Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni Başbakan’ımız Binali Yıldırım’ın yıllardır sergilediği rasyonalist, icracı/ işbitirici profili beni daima cezbetmiştir. İcracı bakanlıklarda yaptığı işlerle, iş kalitesiyle hak ettiği bir güven kazanmıştır. Şimdi Başbakan olarak tüm icranın başında ondan çok daha büyük ve güzel işlere imza atmasını bekliyorum.

        Tam da bu aşamada naçizane bir önerim olacak. Bugünlerde Monocle Dergisi’nin çıkardığı “How to Make a Nation: A Monocle Guide” başlıklı kitapçığa inşallah bir göz atma fırsatı olur. Çağımızda artık yatırımlara, projelere sadece getirdiği ekonomik yararlar açısından değil, o projelerin tamamlandığında toplumdaki “toplam hayat kalitesi”ni ne kadar artıracağına da bakılıyor.

        Bu son derece güzel bir kriter. Örneğin, Çin’de çok büyük projeler yapılmasına rağmen toplam hayat kalitesi sürekli düşüyor. Şimdi Çin Komünist Partisi bu süreci tersine çevirecek, kaliteyi artıracak projeler peşinde.

        Siyasi tüm farklılıklarımızdan arınarak herhalde şu noktada anlaşabiliriz: Bugün Türkiye’de toplam hayat kalitesi düşmektedir. Bunu yükseltmek ancak siyasi iktidarın işi üstlenmesiyle olabilir. Binali Yıldırım da bu işi en iyi başarabilecek isim gibi geliyor bana.

        Toplam hayat kalitesi, o toplumda yaşayan insanların mutluluğuyla ilişkili bir kavramdır. Çevre kirliliğinden tutun da şehirlerdeki hayatın rahatlığına, trafik sorunlarının azaltılmasına, yeşil alanların çoğaltılmasına kadar birçok kriteri bulunan bir kavramdır. Kitapçığı çıkaran Monocle Dergisi, neredeyse tüm yayın hayatını o kavramın irdelenmesine, kriterlerinin netleşmesine ve bunların hayata nasıl geçirilmesi gerektiğine adamıştır.

        Dergi, “Özellikle modern şehirlerde toplam hayat kalitesi nasıl yükseltilmelidir, hangi yatırımlara öncelik verilmelidir, hayat kalitesinin eko-sistemi nedir?” gibi sorunlarla boğuşmuştur. Çıkardıkları ve benim yeni Başbakan’ın göz atması için önerdiğim kitapçık, dergide yıllardır yapılmış olan analizlerin, çalışmaların bir özeti gibi.

        Yeni Başbakan Binali Yıldırım, iş yapmayı, yatırımı iyi biliyor, icraatçı bir kişi. İşin tekniğine ve ekonomisine çok kafa yormuş olduğuna eminim. Kurdurduğu ve kurduracağı yeni eko-sistemlerin aslında hayat kalitesi artışlarına da yol açabileceğini görmesi, Türkiye’yi çok güzel bir yola götürebilir.

        PARİS MODA HAFTASI’NDAN

        Moda dünyasının devleri, Paris Moda Haftası’nda sonbaharkış kreasyonlarını sergilemeye başladılar. Bunların eleştirilerini yakında yazdırmaya başlayacağımız moda blogcusu arkadaşıma bırakıyorum. Ama ben bugün Paris Moda Haftası’nda sergilenen trendlere konsantre olacağım. Bunlar arasında hemen dikkatimi çeken ve kadınların çok rahat uygulayabilecekleri “koyu renk ruj” trendiydi.

        Hem podyuma çıkan mankenler hem de defilelere gelen kadın misafirler arasında koyu renk ruj kullanımı hayli yaygınmış. Ve bunun da yeni trendi oluşturduğu söyleniyor.

        TRT WORLD

        İtiraf etmeliyim ki Türkiye’nin yeni sesi ve CNN, BBC gibi yayınlarla rekabet edecek uluslararası yayın olarak lanse edilen TRT World hakkında başta şüphelerim vardı.

