Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fotoğraf sanatında yeni bir ekol var. Ekonomik nedenlerle kapatılıp terk edilen AVM’lerin fotoğraflarını çekiyorlar. Sadece bu terk edilmiş AVM’lerden oluşan fotoğraflarla açılmış sergiler bile düzenleniyor.

        Fotoğrafların hepsi çok ürkütücü. Bir zamanlar ışıl ışıl, cıvıl cıvıl olan lüks AVM’ler harabeye dönüşmüş, içinde in cin top oynuyor, ağaç bile çıkmış. Her taraf fareyle dolu, binalar sanki bombalanmış gibi.

        Anladığım kadarıyla Amerika’da bunlardan fazla sayıda var; çünkü bu konuda açılan fotoğraf sergilerinde farklı bölgelerden AVM görülüyor.

        Onca yatırım, onca para, onca beklenti çöpe atılmış, bir bombardıman sonrasını andıran görünümleriyle önümüzde duruyorlar. Bu fotoğrafları gördüğüm zaman, birbiri ardına AVM’ler açılan Türkiye’yi ürpererek hatırladım. “Acaba bizde de böyle bir görüntü oluşur mu?” diye endişelendim.

        AMAZON.COM’UN YAPTIĞI

        Hele amazon.com’dan gelen ve benim iki gün önce yazdığım konuyu duyunca endişem daha da arttı. Amerika kıyafet satışı piyasasına kendi markasını da yaratıp giren amazon.com, Walmart’tan sonra Amerika’nın en fazla kıyafet satışını gerçekleştirmiş durumda. Ayakkabı piyasasında da aynı şeyi yapmayı düşünüyorlar.

        Yıllık ciroları 16 milyar 300 milyon dolar. Düşünsenize, ülkenin her yerinde iyi tasarımlanmış, büyük paralar yatırılmış mağazalar açanlar, artık satışta bir internet şirketinin çok çok gerisinde kalıyorlar. Önde gelenlerin toplam satışı bile amazon.com’un gerisinde kalıyor. Bunların üstüne bir de lüks AVM’lerde ödenen kiralar ve diğer masrafları ekleyince dayanabilmek mümkün değil tabii ki.

        KÖTÜ HABERİ SEVMEM AMA...

        Kötü haber verici olmak istemiyorum, ama AVM’lerin peş peşe açıldığı, dükkânların bir süredir kiraların yüksekliğinden şikâyet ettiği, talebin de düşmeye başladığı ülkemizi düşünmemek mümkün değil. İnşallah ABD’deki durum ülkemizde yaşanmaz, burada da terk edilmiş AVM’lerin fotoğraflarından oluşan bir sergi açıldığına ileride şahit olmayız.

        Türkiye’de de satışların yavaştan internet ortamına kaymaya başlaması gibi bir durum var. Amazon.com kadar güçlü alışveriş siteleri henüz olmasa da o potansiyel piyasada var ve bazı siteler o başarıyı yakalamaya uğraşıyor. Yakaladıkları zaman ise reel alışveriş piyasasına ne olacağı henüz meçhul.

        Ne yapılabileceğine bakmadan önce bir de Çin örneğini analiz etmekte yarar var.

        ÇİN’DE OLANLAR

        Malum, Çin piyasasında Amazon kadar güçlü ve etkili olan Alibaba adlı site var. Bu sitenin her geçen gün sattığı ürün çeşidi artıyor.

        Amazon.com’un da katkısıyla terk edilmiş AVM sendromuyla karşı karşıya kalan Amerika’nın tersine Çin’de Alibaba’nın varlığı ekonomiye şu anda güç katıyor. Bunun ne kadar süreceği belli olmasa dahi ders çıkarmak için ne olduğuna bakmak lazım.

