Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Devletin gücü ve halkın tepkileri karşısında büyük yenilgi aldıkları Nusaybin’den çekilme kararı alan PKK, kararının gerekçesini açıklarken bunca zamandır acımasızca kullanıp kötülük yaptığı Kürt halkına “trajik hakaret” anlamına gelen sözleri de utanmadan edebildi.

        Onlara göre Nusaybin’den çekilme nedenleri, güya devletin buraları temizlerken sivil halkın zarar görmesiymiş. Bu gülünecek (acınacak) bir gerekçe ve sadece PKK yönetiminin şu anda nasıl bir panik içinde olduğunu, kafalarının nasıl karışık olduğunu gösteriyor.

        Oralarda devletin tepkisini çeken örgütlenmeleri yapanlar, çocuk yaşta Kürt vatandaşlarımızı zorla örgüte alanlar (PKK’nın gençlik yapılanması YPS’ye aldıkları militanlara bakın, hepsi de 14 ile 20 yaş arasında), ellerine silah verip öne sürerek ölümlerine neden olanlar ve sivil halkın acılar çekmesine yol açanlar sanki kendileri değilmiş gibi şimdi yenilmeye başladıkları için yalanlar söyleyerek çekiliyorlar.

        Bu açıklama, PKK’nın elinde acılar çeken, onun gerçek yüzünü gören Kürt vatandaşlarımıza bir hakarettir. PKK’nın aylardır çektirdiği tüm acılara, baskılara direnip devletin yanında yer alarak terör örgütünü reddeden Kürt vatandaşlarımız, örgütün Nusaybin’den çekilmesinin ardındaki gerçek nedeni biliyorlar. Örgüt istediği açıklamayı yapsın, istediği kadar halkı kandırmaya çalışsın, bunlar can çekişmekte olan hastanın son sözlerine benziyor.

        Şu anda Nusaybin’de sadece tek bir gerçek var: PKK bölgede yenilmekte, halk tarafından reddedilmektedir. Halk tarafından reddedilme, devletin vurabileceği her darbeden daha güçlüdür. PKK yöneticileri de bu gerçeğin farkında olduğu için Nusaybin’den çekilirken söyledikleri yalanlarla halkı kandırmaya çalışıyorlar, ama sadece kendi kendilerini kandırıyorlar. Nihai yenilgi zamanı yaklaşıyor ve bu yalanların o zamanı uzatması da mümkün görünmüyor.

        Örgütü terk etmeye başlayan militanlar gibi PKK tümden silah bırakmalı, Kürt ve Türk halkının kardeşliğine güvenip bu işten kısa sürede vazgeçmelidir.

        TALK PUDRASI KANSER YAPAR MI?

        Kanser yapması ihtimali bulunan ürünler listesine en son eklenen talk pudrası, hayli tartışma ve endişe yarattı.Talk pudrasının yumurtalık kanserine yol açtığı şüphesi, bebeklerde ve kadınlarda çok kullanılması nedeniyle endişe ve korkuyu katlanarak artırdı. Şöyle bir çalışma sonucu da var: Talk pudrasını gündelik hijyenleri açısından kullanan siyahi kadınlar arasında yumurtalık kanseri artışı yüzde 44 seviyesinde olmuş.

        Bu çok önemli bir rakam, ama bu artışın siyahi kadınların yapısından mı, hayat tarzlarından mı yoksa talk pudrasından mı olduğu kesin değil. Bir de şu var: Son zamanlarda gerçek nedenleri tam olarak bulunamayan kanser hastalığı hakkında birçok spekülatif sebep oluşturma eğilimi çok arttı. Örneğin, talk pudrasının riskini artıran madde sakızlarda da varmış; şimdi sakız çiğnemenin de kanser riskini artırdığı söylenebilir (mi acaba?).

