Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Trump’ın etrafında sert tavırlı, asker kökenli yetkililerin çoğunlukta olmasının bizi hemen aldatmaması gerektiğini iki gün önce yazdım. Ve Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak onun en yakınında göreceğimiz Mike Flynn’ın kafasında, askeri stratejiler dışında bölgemize yönelik Türkiye merkezli yeni bir Marshall Planı olduğunu da vurguladım.

        Bölgemizde “ekonomik kalkınmayı topyekûn sağlayarak yaratılan refahı paylaştırıp terörü doğuran koşulları en alt düzeye indirme” amaçlı bu planın Türkiye’yi bölgede merkezi önemde bir ülke haline getireceğini de söyledim.

        Bunun üzerine bazı eleştiriler aldım. Onlar, Amerika dışına para yatırılmayacağını söyleyen Trump’ın böyle bir Marshall Planı’na nasıl para ayıracağını anlayamadıklarını söylediler.

        MARSHALLPLANI’NIN MALİYETİ DAHA AZ

        İtiraf etmeliyim ki anlamlı bir tepkiydi bu. İlk yazıyı yazarken bu büyük planın parasal kaynakları konusunda da yeterince açıklayıcı yazmalıymışım, bunu şimdi görüyorum.

        Tabii ki Trump’ın hayata bakışı, Amerika dışına kaynak aktarılmasına karşı, ama bu durumda Türkiye merkezli yeni bir Marshall Planı daha fazla kaynak aktarılmasını değil, aksine şu anda harcanan ve boşa gittiği düşünülen büyük miktarda paranın azaltılmasını da sağlayacak.

        Trump şu anda Amerika’nın bölgedeki askeri angajmanlarına büyük paralar yatırıldığını ve bunun 6 trilyon dolara kadar yükseleceğini düşünüyor. Aynı zamanda bu 6 trilyon dolar karşılığında bölgede Amerika yararına fazla bir ilerleme kaydedilmediğini de söylüyor ve bunun değişmesi gerektiğini vurguluyor.

        Dolayısıyla Türkiye merkezli yeni bir Marshall Planı, evet bir miktar kaynak aktarılmasına yol açacak, ama bunun, yapılacağı hesaplanan toplam 6 trilyon dolar askeri harcamadan çok daha düşük miktarda olacağı, dolayısıyla uzun dönemde Amerika’ya tasarruf sağlayacağı da hesaplanıyor.

        Bu parasal avantajının yanı sıra yeni planın bölgeye uzun dönemde daha kalıcı, daha yapısal bir barış getireceği de düşünülüyor.

        TRUMP’IN MUSUL YAKLAŞIMI

        Musul’a yapılan son operasyon Amerika tarafından planlanmış, oluşturulan koalisyonda İran ve ona yakın milislere özel vurgu yapılmış, buna karşılık Türkiye’ye fazla rol verilmek istenmemişti. Bu gelişme, “Acaba Amerika bölgede kendisine yeni müttefik olarak Türkiye yerine İran üzerine mi oynamaya başladı?” düşüncesini doğurmuştu.

        Obama’nın politikalarını temelde devam ettirecek Hillary Clinton seçilseydi bu belki doğru olabilecekti.

        Donald Trump, Amerika’nın öncülüğünde oluşturulan Musul’u kurtarma operasyonunun tek kelimeyle bir fiyasko olduğunu düşünüyor ve operasyonun Obama tarafından Hillary Clinton’ın seçim şansını artıracak bir zafer hediyesi olarak acele planlandığını, bu yüzden İran’ın da dahil edilerek üzerinde fazla düşünülmeden alelacele oluşturulan koalisyonun başarısız olduğunu, uzun dönemde daha fazla sorunlar çıkaracağını danışmanlarına söylüyor.

        Trump’ın ekibi zaten İran’a son derece kuşkuyla yaklaşıyor. Ulusal güvenlik ekibinin tümü, İran’a karşı kararlı bir tavır alınması gerektiğini düşünüyor.

        Türkiye, yapılan planın yanlış olduğunu ve oluşturulan koalisyonun bölgede daha fazla sorun yaratacağını daha önceden söylemişti.

        Bunun da süreç içinde Türkiye’nin bölgedeki elini güçlendirmesi bekleniyor. Yeni yönetim resmen işe başlar başlamaz bölgesel tüm politikaları baştan ele alırken Türkiye’nin önemini daha da anlayacak gibi görünüyor.

        Yeni başkanın medyayla kavgası

        Trump siyasi yaşamında sosyal medyayı yoğun ve etkin olarak kullanmayı seven bir insan. Özellikle Twitter hesabı çok aktif, bunun yanında videolu mesajlar yayınlamak için de Instagram’ı ve Youtube’u yoğun kullanmaya başladı.

        Bu tercihinin yanı sıra seçim sürecinde merkez medyanın tüm önemli gazeteleri, Trump’’a karşı tavır alıp Hillary’yi destekledi.

        Bu ikisi bir araya gelince sonuçta Trump’ta merkez medyanın ana gazetelerine karşı bir tavır oluştu.

        Bazı medya yöneticileriyle yaptığı toplantıda bu kızgınlığının ortaya çıktığı söyleniyor. Bunun yanında New York Times’ın yöneticileriyle de bir kavga yaşadı.

        İlk önce New York Times’la yapacağı söylenen toplantının iptal edildiği, bunun nedeninin de gazete yönetiminin uyacağını belirttiği görüşme kurallarına uymayacağını söylemesi olduğu Trump tarafından sosyal medya hesabından açıklandı ve gazeteye yönelik kızgınlık ifade edildi.

        Trump, NY Times’ın taraflı ve kendisine karşı önyargılı olduğunu düşünüyor. Hep olumsuz haber yazmak için özel çaba sarf ettiklerini söylüyor.

        Bu kavga patladı, ama sonunda iki taraf da kavgadan kimsenin kazanamayacağını gördü ve ertelendiği söylenen görüşme gerçekleştirildi.

        Bu uzlaşmanın geçici, kısa vadeli olacağı, gazetenin Trump aleyhine haberler yapmayı sürdüreceği, Trump’ın da merkez medya yerine sosyal medyayı kullanarak halka ulaşmayı düşündüğü belirtiliyor.

        Diğer Yazılar