        Çin tabii Amerikan ekonomisinden çok farklı bir süreçte. Son günlere kadar Çin, uzun zamandır sadece üretime odaklanmış bir ekonomiydi. Ama bundan böyle tüketimin canlandırılmasına karar verildi. İşte bu nedenle Çin’de AVM’ler, Alibaba’nın yanında yeni ekonomi politikasıyla da uyumlu işlev görüyor.

        Tüketiciye fazla tercih hakkı ve fırsatlar sunulması açısından AVM’lerin ve alibaba.com sitesinin işlevi büyük. Amerika zaten bir tüketim toplumuydu ve orada halkın parasını daha dikkatle harcamaya başlaması ve daha güzel fırsatlar sunan amazon.com gibi sitelere yönelmesiyle reel alışveriş sektörü çökmeye başladı. Çin’de ise AVM’ler ile alibaba.com birbirlerini tamamlayarak büyüyebiliyor şu anda. Dediğim gibi bunun ne kadar süreceği de meçhul.

        TÜRKİYE’DE NE YAPILABİLİR?

        Konunun uzmanı değilim, ama ekonomi dalındaki bilgime dayanarak şunu söyleyebilirim: “Acaba Türkiye’de bundan böyle orta ve düşük gelir grubuna hitap eden AVM’ler ve dükkânlar mı inşa edilse?” Çünkü bizde de talebin bir şekilde artırılmasına ihtiyaç var ve bunun da orta ve düşük gelirli gruptan gelmesi gerekiyor. Bunlara ağırlık veren türde AVM’ler hem kendilerini döndürebilir hem de canlandırıcı ekonomi politikalarına hizmet edebilirler diye düşünüyorum. Bu tamamen yanlış da olabilir, ama asıl amacım, uzmanların ABD örneğine bakarak konunun üzerinde düşünmesini ve tedbirler önermesini sağlamaktır.

        ABD VE GERÇEKLER

        Amerika, her büyük devlet gibi toplumsal ve siyasi global gerçekleri kendisine göre eğip bükebiliyor, istediğini gerçek istediğini ise ortada yokmuş gibi sunabiliyor.

        Örneğin, Türkiye’ye ve bölgemize yönelik politikaları katiyen gerçekçi değil, ama onlar buna rağmen gerçekçi olmayanda ısrar edip yanlış politikalarını sürdürebiliyorlar. Obama başkanlığında da bunu yaptılar. Yeni başkanın seçimiyle bunun değişeceğini düşünenler varsa hata ediyor.

        Hillary, var olan gerçekliği sistemin ve yerleşik düzenin çıkarları doğrultusunda yeniden yorumlayıp tanımlamanın bir tür uzmanıdır. Geçmişiyle kendisini bu konuda ispatlamıştır.

        Donald Trump’ın ise her şeyde olduğu gibi bu konuda da sorunları farklı ve daha büyük. O gerçekliği kendisine göre tanımlarken saçmalayabiliyor da. “Biz bunu zaten biliyorduk” demeden önce anlatacağım şu hikâyeyi bitirmemi beklemelisiniz.

        OBEZ SÖYLEMİ

        Trump uzun zamandır obezlere, özellikle şişman kadınlara takmış durumda, onlar için çok kötü konuşabiliyor. Bir gazeteci çıkıp boyu ve kilosunu oranlayarak Trump’ın da aslında obez sayılabileceğini söyleyinceye kadar durum böyleydi. Sonra da âdeti olduğu üzere hemen karşı saldırıya geçti tabii ki. İlk önce kilosunu olduğundan az söylemeye çalıştı. Bu tutmayınca da sıkı durun boyunun uzunluğu hakkında gerçeği çarpıtmaya başladı.

        Onun yaşındaki bir insanın boyunun birden uzaması mümkün olmayacağı için göz göre göre gerçekleri çarpıtıyordu. Böyle bir adamın Ortadoğu politikaları önüne geldiği takdirde o gerçeklerle neler yapabileceğini düşünebiliyor musunuz?

        Diğer Yazılar