Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünlerde yaşananlar gösteriyor ki, yazar James Ellroy’un Amerikan derin devleti içindeki mücadeleyi anlattığı ve başkanın öldürülmesine kadar giden o karanlık süreci tanımladığı gerçeklerden uyarlanan romanı “American Tabloid”in ikincisinin yazılmasının zamanı çoktan gelmiş.

        O günlerde (1960’lı yıllar) olduğu gibi çeşitli karanlık, yeraltı güçleri tekrardan harekete geçti. Hepsinin devlet içinde müttefiki de var ve hepsi kararlı biçimde mücadele ediyor.

        FBI içinde de CIA içinde de bölünmüşlük ve rahatsızlık var. Hareketlenen karanlık güç- leri kimin nasıl kontrol edeceği de belli değil. Kontrolden çıkıp bir şeyler yapmalarından korkuluyor.

        Bu örgütleri en iyi bilip tanıması gereken FBI’da son yaşananlar, Amerika’daki tehlikeli bölünmenin işaretlerini veriyor. FBI Başkanı James Comey, Trump’a yakın olan ajanların baskısına dayanamayıp bir süre önce Hillary Clinton hakkındaki soruş- turmanın tekrardan açıldığını ilan etti. İncelenmesi gereken 650 bin e-mail olduğu söyleniyordu, ama aradan 9 gün geçtikten sonra muhtemelen “karşı derin devlet fraksiyonu”nun baskılarına dayanamayarak soruşturmanın bittiğini ve Hillary’nin aklandığını açıkladı. Anlayacağınız, derin devlet fraksiyonları FBI içinde tam olarak birbirlerine girmiş durumdalar.

        FRAKSİYON ÇATIŞMASI

        İçinden fazla haber sızmayan CIA ve diğer istihbarattan sorumlu birimlerde de ciddi bir derin devlet iç fraksiyon çatışması olduğu söyleniyor. İki aday da geldiklerinde ne yapacaklarını pek açıklamadılar, ama dış politikada değişimler olması bekleniyor. Bu da daha önce bölgemizde ciddi bazı adımlar atmış olan CIA gibi birimlerde rahatsızlığa yol açıyor.

        Sahada bağlantılar kurmuş, ajanlar oluşturmuş, girişimler yapmış birimlerin, politikada bir değişim olduğu takdirde durumu nasıl toparlayacakları meçhul. Bu yüzden seçime etki etmek için ellerindeki tüm kozları oynayan derin devlet fraksiyonlarından hangisinin hâkim olacağının bir an önce ortaya çıkması isteniyor.

        DERİN DEVLETİN AKSAÇLILARI

        Girişte bahsettiğim James Ellroy’un kitabında bugünkü gibi durumlarda işlerin her an kontrolden çıkabileceği ve daha önce olduğu gibi başkanların öldürülmesine kadar varabilen karanlık işler döndüğü anlatılıyor.

        Bu arada derin devleti oluşturan güç- ler arasında çatışmalar olması, “derin devletin aksaçlıları” olarak adlandırılabilecek insanları rahatsız ediyor. Bunlar seçim sonrasında hemen işe el koyup karanlık dünyalarda düzeni ve yazılmamış kuralları uygulatmak niyetindeler.

        Aralarında çok büyük işadamları, eski CIA başkanları, devlete uzun yıllar hizmet etmiş tecrübeli isimler, ünlü medyacılar ve eski genelkurmay başkanlarının da bulunduğu bu aksaçlılar grubu bir anlamda derin devlet koordinatörü gibi hareket edip bugünkü tehlikeli gidişata müdahale edecekler.

        Bunların umudu Hillary’nin seçilmesinde; çünkü o seçilirse bu düzenin daha çabuk kurulacağı düşünülüyor. Eğer Trump seçilirse işler daha zor olacak; çünkü o derin devlete bile bir yeni düzen getirmeye kararlı ve makul önerileri dinlemek istemiyor. Trump’a karşı nelerin yapılacağı da seçim sonrası ortaya çıkacak.

        Bence bugünlerin romanı birkaç yıl sonra çıkar ve ilk “American Tabloid” kitabından çok daha karanlık ilişkilerin anlatılacağı bir kitap olur. Seçim yarışında ortalık darmadağın oldu, ama yarından sonra artık düzeni sağlama, bazı güçleri kontrol altına alma zamanı geliyor.

        İddia ediyorum ki çarşamba gününden itibaren kim başkan olursa olsun çok ilginç ve bilinen isimlerin ortaya çıkarak öneriler getirdiğini ve bağlantılar kurduklarını görmeye başlayacağız.

        GARİP BİR SEÇİM

        BAŞKANLIK seçimi, Türkiye saatiyle 24.00 veya 01.00 gibi belli olur diye düşünüyorum. Aylardır bir kampanya sürüyor, ama bugüne kadar tek bir önemli konu bile tartışılmadı.

        Ben işim gereği her gün tüm gazeteleri dikkatle okurum. Bugüne kadar gerçekten önemli, tüm dünyayı ilgilendiren tek bir konu bile gündeme gelmedi.

        “Amerika, Ortadoğu’da ne yapacak, Türkiye’yle ilişkileri ne olacak, DEAŞ’la nasıl mücadele edilecek, devletin Kürt politikası ne olacak, İsrail’le neler yaşanacak?” gibi konularda seçim kampanyası boyunca tek bir kelime bile edilmedi.

        Trump, Hillary Clinton’ın bir suçlu olduğunu söyleyip durdu; Hillary ise sadece Trump’ın kadın düşmanlığından bahsetti. Dışarıdan bakanlar, koskoca Amerika’nın ilgilendiği ve çözmesi gereken konuların sadece bu olduğunu düşünebilirdi.

        Bu Amerika gibi süper bir güce gayet tabii ki yakışmıyor ve derin devletin aksaçlıları da bu durumdan son derece rahatsızlar.

        Seçim sonrasının hem devlette hem de derin devlet içinde bir toparlanma, yeniden pozisyonlar alma dönemi olması umuluyor Washington’da.

        BARACK OBAMA VE MICHELLE

        ZENCİ aktivist Al Sharpton, görevinden ayrılmak üzere olan Barack Obama ile uzun bir TV söyleşisi yaptı. Şunu gördüm ki Obama, bir devlet adamı kimliğini kendisine tamamen içselleştirmiş ve ona göre düşünüp davranıyor.

        Kendisi 20’nci yüzyıl başlarından kalma bir devlet adamı gibi olduğu için Donald Trump’tan da tiksiniyor. Sorulan soru ne olursa olsun makul, birleştirici, rahatlatıcı ve sakinleştirici konuşmaya dikkat ediyor. Benim “derin devletin aksaçlıları” dediğim ve her partiden, her görüşten insanın bulunduğu gruba uygun bir insan Obama.

        Zaten Beyaz Saray’dan ayrıldığında onun da bu grubun içinde olmayı sürdüreceğini tahmin etmek güç değil. Hillary başkan olursa tavrıyla onu pek aratmayabilir, ama Trump başkan olursa Amerika’nın Obama’yı çok özleyeceği de kesin.

        Kampanyanın son günlerinde Michelle Obama’nın aslında ne kadar değerli, ne kadar güçlü bir kadın olduğu da anlaşıldı. Hillary Clinton için kampanyaya o da katıldı ve yaptığı konuşmalarla ne kadar da derin bir insan olduğunu gösterdi. Amerikan kadınları bir rol modeli bulmak için Hillary ile Michelle arasında tercih yapmakta zorlanacaklar gibi geliyor bana.

        Diğer Yazılar