Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD Başkanı’nın kafasında hiçbir strateji oluşturmadan hareket ettiğini sadece YPG ile işbirliği kararında değil FBI Başkanı’nı görevden alma kararında da gördük.

        Beyaz Saray’ı da Rusya nedeniyle soruşturmakta olan FBI Başkanı’nı görevden almasının bir anayasal kriz çıkaracağını görmeden kararını verdi Trump. Üstelik intihar eder gibi görevden alma kararından bir saat sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u Oval Ofis’te kabul etti. Kabule sadece Rus gazetecileri almak gibi tuhaf bir şey de yaptı.

        Beyaz Saray’ı da Rusya nedeniyle soruşturmakta olan FBI Başkanı’nı görevden almasının bir anayasal kriz çıkaracağını görmeden kararını verdi Trump. Üstelik intihar eder gibi görevden alma kararından bir saat sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u Oval Ofis’te kabul etti. Kabule sadece Rus gazetecileri almak gibi tuhaf bir şey de yaptı.

        “DEAŞ’la en etkin YPG mücadele eder” diye onlara ağır silah desteği verme kararını alırken de sonuçları düşünmeden hareket etti Başkan Trump.

        Eğer stratejik düşünseydi, bu kararının Amerika aleyhine sonuçlar doğuracağını da görürdü.

        Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Mayıs’taki zirvede Trump’ı biraz stratejik düşündürebilirse onu ikna edip kararını düzelttirme ihtimali hâlâ var.

        Devletin çeşitli birimlerinde analist olarak çalışmış kaynağım bana bunun yolunu anlattı.

        SURİYE’DE İRAN KORİDORU

        “Eğer Trump, DEAŞ’la mücadele dışına biraz çıkıp geleceği düşünebilirse, bu kararının bölgede Amerika’nın en büyük tehdit olarak gördüğü İran’ın kuvvetlenmesine yol açacağını görür” dedi bu kaynak.

        İran devleti yaklaşık 6 yıl önce Suriye’deki karmaşadan bir çıkar sağlama stratejisi oluşturup Kasım Süleymani komutanlığında Suriye içinden Akdeniz’e ve Lübnan’a ulaşmayı hedefleyen koridor meydana getirme işine girişmiş.

        Başta biri kuzeyde, diğeri güneyde olmak üzere iki koridor üzerinde çalışmaya başlamışlar.

        Daha sonra güneydeki koridorun daha kısa olmasına rağmen işlerliği olmayacağına, kuzeydeki koridorun asker ve teçhizat sevkıyatı için kullanılmak üzere oluşturulmasına karar verilmiş.

        Bana verilen haritaya da bakarsanız bu koridor, İran’ın batısından çıkıp kuzeye doğru bir süre gittikten sonra Suriye’nin kuzeyinden, yani Kürtlerin etkin olduğu bölgeden geçip Suriye rejiminin güçlü olduğu araziden yola devam ederek yine rejimin kontrolündeki Lazkiye Limanı’ndan Akdeniz’e açılmayı hedefliyor.

        Tabii bu koridor tam işlerliğe kavuşunca İran istediği zaman Lübnan üzerinden İsrail’in de sınırına dayanacak. Koridorun uzunluğu 800 mil. Biraz fantastik görünse de bu koridorun İran için pratikte önemini analiz eden çalışmalar var. (“Amid Syrian Chaos, İran’s Game Plan Emerges: A Path to the Mediterranean”, Guardian Gazetesi; “İran’s Ambitions in the Levant”, Foreign Affairs Dergisi; “İran Soon to Control Land Corridor to the Mediterranean”, Washington Times Gazetesi.)

        Bu çalışmalarda deniyor ki, bu koridor oluşturulduğu takdirde İran bölgenin en büyük hâkimi olur ve etkinlik alanını çok genişletir.

        Türkiye bu koridoru tabii ki istemiyor. Keza Amerika’nın da istememesi lazım. İsrail’in tavrı ise malum, buna şiddetle karşılar.

        İran’ın bu koridorun fonksiyonel olması için Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere güvendiğini de bilmemiz lazım. Yani ABD, Kürtleri güçlendirme kararından vazgeçmezse bu onun hiç istemeyeceği biçimde kısa sürede İran’ı güçlendirmekle sonuçlanabilir.

        Uzman kaynağım, “eğer zirvede işin bu yönü Trump’a iyi anlatılır ve tehlikeye dikkat çekilirse o zaman ABD’nin yapmakta olduğu yanlıştan dönme ihtimali olacağını” da söyledi.

        Diğer Yazılar