Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarihinin en zorlu, en acımasız, en karmaşık seçiminden sonra Amerika bugün ne tür bir sabaha uyanacak? Bu sorunun yanıtını net verenlerin sayısı çok az. Kendi tuttuğu taraf kazansa dahi cevabı vermekte zorlanıyor herkes.

        Aslında “Morning in America” (Amerika’da Sabah), Ronald Reagan’ın ikinci seçim kampanyasında kullandığı son derece optimist bir reklam kampanyasıydı. O reklamda “Amerika’da yine sabah” denilerek işe giden insanlar neşe içinde, gelecekten korkusuz gösteriliyordu.

        Sabah hem insanlar hem de ülke için bir başlangıç, güzel geleceğe açılan yelken zamanı olarak gösteriliyordu.

        Amerika o günlerde, çok uzak da değil 1984’te umut dolu, geleceğe güzel bakan bir ülkeydi. Şimdi ise kötümserlik, her türlü belirsizlik sarmış etrafı.

        O reklamın bugün değil oynatılması, çekilmesi bile düşünülemez herhalde. Bugün kim başkan olursa olsun onun bu durumu kolay toparlayabileceğine kimse inanmıyor.

        BAŞKANIN EĞİTİMİ BAŞLIYOR

        Bugün ilerleyen saatlerde Amerika’nın yeni seçilmiş başkanının devlet eğitimi başlayacak.

        Yeni başkana devletin her türlü gizli bilgisi, ilgili birimi tarafından verilecek. Devletin en derin, en hassas konuları tek tek öğretilecek.

        Bu öğretme işinin eğer Trump başkan seçilirse hayli zorlu geçeceği biliniyor. Hillary Clinton seçilirse o bu konularda zaten bilgili olduğundan süreç çabuk atlatılacak.

        Bu eğitim süreci devam ederken başkan aynı zamanda birlikte çalışacağı takımını da kurmaya başlayacak.

        İlk önce “White House Chief of Staff”ın, yani başdanışmanın atanması bekleniyor. Böylece başkan, Beyaz Saray’da en yakından çalışacağı adamını atayacak.

        Bunun bir an önce yapılması gerekiyor; çünkü bu kişi takım oyuncularının seçiminde başkana en fazla yardımcı olması beklenen kişi.

        Trump bu göreve eski New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani’yi atayabilir.

        Hillary’nin ne yapacağı ise bizleri çok ilgilendiriyor. Bu kişi abisi Tony ile kurdukları lobi şirketi FETÖ için çalışan John Podesta da olabilir, hakkında birçok dedikodu çıkarılan Huma Abedin de.

        Oluşan takımların Türkiye açısından ne anlam ifade ettiklerine bakıp yorumlamayı sürdüreceğim.

        BİZİM İŞİMİZ

        İkiadayın da siyasi karargâhları New York’ta olduğu için geldiğim günden bu yana Washington ile New York arasında mekik dokudum. Bundan sonra işimin ağırlığı daha çok Washington’da olacak. Çünkü başkan çalışacağı takımı kurarken Türkiye’yle ilgili birimlerde de değişiklik kaçınılmaz olacak. Yeni gelenlerin veya bazılarının gitmesinin Türkiye için ne anlama geleceğini anlamaya çalışacağız.

        Neler olacak?

        Cumhuriyetçi Parti, ABD Kongresi’nde hareketlenerek Hillary Clinton’ın mutlaka yargılanmasına çalışacak. Ona sürekli saldırıda bulunup iş yapamaz hale getirmeyi düşünüyorlar.

        Trump ise seçilemezse seçim kampanyası boyunca sağladığı kitlesel dinamiği kaybetmek istemiyor, bu nedenle şehir şehir dolaşıp stadyum gösterilerinde konuşacak. Tabandan gelen hareketi geliştirmek istiyor. Ayrıca web TV kurup Fox TV’ye rakip ve Cumhuriyetçi Parti üzerinde etkili olan bir TV kanalı da kuracak. Yani seçimde kendisini aktif desteklemeyen Cumhuriyetçi Parti’yi ele geçirmeye çalışacak. Hillary Clinton başkanolursa onu yıpratma kampanyalarının içinde en çok yine onu göreceğiz.

        Trump başkan olamazsa uzunca süredir ihmal ettiği işinin başına dönecek. Seçilirse işiyle bağlantısını tamamen kesecek, her şeyi oğluna bırakacak.

        Ama Demokrat Partililer bu konuda şüpheliler, onun başkan olursa işine çıkar sağlamak için bu gücü kullanacağını söylüyorlar.

        Trump, daha kampanya sürerken Washington’da yeni kurduğu otelin açılışını yapmış ve politikayı işinin tanıtımı için kullanmıştı. Demokrat Partililer, işte bu yüzden başkan olursa yolsuzluklar açısından onu yakından takip edecekler.

        Obama’nın maaşı

        Başkan Obama görevdeyken yılda 400 bin dolar maaş alıyordu. Ayrıca 50 bin dolarlık şahsi harcama yetkisi vardı. Beyaz Saray’ın harcamalarını da devlet karşılıyor tabii ki. Obama başkanken, eski başkanların ofisten ayrıldıktan sonra alacakları paralarda da artışlar yapan kanunu imzaladı. İlk kez 1958 yılında kanun haline getirilmiş “Former Presidents Act”te değişiklik yapıldı, eski başkanların alacağı para artırıldı. Bu paket içinde başkana sağlanan çalışma ofisi, yardımcıları, danışmanları ve gizli servis koruması da var. Ayrıca başkanların eşi için de ayrı harcama yetkileri bulunuyor. Eski başkanlara son artışın ardından 210 bin dolar kadar yıllık maaş da ödeniyor. Ayrıca başkanlara hayat boyu yetecek kadar posta pulu da veriliyor. Bu internet öncesi dönemden kalmış bir gelenek olsa gerek.

        O DA ZENGİN OLACAK MI?

        Obama’nın sivil hayatta Clinton gibi büyük paralar kazanmaya başlayıp başlamayacağı da tartışılıyor. Şu anda ona birçok yönetim kurulu üyeliği ve çok para kazanma fırsatının bulunduğu alternatiflerin geldiği söyleniyor. Ama onun, Washington’da satın aldığı yeni evde bir süre dinlendikten sonra iş düşünmeye başlayacağı söyleniyor.

        Diğer Yazılar