Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Partilerin referandum kampanyalarını nasıl yürütecekleri konusunu dinliyordum.

        AK Partili arkadaşları dinlerken onların beni “Evet”e ikna edebilme şanslarının hiç olmadığını gördüm.

        “Bu biraz beni hüzünlendirmedi” diyemem, ama ne yapacaksınız, kader işte.

        Anladığım kadarıyla halkın içine karışacaklar ve her seçmenin elini sıkıp direkt gözünün içine bakarak ikna edeceklermiş.

        Bunu hiç beklemiyorum, ama eğer beni de bir gün halktan sayacaklarsa ve benim de elimi sıkacaklarsa “Orada durun beyler” demek zorundayım.

        Çünkü bugüne kadar benim gözlerimin içine direkt bakabilen bir insan çıkmadı.

        Zira benim gözüm şaşıdır, gözbebeklerim sabit durmaz.

        Hatta bir defasında karımla flört ederken yemeğe çıkmıştık, bana “Neden gözün hep yan masada, hep oynaştasın” demişti, ben de ona, “Ne yan masası, ben şu anda senin gözlerinin içine derin aşkla bakmaktayım” cevabını vermiştim.

        Benim gözlerim yorgun olduğumda 360 derece şaşı olabiliyor.

        Bunun bir tür rekor oldu- ğunu sanıyorum.

        Antropologlar bunun ilkel insandan kalma bir miras olduğunu ve benim arkadan beklenmedik çıkabilecek tehlikelere karşı doğal duyarlılığım nedeniyle gözlerimin böyle olduğunu söylediler.

        Yani AK Partililer, yanıma iknaya geldiklerinde karşılarında dursam da yan tarafta boşluğa bakarak konuşmalılar; çünkü gözlerimin içine ancak o zaman direkt bakabilirler.

        Baştan uyarayım da, sonra yanıma geldiklerinde gözlerinin içine direkt bakmadım diye beni “Hayır”cı diye damgalamasınlar.

        BU CUMHURİYET TARİHİNDE BİR İLK

        Türkiye’de hemen her gün insanı şaşırtan bir şey mutlaka oluyor.

        Mesela, önceki gün benim hayatta göreceğime hiç inanmadığım bir mucize oldu.

        Bu, Cumhuriyet tarihimizde bir ilkti.

        Yalçın Küçük hayatında ilk kez bir davada sanık değil, tanık olarak bulundu.

        Daha da sürprizi, tanık olarak geldiği mahkemeden yine elini kolunu sallayarak sanığa dönüşmeden çıkıp gidebildi.

        Şok içindeyim.

        Biz Yalçın Küçük ustanın bu kadar uzun süre hapishane dışında kalması fikrine henüz yeni alışmaya başlamışken o yeni mahkeme sürprizleriyle bizi şaşırtmayı sürdürüyor.

        SAHNEYE ÇIKARKEN

        Hıncahınç dolu bir stadyumun ortasına kurulmuş bir sahnede olduğunuzu düşünün.

        Perde henüz açılmamış, anons edilmenizi bekliyorsunuz.

        Sahneye çağrıldığınızda ortalık birbirine girecek, herkes ayağa kalkıp alkışlayacak ve adınızı bağıracaklar. Beklentiler yükselecek, kendilerini de uçurmanızı isteyecekler.

        Eğer bir gitar veya viyolonsel ustasıysanız işiniz daha kolay olabilir.

        Çıkıp usta olduğunuz işi yapar ve çalmaya başlarsınız.

        Ama eğer bir stand-up komedyeniyseniz, düşünsenize o sahneye çıktığınızda yüzlerce, belki binlerce insanı güldürmek zorundasınız.

        Bu yüzden benim için bir stand-up komedyeninin perde arkasından sahnedeki mikrofona doğru yürüdüğü an, en korkutucu andır.

        Mizah yazılarıma yeniden dönme kararı verirken bu korkunun benzeri bir duygu yaşamıştım.

        Stand-up’çı sahnedeki gülme seslerini duymaya başladığında rahatlamaya başlar, ben de gelen olumlu tepkilerden sonra rahatlamaya başlıyorum.

        SEVGILILER GÜNÜ ANIM

        Sevgililer Günü’nde Rana’ya bir şıklık yapayım dedim.

        New York’a telefon açtım, “Bugün gazetede de ilan ettiler, Washington temsilcisi oldum, yakında yanına geliyorum” dedim.

        Bu haberin, onun için mükemmel bir Sevgililer Günü hediyesi olacağını düşünmüştüm.

        O ise “Herhalde Washington’da yer tutup orada oturacaksın değil mi?” diye sordu.

        Ben, “Hayır, New York’ta seninle oturup Washington’a trenle gidip gelmeyi düşünüyorum” deyince telefonda uzun bir sessizlik oldu.

        Sonra, sanıyorum ki sevinçten olmalı, ağlamaya başladı.

        Oğlum ise bunun üzüntüden olduğunu söylese de ben ona inanmıyorum, o karımla aramı bozmaya çalışıyor olmalı.

        Diğer Yazılar