularak akıllı, düşünen hale getiriliyor.

        Industrie 4.0 terimi, Alman hükümetinin zaten güçlü olan ağır sanayi temelini akıllı bağlantılı hale getirmek için yaptığı plana dayanılarak verildi. Terim ilk önce Hannover Fuarı’nda 2011 yılında kullanılmıştı. Bu yılki Hannover Fuarı’nda ise Microsoft CEO’su Satya Nadella, dördüncü sanayi devrimine şirket olarak ne tür katkılar yapacaklarını açıkladı.

        Microsoft’un cloud’u (bulut) dışında bu işe girmek isteyen Amazon, General Electric ve IBM’in “bulutu” da var. Icloud ile Apple’ın neler yapacağını da göreceğiz. Hepsinin sanayi üretimine yönelik kapsamlı planları bulunuyor.

        Bu yeni dünyada dijital devlerin bulutları sayesinde sağlanan büyük data işleme ve datadan öğrenme gücüyle tüm ağır sanayi malzemeleri hem akıllı olacak, hem de diğer makinelerle bu aklı paylaşacak, birbirlerinden öğrenecekler.

        Üretim süreçlerinde geçmişte yapılan hatalardan, aksamalardan makineler kendileri dersler çıkaracaklar, nihai tüketicinin geçmişte değişen taleplerinden yola çıkarak ileride ne tür değişiklikler talep edeceklerini hesaplayıp üretimlerine buna göre otomatik yön verecekler.

        İlk sanayi devriminde işçi sınıfını ve Karl Marx’ı doğuran ortam artık olmayacak; çünkü bu yeni dünyada artık kalabalık bir işçi varlığı bulunmayacak. Bilgisayar mühendisleri ve program yazıcıları bulunacak, onlar da akıllı makinelere yardımcı olan data sistemlerini kontrol edip makineleri daha üst seviyeye çıkaracak, daha fazla akıllı bağlantı yapacak yeni yazılımlar geliştirecekler.

        Sanayi üretimini çok daha etkili ve güçlü yapacak bu sürecin nasıl bir dünya doğuracağını doğrusunu isterseniz kimse tam bilmemekte. Yeni dünyamızda sınıflar, sınıf çatışmaları ve Marksist doktrinler olup olmayacağı belirsiz. Bu yeni hayatın sosyolojisi daha sonra yazılacak.

        Şu anda kesin olan bir şey var: Dijital gücün makinelerle birleşmesi sonucunda yepyeni bir dünya kuruluyor ve insanlık yeni bir evreye giriyor. Ülkeler arasında üretim sınırları kalkacak, bir ülkedeki makine binlerce kilometre ilerideki diğer makineyle “konuşarak” uluslararası piyasaların durumuna göre kendisini ayarlayabilecek.

        Üretim planları global düzeyde yapılacak. Fabrikalarda çalışanlar, gece yine tüketim için etraflarını saracak akıllı makinelerle dolu özel hayatlarına sürücüsüz arabalarıyla gittiklerinde gün boyu yapılan üretimin ne kadar verimli ve iyi olduğunu düşünecekler.

        Kısa süre önce bilimkurgu romanlarına temel olabilecek bir dünya şimdiden kurulmaya başlandı bile. Bu öylesine büyük bir piyasa ki değerinin en azından başlangıçta 270 milyar dolar civarında olması bekleniyor. 2020 yılında yani 4 yıl sonra bu yeni global düzen çoktan kurulmuş olacak.

        Amerikan ve Alman hükümeti planlı, koordineli bir çabayla kendi sanayi üretimlerini bu yeni evreye geçiriyorlar. Onların bu tavırlarının herkese emsal olmasını diliyorum.

        POLİSE MOMA’DA EĞİTİM

        Cinayet mahalli polislerinin en iyi bildiği şey, değerli ipuçlarının o cinayet yerinde detaylarda bulunduğudur ve detaya dikkat etmeyen polislerin cinayeti kolaylıkla çözmesi pek mümkün değildir. Sherlock Holmes ve Müfettiş Poirot da dahil bütün polisler bunu iyi bilirler, ama detaylara dikkat konusunda yeterince eğitim aldıkları da söylenemez.

        New York polisi bu detaya dikkati çekmek çok ilginç bir proje başlattı. Sanat tarihçisi eşliğinde bir grup cinayet masası dedektifini toplu halde Museum of Modern Art (MoMA) gibi müzelere götürüyorlar ve orada uzman eşliğinde sergilenen resimlerdeki detaylara dikkat etmeyi öğreniyorlar.

        Bunun cinayet çözmek için gereken algı ve yorum becerilerini artıracağı düşünülüyor. Bu gerçekleşmese bile bundan böyle New York’ta cinayet masası polislerinin eskisinden daha kültürlü olacağını garanti edebilirim.

        BEYONCE’NİN KISKANÇLIK SAVAŞI

        Beyonce daha önce yazıp anlattığım “Limonta” adını verdiği streaming albümü ve onun HBO’da yayınlanan videosuyla öylesine fırtınalar yarattı ki, kavgalar hâlâ sürüyor. Kocasının çapkınlıklarını kızgın bir şekilde anlattığı videoda, “Sen dağınık saçlı kadın, kocamın peşini bırak” deyiverdi ama ismi netleştirmedi.

        Bu “Dağınık saçlı” denilen kadının Rachel Roy adlı bir manken olabileceğini yazıldı, Beyonce’den de bir yalanlama gelmedi. Ama birçok kişi isim benzerliği nedeniyle bu kadının, bizde de bazı programları gösterilen yemek yazarı Rachael Ray olduğunu sandılar. Ona hakaret edilip evlilik yıkan cadı kadın muamelesi yapıldı.

        Şu anda paparazziler, manken Rachel Roy’un peşini bırakmıyor, o da Beyonce gibi çıkan dedikodu fırtınasından memnun olmuş gibi görünüyor. Yakında ücretini artırırsa hiç şaşırmam.

        Bu arada Beyonce’nin, tek bir kadını düşünerek o lafı etmediği, kocası rap’çi Jay Z’nin birçok kadınla ilişkisi olduğu için o “dağınık saçlı kadın”ı bütün diğer kadınların bir prototipi olarak düşündüğü de söyleniyor.

        Bana gelince, her tarafı buram buram PR kokan bu işten sıkılmaya başladım. Ama New York’ta hangi programı açarsam açayım, sanki dünyanın en önemli konusuymuş gibi dakikalarca bu konu tartışılıyor. Yazar olarak işin dışında kalabilmek galiba mümkün değil.

        TWİTTER’DA PANİK VAR

        Performansları üzerine son gelen rakamların beklenenden kötü çıkmasıyla Twitter merkezinde bir panik başladı. “Neyi yanlış yapıyoruz, Facebook’a karşı neler yapabiliriz?” gibi konularda şu aralar Silikon Vadisi’nde harıl harıl çalışıyorlar. Yakında oradan çok kapsamlı açıklamalar geleceğine eminim.

        KELLİĞE KARŞI KAFEİN

        Araştırmacılar, dökülen saçlara ve kelliğe çözümde kafeinin hayli etkili olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden piyasaya içinde yüksek miktarda kafein bulunan şampuanlar çıkmaya başladı. İşe yarayacakları söyleniyor ama bekleyip göreceğiz. Bu arada hâlâ saçınız varsa kafein nedeniyle çok canlı olabileceklerini de söyleyebiliriz herhalde.

        Diğer Yazılar