        Tabii bu şüpheler bir önyargıdan oluşuyordu. Sonra yine Monocle Dergisi’nde TRT World hakkında çıkan uzun inceleme yazısının ardından yayına biraz daha dikkatle bakma kararını aldım.

        Şaşırdığı söylemeliyim. Global yayın olarak çok kaliteli ve iyi bir gazetecilik anlayışıyla çalışıyorlar. Sunuşlar güzel, bence içerikler de şu anda CNN ve BBC’den çok daha kaliteli. İnşallah uzun soluklu olurlar, bugünkü kalitelerini sürdürürler.

        Çünkü bu yayın, Türkiye’nin global prestijini yükseltici rol oynayacaktır. Planlayan, uygulayan yöneticilerini tebrik ederim.

        BİNALARDA YEŞİL ALANLAR

        Şehirli yaşamına kalite getirmenin ve şehirlerde toplam yaşam kalitesini yükseltmenin son buluşu, yüksek binalarda yeşil alan yaratmak ve apartman yeşil alanlarının mutlaka dışarıdan şık görülmelerini sağlamak oldu. Bu çabalarla birlikte “yeşili yerine koyma değeri” (green replacement value) diye bir kavram da yerleşti.

        Bu kavram şöyle açıklanıyor: Diyelim ki bir binayı yapmak için arazideki yeşilliği yok etmek zorunda kaldınız. Sonunda ortaya çıkan bina eğer yüzde 130 gibi bir yeşili yerine koyma değeri taşıyorsa, bu bina içerdiği yeşil alanlarla birlikte yok ettiği yeşile göre yüzde 30 daha fazla yeşili yerine koyuyor demektir.

        Bu kavram, yeni yapılacak binalarda artık çok kullanılmaya ve değerlerin yüksek olmasına dikkat edilmeye başlandı.

        KOT PANTOLON

        Blucine neden kot pantolon dediğimizi hiç düşündünüz mü? Bunun altında çok ilginç bir hikâye yatıyor. Bir vatandaşımız, 1940 yılında Fransa’ya gezmeye gidiyor, orada blucinleri görüp sağlamlığına ve dikim tarzına hayran kalıyor ve bunu Türkiye’de de üretmeye karar veriyor.

        Nitekim döndüğünde aradığı kumaşı buluyor ve üretime başlıyor. 1960 yılında yıllık üretimi 200 adede ulaşıyor. Üretilen pantolonlar ilk kez köylüler ve işçiler arasında çok tutuyor, sonra da şehirlere yayılmaya başlıyor. Bu girişimci vatandaşımızın adı Muhteşem Kot. Ürettiği pantolonları da soyadı olan kot adıyla markalaştırıyor. Bizdeki kot pantolonların hikâyesi de böyle işte.

        YENİ BİR ÖZGÜRLÜK

        Dünyaya damgasını vuran mülteci sorunuyla birlikte demokrasilerde yeni bir özgürlük tanımı yapılmaya başlandı. Buna, “insanın kendi ülkesinde gönül rahatlığıyla kalma” özgürlüğü deniyor. Suriye gibi ülkelere bakınca bunun ne kadar da önemli bir özgürlük olduğunu daha iyi anlıyor insan.

        ‘MODERN AŞK’

        Bu, New York Times Gazetesi’nin, modern ilişkileri, cinsler arasındaki ilişkinin aldığı modern anlamları, yeni stresleri, sorunları ve çözüm olasılıklarını incelediği blogun ve ona dayanan “podcast”in adı. “Modern Love” gazetenin en başarılı girişimlerinden biri oldu.

        Biz de www.haberturk.tv sitemizde “modern aşkı” ve ilişkileri inceleyip anlamaya çok önem veriyoruz. Özellikle bu konuya odaklanıp yazılar yazan iki yazarımız Nalan Yıldız ile Merve Güneş çok okunmaya, yakından takip edilmeye başlandı. Bir süre sonra onlara “podcast”ler de yaptırma projemiz var.

        Diğer Yazılar