Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DİJİTAL devrimin tarihi, adeta otorite ve yerleşik güç karşıtı kültürün tarihi gibidir. Bugünkü global süper güç şirketlerin kurucularının kökenlerine bakın, mutlaka otorite karşıtı alt kültürün temsilcilerini göreceksiniz.

        İşte bu nedenle Bill Gates, Mark Zuckerberg ve Apple şirketinin Steve Jobs ile birlikte kurucusu olan Steve Wozniak, daima otorite karşıtı kültürü içselleştirmiş olan hacker’lara sempati duymuşlardır. Hatta Wozniak 1990 yılında hacker’lara yasal destek vermek üzere “Electronic Frontier Foundation”ı kurmuştur.

        DİJİTAL DÜNYANIN HİPPİLERİ

        Bugünün süper zenginleri olan bu insanların otorite karşıtı kültüre sempati duymaları, onların oluşma tarihiyle de yakından ilgilidir. Bunların hepsi de gençliklerini “Homebrew Computer Club” adlı kulüpte geçirmiş, yeteneklerini orada geliştirmişlerdir.

        Şu anda Silikon Vadisi’nin merkezinin olduğu yerde bulunan bu kulüp, güçlü bilgisayarların, bilişim gücünün sadece devletin elinde olmasına karşı kurulmuştu. Ve kurucular, devletin tekeline almak istediği bu gücü sıradan insanlara yaymak istiyordu. Adındaki “Homebrew”den de anlaşılacağı üzere bu kişiler, evlerinde üretecekleri yeni nesil bilgisayarlarla bu gücü halka yayacaklardı.

        GARAJ KÜLTÜRÜ

        Dediklerini yaptılar da. Bu kültürün tarihinde “garaj”ların çok önemli bir yeri vardır. Şimdi süper zengin olan bu dâhi insanlar, gençken çok az parayla yola çıkıp kendi evlerinin garajlarında deneyler yaptılar. Google ve Facebook fikri ile Apple bilgisayarlar bu garaj atmosferinde doğdu.

        Anlayacağınız, şimdinin güçlülerinin zamanında ciddi bir otorite düşmanlığı ve yerleşik güçlere karşı mücadele kültürleri vardı. Apple’ın, Facebook’un ve Google’ın hayatımıza getirdiği tüm imkânlar ve bizlere sağladığı güç, aslında merkezi otoritelere karşı elimize imkânlar vermiştir.

        Bugün Microsoft’un geliştirdiği tüm programlar, sıradan insanları daha da güçlendirme amacı taşımaktadır. Bu kökenleri nedeniyle kurucular, bazen kendi şirketleri zarar görse de daima hacker kültürüne yakın durmuş ve sempati beslemişlerdir.

        Wozniak, yardım vakfı kurarak hacker’lara sevgisini kurumsallaştırmıştır. Bill Gates, bir süre önce hacker cemaatine açık mektup yayınlayarak bir büyük şirket sahibi olarak kendileriyle “açık software” konusunda yaşadığı sorunları sıcak bir dille tartışmıştır. Dünyanın en tutucu, en reaksiyoner güçleri, bilgisayar ve dijital dünya nedeniyle daha da güçlenip bunu başkalarını baskı altına almak için kullansalar da, bu durum kullandıkları gücün temelinde otorite karşıtı özgürlükçü kültür olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.

        DERGİNİN BU SAYISINI MUTLAKA OKUYUN

        NEWSWEEK Dergisi, “Silikon Vadisi’nin Kurucu Babaları” başlığıyla bir özel nüsha yayınladı. Eğer dijital dünyanın tarihini, Silikon Vadisi gücünün nasıl oluştuğunu merak ediyorsanız derginin bu sayısını mutlaka bulup okumalısınız.

        TARİHTEN İKİ DİPNOT

        1- HENÜZ 13 yaşındayken Bill Gates, okulun idaresindeki bir bilgisayarı kurcalamaya başlamış ve programlarla oynayarak kendisini hep hoşlandığı kızların bulunduğu sınıfa yerleştirmiş.

        2- Steve Jobs, 13 yaşında okulunda bir pazar dersine kalmış. Derse gelen bir din adamı, pazar olduğu için dini konularda konuşuyormuş. Onu dinlemekte olan Jobs, kapağında Biafra Cumhuriyeti’nde açlıktan ölmekte olan çocukların fotoğrafının bulunduğu elindeki dergiyi göstererek, “Tanrı bu durumdan haberdar mıdır?” diye sormuş. “Tabii ki haberdardır” cevabını alınca da sınıftan çıkıp gitmiş ve dinle ilişkisini o anda kesmiş.

        KURTULUŞUM İÇİN ÇAREYİ BULDUM

        MADDİ manevi sıkıntılarla boğuşmaktan yoruluyorum. Bir türlü yetmeyen parayı düşünmekten beynim duracak hale geliyor bazen. Bir süredir kurtuluşum için bir çare düşünmekteydim. Sonunda aradığım çareyi galiba buldum. Bunu hayata geçirmek için ilk önce Edinburgh Dükü Prens Philip’i bir an önce öldürmem gerekiyor. Philip, İngiltere Kraliçesi’nin kocası. Benim kurtulmam için, babamın bir an önce dul kalacak olan İngiltere Kraliçesi ile evlenmesi gerekiyor. Sorunlarım işte bu kadar büyük. Yaşları birbirlerine uygun, babamın Prens Philip’ten çok daha eğlenceli bir insan olduğuna da eminim. Babam, prensip itibarıyla erkeklerle konuşmadığından kadın görünce dili açılır. İnanamayacağınız derecede sapık bir beyin, kadınları görünce ortalığa saçılır. Babamla evlendikten sonra İngiltere Kraliçesi’nin son derece sıkıcı olması gereken hayatı da renklenecektir. Babamın onu çok rahat tavlayacağına adım gibi eminim. Kendinden 70 yaş küçük kadınları bile rahat tavlıyorken onun için kraliçenin bir problem oluşturması pek mümkün değil. Babama bu fikri açmak için akşamı bekledim. Çünkü kafası bir miktar içki içtikten sonra zehir gibi çalışıyor. Bir miktar derken sakın ha sosyal içicilerin kullandığı miktarla karıştırmayın bunu. Onun “bir miktarı”, eğer dünya alkolikler birliği gibi bir örgüt olsaydı onun tanışma kokteylinde içilen toplam içki miktarına eşit olurdu. Üstelik bu her gün tekrarlanan bir şey. Neyse babama bu fikrimi açtım ve “Ben öldürme işini yapacağım, sen de kraliçeye evlenme teklif edeceksin” dedim. “Ben onunla evlenmem” dedi. Nedenini sorunca da “Lady Gaga’ya âşığım ben” dedi. Bu Lady Gaga problemi şu anda ailemizin içinde gerçek bir sorun. Babam tuhaf biçimde ona takmış durumda. Lady Gaga eğer İstanbul’a gelmek gibi bir niyeti varsa bunu ona hiç tavsiye etmiyorum. Çünkü babam şu anda saldırmaya hazır kıvamda görünüyor. Şu anda ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Lady Gaga’ya prensip olarak bir itirazım yok, ama ona ileride anne demeyi becerebileceğimi de hiç düşünmüyorum. Var olan sorunlarıma bir de bu eklendi.

        Diğer Yazılar