Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Moody's adlı kredi notu değerlendirme şirketinin Türkiye’nin kredi notunda yaptığı düşürme haklı bir tepki çekti.

        Açıkçası ben bu sonuca hiç şaşırmadım. Çünkü bir süredir Türkiye’ye karşı açılmış resmen deklare edilmemiş savaş nedeniyle ya bir devletin ya da parası olan düşman bir gücün harekete geçerek bu sonuca yol açmasını beklemekteydim.

        “Bu beklentin, olağanüstü istihbarat kaynaklarına sahip olmandan mı kaynaklanıyor?” diye sorarsanız... “Ne münasebet? Bu sadece dün dediğim gibi popüler kültürü çok iyi takip etmemden kaynaklanıyor” diye cevap veririm.

        Şimdi ne demek istediğimi anlatayım..

        O FİLMDEKİ KORKUNÇ GERÇEK

        Michael Lewis uluslararası finans çevrelerinin dedektifi gibidir; çok dikkatli araştırma yapar ve hepsi de heyecanla okunan türde kitaplar yazar.

        Bunlardan bir tanesi de “The Big Short: Inside The Doomsday Machine” adlı çalışmadır.

        Kitabı okumamış olabilirsiniz ama büyük ihtimalle bu kitaba dayalı yapılan film The Big Short’u mutlaka izlemişsinizdir.

        Moody’s’in Türkiye hakkında yaptıkları ortaya çıkınca bu filmi tekrardan izledim ve aslında olan biten her şeyi açıklayan, tüm gerçeği gözler önüne seren o sahnenin üzerinde defalarca durarak çalıştım.

        O sahnede Amerikan finans sisteminin bir felakete doğru gitmekte olduğunu gören bankacılar bazı kâğıtlara kredi değerlendirme kuruluşlarının neden gereken notu vermediklerini araştırmak için diğer kuruluş olan Standard and Poor’s’un yetkilisiyle konuşmak için bürolarına gidiyorlar.

        Bu sahne çok çarpıcı. Siyah gözlüğüyle masasında oturmakta olan kadın yetkili onlara “Siz, bizim, bütün gün burada ne yaptığımızı sanıyorsunuz?” diye çıkışıyor.

        Ve... Şimdi sıkı durun değerli okuyucular, gerçek geliyor:

        Kadın sonra da şöyle devam ediyor: “Eğer bizden istedikleri değerlendirmeyi alamazlarsa müşteriler birkaç blok ötedeki rakibimiz Moody’s’e gidip istedikler sonucu alıyorlar.”

        Gerçek çok net ve açık: Parası ve gücü olan, istediği hakkında istediği değerlendirme notunu alabiliyor.

        Michael Lewis’in kitabında anlatılan bu olay yalanlanmadı; itiraz bile edilmedi. Bunu da bilin.

        Kitabı okuduğumdan, bu sahneyi seyrettiğimden ben Moody’s’in değerlendirmesinden bu aşamada Türkiye lehine bir şey çıkabileceğini zaten beklemiyordum.

        BU DÜŞMAN İŞİ

        Çünkü ister FETÖ deyin, ister de bir devlet, birileri Türkiye aleyhine çalışıyor. Silahla yenemediler bizi şimdi de finansal savaş açtılar. Bu savaşta iki rakip değerlendirme kuruluşlarını kullanmaları da gördüğünüz gibi çok kolay. Ortada objektif gerçekler yok; güçlü olan istediğini, istediğinden alıyor.

        EMPERYALİST YALANLAR

        Bu gerçeği bilelim. Emperyalizmin finansal cephesi zaten yalanlar üzerine döner. Dünyada kimse bu ahlaksızlıklar var diye tavrını değiştirmez. Bizim bu sahtekârlıkları bilmemiz, gerçekleri söylememiz, haklı olmamız global çevrelerin tepkisini değiştirmez. Onlar yalan dünyaları içinde finansal çıkar peşindeler. Bizler nasıl silahlar karşısında yenilmediysek bunun da karşısında yenilmeyeceğiz. Bir yandan da sistemin tamamen dışına çıkacak halimiz olamayacağına göre global dünyanın gerektirdiği reformları, mali disipline yönelik tedbirleri almayı sürdüreceğiz.

        Ve belki de bir dahaki sefer değerlendirme notu yayınlanmadan önce onların anladığı silahlarla, yöntemlerle mücadele yoluna gidilebilir.

        Diğer Yazılar