Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu sanıldığı gibi cevabı belli olan bir soru değil. İlk önce modernin ne olduğuna ve onu nasıl tanımlayacağımıza bakmak, sonra da moda dünyasında modernin nasıl içselleştirildiğini analiz etmek gerekiyor. Anlayacağınız bu sadece popüler kültür düzeyinde kalınarak çözülebilecek bir sorun değil.

        Bu zor soruna sonunda New York’taki MOMA el attı. Modernin ne olduğuna, bunun çeşitli yansımalarına en fazla kafa yoran ve bunu anlatmayı deneyen Museum of Modern Art’ta bir moda bölümü açılıyor.

        Hazırlıklar sürüyor ama bölümün açılması 2017’yi bulacak.

        Hangi modacıların, hangi kıyafetlerin küratörler tarafından seçileceği şimdiden merakla bekleniyor, dedikodusu bile yapılmaya başlandı.

        MOMA daha önce 1944 yılında bu konuya el atmıştı. O tarihte mimar ve tasarımcı Bernard Rudofsky “Kıyafetler modern midir?” temalı bir sergi oluşturmuştu. Müze o tarihten bu yana konuya el atmamıştı, ama şimdi moda dünyasındaki moderni tanımlama iddialarının yükselmesiyle birlikte MOMA konuya tekrar giriyor ve sonuçlar da merakla bekleniyor.

        CIA SANAT MÜZESİ

        Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Virginia’daki merkezinde bir sanat müzesi bulunduğu ortaya çıktı. Dünyanın en gizli müzesi olarak tanımlanan bu yer, son derece ciddi çalışmalar yapıyor ve bir müze olarak da hayli ilginç ve saygın olduğu söyleniyor.

        “Bir casus merkezinde böyle bir şeyin ne işi var?” diye soranlara ise “Bu müzede casusların tarihten sanat aracılığıyla öğrenebilecekleri bilgi, alabilecekleri tüyolar bulunuyor” deniyor. Bunu CIA müzesi ile karıştırmamak gerekiyor. Çünkü CIA müzesinde kurumu ziyaretçilere anlatma misyonu varken CIA sanat müzesinde gerçek sanat eserleriyle sergiler düzenleniyor ve çalışmalar gerçek bir modern müze gibi sürdürülüyor. Müze kendi amacını, “Geçmişten sanat aracılığıyla öğrenmek” olarak tanımlıyor.

        250 BİN KİTAPLIK KÜTÜPHANE

        Filmlerin, romanların bize öğretmeye çalıştığı gibi casusluğun sadece kaba kuvvetle, silahlarla yapılan bir iş olmadığını anlatan müzenin yanı sıra merkez bünyesinde bulunan kütüphane de var. 250 bine yakın kitabın bulunduğu ve her ay 1700 derginin düzenli izlendiği bu kütüphane, casuslar tarafından geçmişi ve günümüzü daha iyi öğrenip anlamak için kullanılıyor.

        KRİZDEN ÇIKIŞ HÜKÜMETİ

        Dün açıklanan hükümet ve Başbakan’ın partili cumhurbaşkanı ile tam uyumlu çalışacak olması, piyasalara ve vatandaşlara büyük güven ve güzel beklentiler verdi.

        “Güven” ve “beklentiler”, ekonomi biliminin üzerinde en fazla uğraştığı ve çözümü zor sorunlarından bir tanesidir. Güven ve güzel beklentiler olmazsa hiçbir ekonomi politikasının başarılı olması mümkün değildir.

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, dün açıklanan icraat hükümetiyle bu güven ve güzel beklentiler sorununu tamamen çözmüştür.

        Şimdi mesele, bu güzel ortamın “sürekliliğini” sağlamak ve “yeniden yükselişi” yakalayan Türkiye’yi oluşturmaktır.

        O DAKİKALARDA PİYASALAR

        Başbakan Yıldırım, kabineyi açıklamadan önce dolar 3 lirayı aşmış durumdaydı. Dolar kuru şu anda piyasanın güven duygusunu en iyi yansıtan göstergedir.

        Açıklama başlarken www.haberturk.tv sitemizin sürekli izleyip kontrol altında tuttuğu tüm siyasi yayınların yanı sıra ben kendime piyasaları en güzel izleyen www.blomberght.com’u açtım ve piyasaların, açıklanmakta olan kabineye reaksiyonunu izledim.

        Daha açıklama sürerken dolar kuru düşmeye başladı. Açıklama bittiğinden dakikalar sonra dolar 3 liranın altına inmişti. Bu yazı gönderildikten sonra kurun ne olacağı tabii ki belli değil; piyasalar global gelişmelere, Merkez Bankası kararlarına nasıl tepki verir henüz bilmiyorum, ama önemli olan o anda piyasaların hükümete güven duyduğunu göstermesiydi.

        Uzun zamandır sokaklarda bir karamsarlık hissetmekteydim. Ancak bugün geleceğe daha güvenle bakma ve beklentilerimizi daha güzel olacağa çevirip karamsarlığı üzerimizden atarak hükümetimize güvenme günüdür.

        TURGUT ÖZAL RUHU

        Bunu açıkça söyleyeyim mi yoksa içimde mi tutayım diye çok düşündüm, ama sonunda sizlerle de paylaşmaya karar verdim. Benim tanıdığım bütün işadamları, “Şu anda keşke Turgut Özal’ın bakış açısı iş hayatına hâkim olsaydı” diye düşünüyor ve hemen her gün onu saygıyla anıyor.

        Dün açıklanan hükümete baktığımda, onun “icraatçı potansiyelinin” yüksek olduğunu gördüğümde bana sanki Turgut Özal ruhu tekrar aramızdaymış gibi gelmeye başladı. Onun radikal reformlarını yaptığı günlerde duyduğum heyecanı ve daha güzel günler beklentimi bugün de hissediyorum.

        Bu hükümet, krizden çıkıp tekrar yükselişi sağlayacak bir icra hükümetidir.

        BAŞKANIN KADROLARI

        Ayrıca bu hükümet, yakında başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimizde Recep Tayyip Erdoğan’ın lider olarak çalıştıracağı kadroların da kendilerini gösterdikten sonra seçileceği bir hazırlık hükümetidir. O kadrolar belli olduktan sonra başkanlık sistemine de hiçbir pürüz çıkmadan, devlette süreklilik sağlanarak geçeriz. Bu da benim geleceğe güvenle bakmamdaki en büyük nedenlerden birini oluşturuyor.

        Gelişmelerin ülkemize hayırlı olması dileğiyle...

        Diğer Yazılar