Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2016 yılı havayolu şirketleri açısından son derece zorlu geçti.

        Terör eylemleri nedeniyle uluslararası yolcu trafiğinde yüzde 10’a varan düşüşler oldu.

        Bu global olumsuz duruma ek olarak Türkiye hem bir darbe girişimi atlattı hem de terör olaylarını çok daha sert yaşadı.

        Bu nedenle global koşullardan zaten etkilenmiş olan Türk Hava Yolları (THY) bir de Türkiye’nin özel koşullarından darbe yedi. Hatırlayınız darbe girişiminden sonra neredeyse bir hafta boyunca Amerika Türkiye çıkışlı uçuşlara yasak bile getirmişti.

        Yani THY’nin acilen bir kriz yönetimi stratejisine ihtiyacı vardı.

        THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı devreye girdi ve çok kapsamlı ve kriz koşullarını fırsata dönüştürecek bir strateji geliştirildi.

        Ve sonuçta bence dünyadaki benzer koşulları yaşayan şirketlerin ders alması gereken bir başarı kazanıldı. Şu anda eğer dışsal koşullar örneğin savaş, terör gibi dışsal etkiler olmazsa THY 2017 yılında büyük bir çıkış yakalayacak gibi görünüyor.

        Amerika’nın koyduğu uçuş yasağını kaldırmak için nasıl inanılmaz çalış- tığını bildiğim ve daha sonra da kriz yönetmek için geceli gündüzlü çalışan İlker Aycı’yı ve kriz yönetimi stratejisini ve krizden çıkılıp geleceğe yatırım yapılması yolunda nelerin nasıl planlandığını dünyaya anlatma işini başarmak için olağanüstü özverili çalışan basın müşaviri Yahya Üstün’ü gerçekten tebrik ediyorum.

        Bu kriz yönetimi çerçevesinde nelerin yapıldığını özet halinde vermeye çalışacağım.

        - Global şartlar nedeniyle yolcu sayısının zaten düşmüş olmasını fırsat bilen THY yönetimi 30 kadar uçağını ground etti (yani uçuştan çekti ve bakıma aldı). Bu süreçte hem iç kabin sistemleri yenilendi ve ekonomi sınıfına yeni rahatlıklar getirildi, hem de business sınıfın imkânları daha da geliştirildi. Böylece yolcu sayısı eski seviyelerine geldiğinde THY yenilenmiş uçaklarıyla yolcularına hizmet verecek.

        ‘TÜRKİYE SENİ ÖZLEDİ’

        - THY yönetimi 2014-2015 yılında Türkiye’ye gelip de 2016 yılında gelmemiş olan tüm yolcuları tek tek tespit etti. Bu insanlara yönelik “1 Mil Uzağında” kampanyası sunulacak. Bunlar THY ile uçmayı tercih ederlerse dönüş biletini 1 mil karşılığında alabilecekler. Bu kampanyanın sloganı da çok güzel bence: “Türkiye seni özledi”

        Bu hem THY’nin potansiyel yolcusunu hem de ülkemize turist çekmek için çok anlamlı ve güzel bir slogan. Bir başka üzerinde çalışılan proje de İstanbul aktarmalı uçan yolculara İstanbul’da bir gece ücretsiz konaklama imkânı sağlanması. Bu imkânı kullanacak yolcuların da güzelliklerini tattıkları ülkemize ilerde turist olarak geleceklerine eminim ben.

        - Basın müşaviri Yahya Üstün’ün bana verdiği bilgiye göre THY 2017 yılında 10.1 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyor.

        İstanbul’a gelen tüm turistlerin yüzde 36’sını taşıyan THY’nin krizi yönetme ve krizden fırsat çıkarma stratejisinin başarıya ulaşması sadece ulusal bayrak taşıyıcımız olan THY’nin değil tüm Türkiye’nin gurur duyması gereken bir başarıdır.

        AHMET HAKAN'IN BAŞARISI

        Ahmet Hakan’ın haber sunuşundaki yanlışları defalarca yazdım ama adama haksızlık etmeyeyim. Balarısını gördüğümde de yazarım çünkü ben objektif bir araştırmacı gazeteciyim. Üstelik halkçı ve namusluyum (eyvah sosyal demokrat olmaya da başladım galiba).

        Ahmet Hakan’ın ana haberi sunarken en başarılı olduğu saniyeler (çünkü bunlar sadece saniye ile sayılabilecek uzunlıktalar), ana haberin sonuna doğru Ahmet Hakan’ın biraz sonra başlayacak diziyi tanıtmaya giriştiğinde yaşanıyor. Bu anlarda Ahmet Hakan’ın yüzü aydınlanıyor, suratı gülümsüyor. Biraz sonra başlayacağını duyurduğu dizinin sıkı bir izleyicisi olduğu da belli. Haberler biter bitmez ekranın karşısına geçtiğine eminim ben.

        SEKS YERİNE AKILLI TELEFON

        Toplam kullanıcıların üç tanesinden biri “Akıllı telefondan vazgeçmek yerine seksten vazgeçerim” diyormuş. Bence asıl kaliteli davranış ikisinden aynı anda vazgeçmek olurdu ama bu çok daha farklı başka bir yazının konusu olacak.

        Bunu araştıran şirket aynı zamanda bunların her 6 dakikada bir telefonlarına bakıp yeni bir şey var mı diye baktıklarını, bunun da yaklaşık günde 150 defaya tekabül ettiğini bulmuşlar.

        Bunlar üstüne üstlük ayrıca günde 110 defa SMS mesajı yolluyorlarmış.

        Anlayacağınız seksten vazgeçmek istemeseler bile akıllı telefonları nedeniyle seks yapmaya zaten vakitleri de yok.

        Bu aslında sosyal bir facia. İşte bu nedenle romantik bir ortamda yemek yiyen sevgililerin birbirleriyle konuşma yerine ellerindeki telefona baktığını görüyoruz.

        Ayrıca bana olmadı ama arkadaşlarımdan duyduğuma göre seviştikleri kadın sevişme anının en heyecanlı olması gereken anlarında SMS mesajı atmaya bile başlayabiliyormuş. Bu arzunun kadının mı yoksa erkeğin mi sorunu olduğu belli değil.

        Bunun benim açımdan hiçbir sakıncası yok çünkü o anda kadın bana ne kadar az konsantre olursa o kadar iyi. Kadın SMS mesajlarına konsantre olursa seksüel başarısızlıklarım da fazla göze batmayabilir. Ancak bunun seksüel başarılarıyla övü- nen insanlar, örneğin Ertuğrul Özkök açısından sakıncası olabilir. Çünkü öyle insanlar seks sonrasında kadınların kendilerini övmelerini de isterler muhakkak. Ahmet Hakan’ın da öyle olduğuna eminim ama o topa girmeyeceğim. Aralarındaki bu konudaki tartışmaya müdahil olmayacağım.

        Çünkü müdahil olduğum takdirde kendim hakkında da bir şeyler söylemem gerekecek, bu da zor, çünkü sıfır hakkında konuşmak neredeyse imkânsız.

        Diğer Yazılar