Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        WASHINGTON’un bölgemize yeni bir düzen getirmek için adına “nihai anlaşma” dediği bir strateji geliştirdiğini, özellikle Suudi Arabistan ve İsrail’le ortak çalışarak bölgeye yeni düzeni empoze etmeye çalıştığını geçen çarşamba günü yazdım. (Türkiye’ye neden operasyon yapılıyor?)

        Tabii her zaman olduğu gibi masada yapılan planlar ne kadar kapsamlı olurlarsa olsunlar gerçekte hiçbir zaman düşünüldüğü gibi işlemiyorlar. Başkentte, bu plan çerçevesinde yönetim içinde fikir ayrılıklarının yaşanmaya ve “nihai anlaşma” gibi büyük bir ad verilen bu anlaşma girişiminde çatlaklar oluşmaya başladığı söyleniyor.

        Oluşturulan ve büyük bir hızla bölgemizde uygulanmaya başlanan bu yeni stratejinin ilgili birimlerle tartışılmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle başta Savunma Bakanlığı ve Dışişleri’nden itirazlar gelmeye başladı.

        PLAN DAR ÇEVREDE OLUŞTURULDU

        Daha önce yazdığım gibi, bu işin koordinasyonu Trump tarafından damadı ve danışmanı Jared Kushner’e verildi.

        Onun dışında Trump’ın başmüzakerecisi Jason D. Greenblatt, Başkan’ın Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Dina Powell ve ABD’nin İsrail Büyükelçisi David M. Friedman işin içinde bulunuyor.

        Kushner, Greenblatt ve Friedman, Ortodoks Yahudiler ve İsrail’le çok yakın ilişkileri bulunuyor. Dina Powell ise Mısır doğumlu Kıpti Hıristiyan.

        Bu kadar büyük bir stratejinin Beyaz Saray’da dar bir çevre tarafından oluşturulması ve çoğunun İsrail’e yakınlığı nedeniyle özellikle Savunma ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki yetkililerin “Bu stratejinin uygulanması sırasında yanlışlıklar yapılacaktır” dediği ifade ediliyor. Bu birimler, planın uygulanmasında birçok müttefike zarar verilmesi ve onların tepkisini çekme ihtimalinden bahsediyor.

        Bu konuları izleyen uzman bir kaynak, bana şunları söyledi:

        “Beyaz Saray’ın desteğine ve İsrail bağlantılarına güvenen Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, hızlı ve fazla düşünmeden harekete geçerek hatalar yapmaya başladılar bile.

        İsrail de verilen destek nedeniyle her konuda temkini elinden bırakıyor. Örneğin, Washington’daki Filistin Kurtuluş Örgütü temsilciliğinin İsrail Büyükelçisi’nin baskısı sonucunda kapatılması da bu aceleciliğin bir örneğidir.”

        Savunma ve Dışişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar, bu tür büyük stratejilerin Beyaz Saray’da sadece benzer tavırlara sahip insanlar arasında dar bir çevrede ve karşı hiçbir görüş alınmadan yapılmasının yanlış olduğunu, planın bu şekilde uygulanmasında ısrar edildiği takdirde umulmadık ters sonuçlar bile verebileceğini söylediler.

        **************

        Güven yolunda ABD’yle ilk somut adım

        DÜN Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki telefonun asıl konusu, Suriye’ydi. Trump birkaç gün önce Putin’le yapmış olduğu telefon görüşmesinde DEAŞ sonrası Suriye’nin geleceği için politik çözüm yolunda yürünmesi üzerine anlaşma sağlamıştı.

        Suriye’deki esas hedefini DEAŞ ile mücadele olarak açıklayan Trump, siyasi düzen oluşturulması için Rusya’yla işbirliği içinde çalışacaklarını söylemişti. Ülkemiz ile ABD arasında yaşanan her türlü soruna rağmen Trump, Erdoğan’a “Siz Rusya ve İran’la birlikte çalışıyorsunuz, müttefikimiz olarak bölgede siyasi çözüm yolunda yürürken size de güveniyoruz” diyerek iki ülke arasında uzun zamandır görülmeyen olumlu bir mesaj vermiş oldu. BM Güvenlik Konseyi görüşmesinden sonra iletişime geçmeyen iki lider bu son görüşmeleriyle yeni bir sayfa da açmış oldular.

        Diğer Yazılar