        ORGANİK TARIM

        Bir de organik tarımla yetiştirilmeyen hiçbir ürünün yenilmemesini söyleyen bir ekol var. Bunlara göre organik tarım dışında kullanılan gübre ve kimyasallar, üretilen ürünün kansere yol açıcı özellikler taşıması ihtimalini çok artırıyor. Bu gruptakiler, organik olmayan kahvenin, şarabın içilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Gerçekten bu sebeple Amerika’da organik şarap üretimi çok arttı son yıllarda. Bir yandan da şarap içmenin kanser tedavisinde yararlı olduğunu söyleyenler var. Hatta alternatif tıp alanında çalışan bazı doktorlar, şarabı belli oranlarda bir ilaç gibi tavsiye ediyorlar. Sonuçta bizlerin kafası her gün gelen bu yeni bilgiler ve korkutan sonuçlarla daha da karışıyor. Bilim, sigaranın zararları gibi kesin sonuçlar çıkarmadıktan sonra bizlerin gündelik hayatımızda radikal değişimler yapmamamız lazım. Ama ne tüketiyorsak, neyi kullanıyorsak onları hep makul düzeyde tutmamız gerekiyor; hiçbir şeyde aşırıya kaçmamak lazım.

        Unutmayalım, organik olmayan tarımda kullanılan bazı tohumlar ve kimyasallar çok yararlı olmayabilirler ama bir insanın kansere yakalanması, hayat tarzına ve genetiğine de bağlı olmalı. Biz bilimin kesin sonuçlarını almadan her söylentiye inanmamalıyız.

        SELFIE REKLAMLAR

        Büyük şirketler, selfie çekip paylaşan gençler aracılığıyla reklam yapmanın gücünü keşfettiler. Gündelik yaşamların sıradanlığı içinde, her gün tekrarlanan işlerin bile selfie olarak paylaşıldığında ilgi çekmesi, şirketlere yeni bir reklam kapısı daha açtı.

        Örneğin, sosyal medyada diş fırçalarken selfie’sini paylaşan gençler, birçok diş macunu üreticisini bünyesinde bulunduran Procter and Gamble şirketini bu şekilde reklam yapma yoluna soktu. Şimdi bu gençler, selfie fotoğrafları paylaşıldığında her paylaşma başına bir ücret alıyorlar. Tırnaklarına oje sürerken selfie çeken kızlar da oje markalarından selfie başına para alıyorlar. Bu gençler, “En azından manikür/pedikür işimiz bedavaya geliyor” diye espri yapıyorlar. Şimdilik bunlara verilen ücretler de bu düzeyde ihtiyacı karşılayacak kadar düşük. Ama eğer selfie’sini paylaşan ünlüyse ve bir markayla anlaşmışsa alınan para astronomik yükselebiliyor. Henüz ünlü olmayan gençlerin de amacı, paylaşılma oranlarını hızla artırıp bir an önce çok para kazanır hale gelebilmek. Bu yüzden çekilen selfie’lerin daha yaratıcı ve farkındalık yaratır durumda olması önem kazanıyor.

        Gündelik yaşamımızdaki rutinlerimizin bu şekilde ticarileşmesi güzel bir şey mi bilemiyorum, ama bu işten güzel harçlıklar kazanan gençlerin hiçbir şikayeti yok.

        Merkezi Chicago’da bulunan Pay For Selfie adlı şirket, hangi selfie türünün reklam açısından daha etkili olduğunu araştırıyor. Fokus grupları filan kurup selfie’lerin reklam etkinliğini ölçüyor. Şirketler de bu kuruluştan rapor alıp strateji belirliyorlar.

        Yeni hayat tarzlarımız, devamlı olarak yeni sektörler, yeni iş alanları açıp duruyor.

        KARDASHIAN FİLMİNE 100 MİLYON DOLAR

        Reality şov formatındaki televizyon dizileri büyük ilgiyle izlenen Kardashian Ailesi’ne, bu diziyi filme dönüştürmeleri için 100 milyon dolarlık teklif yapıldı. Sitemiz “www.haberturk.tv”de yer alan habere göre, eğer bu film çekilirse “TV dizisinden filme uyarlananlar” arasında en fazla ciroya sahip olma potansiyeli taşıyacakmış.

        Diğer Yazılar