Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün içinde benim de bulunduğum, miktarı hiç azımsanamayacak sayıdaki insanın ciddi bir depresyonda olduğunu söylemek mümkün. Bunun nedeni olarak terörü, ekonomiyi, gelecek endişelerini, çocuklarımızın ne yapacağı korkularını sayabiliriz. Ama hepimizin kendine göre makul bir nedeni var. Çünkü memlekette herkesin hayat tarzı özgürlüğü ve depresyonu farklı.

        Durum böyle olunca, çoğumuz oy veren insanlar da olduğumuzdan, kendimize yakın gördüğümüz partilere oy verdiğimizden, bizi temsil etmek için TBMM’ye gönderdiğimiz vekillerin de depresyon içinde olmaları gerekiyor değil mi?

        Özellikle CHP’li vekillerin depresyonda olmaları, hatta bunu ciddi boyutta yaşamaları gerekiyor. Çünkü benim iyi tanıdığım çevre, bu partiye oy verenlerden oluşuyor. Bu çevre sadece depresyonda değil, kendilerini sürreel bir ortamda yaşayan organizmalar olarak görmeye başlayan deliliğe yakın insanlardan oluşuyor.

        Ancak bunların oy verdiği vekillere bakınca, oy verenler ile vekilleri arasında bir kopukluk olduğu çok net görülüyor.

        Bu sonuca Meclis’teki kavgalara bakarak vardım. Analizim biraz dolambaçlı olabilir; bu yüzden beni sonuna kadar sabırla okumanız gerekiyor.

        SAAT 03.00

        Burada en önemli şifre, saat 03.00; evet sabaha karşı 03.00.

        Popüler kültür içinde yerini bulmuştur bu saat. 03.00, ruh hali karmaşık ve endişeleri büyük olan insanların uyanma saatidir.

        Sabaha karşı bu saatte uyanan insanlar, endişelerinin kucağına düşerler ve bir daha uyuyamazlar. Yatakta dönmeler, tuhaf şeyler düşünmeler başlar. Hatta panik ataklar da o saatte yaşanır.

        Hani şair T.S. Eliot “The Waste Land”de, nisan ayı için “Ayların en acımasızıdır” demişti ya, bunun gibi “Sabaha karşı 03.00, saatlerin en acımasızıdır” da diyebiliriz.

        KÖTÜ RUHLARIN UYANMA SAATİ

        Dahası perili ev hikâyelerine, filmlerine bakın, hemen hepsinde kötü ruhların uyanıp evi tekrar bir dehşet anına dönüş- türmeye başlama saati 03.00’tür. Filmin başında birçok insan kötü ruhlar tarafından vahşi biçimde öldürülürken, masanın üzerindeki saat de yere düşüp durursa, daha sonra olay yerine gelen polisler saati bulduklarında tam 03.00’te durduğunu göreceklerdir.

        Ben bazı filmler hatırlıyorum, kötü ruh bulunan evler, daha yeni sahiplerine satılmadan ev gezdirilirken müşteri evdeki saatlere baktığında hepsinin aynı anda durmuş olduklarını da görür: 03.00.

        Son zamanlarda devamlı sabaha karşı 03.00’te uyanıyorum ve bir daha da uyuyamadığımdan gün ışıyıncaya kadar korku filmleri seyrederek vakit geçiriyorum.

        Bu durumda olan insanların akıllarındaki en son şey, başkalarıyla kavga etmektir. Biz o kadar kendimizle meşgulüz, kendi sorunumuza gömülmüş durumdayız ki, o saatte aklımıza gelebilecek en son şey başka insanlarla kavga, tartışmadır.

        TBMM’DE OLANLAR

        Şimdi Meclis’te yaşananları bizim dünkü gazetenin 17’nci sayfasından okuyorum. Tekmeli, yumruklu, saksılı kavga kopmuş. Saksı fırlatılan, bu arada bacağından ısı- rılan, boynu sıkılan, burnu kırılan da var. Sadece kavga değil, bir tür meydan muharebesi aslında.

        Peki bu kavga saat kaçta çıktı? Evet bildiniz, kavganın çıkma saati 03.00. Ben bu kavgaya bakınca, “Bu adamların içinde galiba hiçbir dert yok, katiyen depresyonda değiller; çünkü biz oy verenler gibi olsalar bir köşelerine çekilip endişeleriyle baş başa kalmayı tercih etmeleri gerekirdi. Hatta oturdukları yerde öne arkaya sallanırken başparmaklarını da emselerdi maruz görü- nebilirlerdi” diye düşündüm.

        Zira o saatte bu kadar şevkle dövüşebilen insanlar için başka bir makul açıklama getiremiyorum. Özellikle CHP’li vekiller, bir ara sokağa çıkıp hastanelerin önünden geçseler, psikiyatri kliniklerinin önünde sakinleştirici ilaç almak için kuyruğa girmiş seçmenlerini görebilirler. Seçmenlerine ev ziyareti filan da yapmayı düşünüyorlarsa bunun için sabaha karşı saat 03.00’ü tercih etmeliler. Çünkü tüm CHP seçmeni o saatte cin gibi, yatakta ne yapabileceğini bilemeden endişeyle oturuyor olacak.

        MÜTEŞEKKİRİM

        Bu aşamada eşim Rana’ya beni saat farkını gözetmeden aradığında hep lokal saatim olan 03.00’ü tercih ettiği için ne kadar müteşekkir olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim.

        Böylece yatmadan önce kesintisiz uyumaya devam etmek için aldığım tüm sakinleştiricilerin aslında işe yaramaz olduklarını bana gösterdi.

        AMERİKA BU STRESİ KALDIRAMAZ

        Yıllar önce yaşamış olduğum bir olayı anlatarak başlayacağım.

        Ben 1993’ten bu yana Amerikan basın vizesi sahibiyim. Amerikan basın kartım da var.

        Bir defasında görev için New York’a gittiğimde, vize kuyruğunda sıram gelince görevli memur bana hangi otelde kalaca- ğımı sordu.

        Ben otelin adını yazmaya başladığımda aynı memur, “Sakın yazma, vazgeçtim. Sana bunu sormam yanlıştı, bu basın özgürlüğüne aykırı bir davranıştır. Sen bu kart ve vizeyle istediğin yere gidip çalışma hakkına sahipsin. Bu yüzden kalacağın yeri sormak, aşırı kontrol olarak görülebilir” demişti.

        Tamam kabul ediyorum, o Amerika değişti, şimdi çok farklı bir ülke var, ama o kadar da değişmedi.

        Yani bir basın toplantısında söz hakkı isteyen tecrübeli bir gazeteciyle kavga eden bir başkana, bu Amerika bile hazır değil.

        Gazeteciye tanınan hakları, özgürlüğü ayaklar altına alan bir başkanı bu Amerika dahi uzun süre taşıyamaz. Bunu bir kenara yazın; bu tür davranışlar yakında mutlaka değişecek, göreceksiniz.

        Diğer Yazılar