Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün Washington’da olan bitenleri yazmaya başlamadan önce çok kısa dertleşmek gereği duyuyorum sizlerle. Burası her kaynağın siyasi oyunlarının olduğu, karanlık dünyaların ajanlarının iç içe yaşadığı bir dünya. Benim gibi çok eskiden gelen bağlantılara sahip, derinlikleri bilen kişilerle konuşma imkânı olan bir gazeteci için de bu dünya bazı tehlikeler içeriyor.

        Ayrıca benim gibi çok hassas dengeleri olan bir ülkenin gazetecisiyseniz, bu tehlikeler daha da artabiliyor. Hangi olayı alırsanız alın, herkesin bir söylemi var ve bu söyleminin altında bir de oyun bulunuyor. Siz bu bilgi akışı içinden gerçeğe en yakın olanı süzüp çıkarmak zorundasınız. Bir yandan da ülkeniz aleyhine dezenformasyon yapacaklara dikkat etmelisiniz.

        Bu nedenle bugün de olduğu gibi bazen hataya düşmemek ve yanıltılmamak için yazmadıklarınız, yazdıklarınızdan fazla olabiliyor. Hele konu Suriye gibi binbir oyununun oynandığı ve kirli hesaplaşmaların yaşandığı bir konu ise sizin gazeteci olarak sorumluluğunuz daha da artıyor. Bu kısa dertleşmeden sonra konulara gönül rahatlığıyla geçebilirim sanıyorum.

        AMERİKA, ESAD’I DEVİRECEK Mİ?

        Savunma Bakanı Fikri Işık, Amerikan yönetimi içinde başlayan Suriye tartışmasında yönetimin Esad’a karşı daha aktif olmasını sağlamak için Washington’da, ABD Savunma Bakanı James Mattis’le görüşecek.

        Amerika’nın tavrını değiştirip Esad’ı devirmeye yönelik karar alması ihtimali bugün her defasından daha yüksek olabilir, ama derinlerde bilinmesi gereken bir mekanizma da var. Obama başkanken dönemin “Defense Intelligence Agency”si, Amerikan ordusunun komuta kademesi olan Genelkurmay Başkanlığı (Joint Chiefs of Staff) ile ortak bir gizli rapor hazırladı.

        Bu raporda Esad’ın düşürülmesi durumunda Suriye’de ülkenin kısa sürede cihadist grupların eline düşeceği, Ortadoğu’da büyük bir yangın çıkacağı sonucuna varılıyordu. Amerikan yönetiminde durum değerlendirmesi hâlâ bu rapora dayanılarak yapılıyor. Bakan Işık, umarım ABD yönetimini Esad’a karşı harekete geçmeleri için ikna etmeyi başarır.

        KİRLİ KİMYASAL OYUNA DİKKAT

        Biliyorsunuz, Rusya Lideri Putin bir karşı hamle yaparak Suriye’deki kimyasal saldırının bağımsız araştırılmasını istedi. Tüm deliller Esad’ı işaret ederken Putin neye güveneek böyle bir şey istedi? Bunun anahtarı 4 dört yıl önce yapılmış olan kimyasal saldırı sonrasında yaşananlarda yatıyor.

        4 yıl önce Suriye’de bir kimyasal saldırı olduğunda Obama, Esad’dan bunun öcünü almaya karar vermişti. Bana bu süreci anlatan Amerikalı kaynak, o günlerde bunun içinde olan bir kişi. O zaman askerler Suriye’nin vurulması için 35 ayrı hedef sunmuşlar Obama’ya. Obama ise bunun Esad’a zarar veremeyeceğini, askeri hedeflerin yanı sıra sivil altyapıları da vuracak güçlü bir bombardıman stratejisi istemiş. Bunun üzerine B-52’ler ile ağır bombardımana karar verilmiş ve hazırlıklar yapılmış. İngilizler de bu operasyon için 6 adet RAF Typhoon jetini Kıbrıs’a yollamış, ayrıca Tomahawk füzeli bir denizaltı hazır etmişler.

        CASUSLAR DEVREYE GİRİYOR

        Amerika tam Esad’a ağır bir darbe vurmaya hazırlanırken gaz saldırısının kaynağı konusunda kafaları karıştırıcı bilgiler deveye sokulmuş ve operasyon durdurulmuş. Bugün de aynı süreçte olduğumuzdan o günlerde gizli olanların iyi bilinmesini istiyorum ki Türkiye adımlarını dikkatli atsın. İngiliz istihbaratının yakın çalıştığı ve çok güvendiğini söylediği bir Rus kaynak, Suriye devletinin elinde olduğu söylenen kimyasal silahlarla ilgili örnekleri İngilizlere teslim etmiş. Bu örnekler İngiltere’de Porton Down adlı bir istihbarat laboratuvarında incelenmiş. Ve bu örneklerin, o dönemki saldırıda kullanılan kimyasal gazla uyuşmadığı, dolayısıyla o gaz saldırısının Suriye devleti tarafından yapılmadığı sonucuna varılmış. Örnekleri getiren Rus mu yalan söylüyor yoksa istihbarat örgütü mü bu tabii ki belli değil.

        Bu bilgi ABD Defense Intelligence Agency’ye yollanmış. O da bu bilgiyi çok az kişinin görebildiği “Syrup” raporuna koymuş. Bunun üzerine Obama operasyonu son anda iptal edilmiş.

        Bugün de yine pis bir oyun oynanmakta. Dengeler çok hassas ve Türkiye çok dikkatli olmak zorunda.

        İBRE TÜRKİYE’YE DÖNÜYOR

        Washington’da bir ulusal güvenlik camiası vardır. Bu camia tüm istihbarat birimlerinin temsilcileri ve Beyaz Saray’daki asil (principals) güvenlik sorumlularından oluşur. Bu camiada daha önce Türkiye’ye düşmanlık besleyenler etkiliydi ama şimdi daha dengeli davrananlar devreye girdi. Süreç Türkiye’ye karşı hayli önyargılı olan başstratejist Steve Bannon’un görevine son verilmesiyle başladı.

        Michael Flynn’ın yerine gelen yeni güvenlik danışmanı H.R. McMaster’ın gücü arttı ve kendisine yakın insanlardan oluşan bir güvenlik konseyi oluşturmaya başladı. McMaster hem Suriye’de hem IŞİD’e yönelik savaşta Türkiye’yle aktif işbirliğine inanıyor. Bu bağlamda Kathleen McFarland da güvenlik konseyindeki görevinden alınıp Singapur’a elçi olarak gönderildi.

        İsrail bağlantılı olan başkanın damadı Jared Kushner ve Ivanka da Türkiye’yle makul ilişkiden yana. ABD’nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Nikki Haley de Esad’ın düşürülmesi fikrine sıcak yaklaşıyor. Beyaz Saray’daki diğer Türkiye düşmanı Stefan Gorka gözden düşüyor. Damat Kushner, eski Nazi Gorka’dan hiç hoşlanmıyor. Anlayacağınız bayağı karmaşık bir iç kavga yaşanıyor ve tüm olan bitenin uzun vadede Türkiye lehine işlemesi ihtimali de var.

        Diğer Yazılar