Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞKANLIK sistemi uzunca zamandır gündemimizde. Buna rağmen konuyu duygusal tartışmayı sürdürüyoruz. Sistemi tartışacak yerde Erdoğan’ı sevenler ile sevmeyenlerin mücadelesine dönüşmüş bu konu da.

        “Bu duygusallık, bu düzey bize yeter de artar” diyor olabilirsiniz, ama emin olun yetmeyeceğini sistemi oturtmaya çalıştığımızda anlayacağız. Sadece başkanlık olsun diye sistemi getirmeye girişirsek ileride şu anda hiç göremediğimiz ciddi problemler çıkacaktır.

        Bunların neler olabileceğini anlamak için şu anda bu sistemle yönetilen ülkelerde olanlara bakıp dersler çıkarmak gerekiyor.

        ABD’DE BU KONU TARTIŞILIYOR

        Başkanık sistemi iyidir, güzeldir ve çok da etkili bir yönetim sistemidir, ama hiç ummadığınız bir anda sistem öylesine büyük problemler çıkarır ki şaşırıp kalırsınız.

        Şu anda seçim kampanyasının hızla sürdüğü Amerika’da öylesine beklenmedik bir sorun çıkıverdi ki ülkede tartışılan tek konu bu oldu. Dediğim gibi böylesine gelişmeleri, “Bizi alakadar etmez” diye bırakmak yerine bunun sistemin oturmuş olduğu ülkelerde nasıl ele alındığını anlayıp öğrenmeliyiz.

        Şu anda Amerika’nın tek tartıştığı konu, Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton’ın FBI tarafından soruşturulan özel gönderdiği e-mail’ler. “Bunun başkanlık sistemiyle ne alakası var?” diye sorarsanız ben de “O sistem işte böyle bir şey, düşünmediğiniz her şey sistemle ilgili olabiliyor” derim.

        FBI bundan bir süre önce, Hillary’nin dışişleri bakanıyken, bakanlığın değil kendi özel e-mail hesabından gönderdiği işle ilgili e-mail’leri soruşturuyordu. Eğer bu mail’lerde devlet sırrı içeren bilgi olduğu ortaya çıksaydı Hillary şimdi aday değil bir sanık olarak hâkim karşısına çıkacaktı.

        FBI bir süre önce soruşturmanın bittiğini ve Hillary’nin aklandığını açıkladı. Ama seçime bir hafta kalmışken FBI Başkanı James Comey, aniden kongreye bir mektup yazıp soruşturmanın yeniden açıldığını, çünkü yeni mail’lerin ortaya çıktığını söyledi ve ortalık birbirine girdi.

        Trump’ın, bu açıklamadan sonra bir tek sevinçten göbek atmadığı kaldı. Hillary ise tam “Kazandım” derken müthiş bir darbe yemiş oldu. Şu anda seçim hâlâ ortada gözüküyor. Çünkü Trump, Hillary’nin aslında suçlu olduğunu ve bir suçlunun sakladığı bilgilerle Beyaz Saray’a sokulmaması gerektiğini söylüyor. Cumhuriyetçi Parti, seçimden hemen sonra Hillary’yi soruşturma heyetinin önüne çıkarma hazırlığında. Evet, FBI başkanlarının, kendilerini atamış olan başkanları da soruşturma hakları var bu sistemde.

        SİSTEM NE DİYOR?

        ABD’de FBI başkanları, başkan tarafından atanıyor ve senato tarafından onaylanıyor. FBI başkanları, idari olarak başsavcı ve adalet bakanına bağlı, bunların ikisi de yine başkan tarafından atanıyor. Şimdi Demokrat Parti, seçime bu kadar az vakit kalmışken FBI başkanının içeriğinde ne olduğunu tam bilmediği e-mail’ler nedeniyle yeniden soruşturma açmasının doğu olmadığını, bunun Trump’a yaradığını söylüyorlar.

        Yani FBI başkanı, soruşturma açacağını önceden Başkan Obama’ya söylemeye gerek bile duymadı.

        Şimdi akla sistem açısından şu soru geliyor: “Başkan Obama, Hillary Clinton’ı desteklediğinden acaba açıklama yapmadan önce haberdar olsaydı FBI başkanına bunu şimdi yapmamasını söyleyebilir miydi?”

        Bu soru Türkiye açısından önemli; çünkü bizde başkanlık denilince akla herkesin, her kurumun üzerinde olan tek adam sistemi geliyor. Ama bakın sistemin var olduğu Amerika’da başkan, destek verdiği insana darbe vuracak bir açıklamayı kendi atadığı FBI başkanının yapmasını engelleyemiyor.

        Eğer şimdi başkanlık sistemini düşünmeye başlayan bizler, aslında o sistemin başkana mutlak güç vermediğini, sistemin bunun oluşmaması için birtakım tedbirler aldığını anlamazsak, getireceğimiz sistemin adı başkanlık sistemi olmaz. Adının ne olacağını da bunu getireceklerin koyması gerekecek.

        Sonraya mı bıraksaydı?

        FBI başkanlarının sistemde bağımsız olduklarını söyleyenler bile, “Açıklamayı yapmak için keşke seçimden sonrasını bekleseydi de seçime müdahale etmiş gibi görünmeseydi” diyorlar. O da diyor ki: “Seçim sonrasını bekleseydim o zaman da Trump tarafından seçime müdahale etmekle suçlanacaktım. Bu yüzden ben kongreye karşı sorumluluğumu yerine getirdim.” Başkanlık sistemlerinde kurumlara verilen bu bağımsızlık, sistemin tam işlemesini sağlamak ve başkana da güç katmak için çalışıyor. Bunu da hiç unutmamamız gerekiyor.

        Diğer Yazılar