Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PAZARTESİ günü New York Times’ın op-ed (editoryalin karşısındaki) sayfasında kendisini YPG’nin kadın birliği olan YPJ’nin komutanı olarak tanımlayan Nujin Derik’in bir yazısı yayımlandı.

        Bundan bir gün önce pazar günü bu köşede “PKK’nın propaganda taktiği’’ başlıklı yazımda Türkiye’ye karşı nelerin hazırlandığını söyledimse YPJ’linin yazısında bunların bir bir hepsi vardı.

        Yaptıklarını söylediğim her şeyi doğrulamak üzere yazılmış gibiydi o yazı.

        BU ARTIK TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK SORUNU

        Konu çok önemli olduğundan ve PKK/ YPG’nin bu propaganda taktiğine karşı mücadele edilmesi, bunu iyi anlamak da gerektiğinden sadece o pazar günkü yazımı değil burada göreve başladığımdan bu yana yaşadıklarımı ve öğrendiklerimi de özetlemem gerekiyor. Bazı şeyler tekrar olacak ama bunlar artık direkt Türkiye’nin ulusal güvenlik sorunu olduğundan bazı tekrarlardan dolayı kimse kusuruma bakmasın:

        1- Washington’da göreve geçen yılın mart ayında başladım. Şehirdeki istihbarat kaynaklarından burada bürosu çok faal olan YPG’nin neler yapmakta olduğunu öğrendim ve sonra onların düzenlediği birkaç konferansa da katılarak öğrendiklerimi teyit de ettim.

        2- Gördüğüm kadarıyla PKK/YPG, Amerika dahil birçok ülke tarafından terör örgütü olarak algılanmasını değiştirmek için çok kapsamlı ve örgütlü bir imaj ve PR çalışmasına girişmişti.

        3- Buna göre PKK/YPG güya artık sadece silahlı mücadele veren Marksist bir ayrılıkçı örgüt değildi, ulus devlet kavramına bile artık inanılmıyordu, Öcalan’ın yazdığı söylenen “Demokratik Konfederalizm” başlıklı broşürde konulan hedef doğrultusunda, yerel düzeyde örgütlenen bölgesel birimlerin birbirine bağlanması sonucunda oluşan bir konfederal yapıdan söz ediliyordu. Güya örgütün öncelikli meselesi artık kadın hakları ve ekolojik sorunlardı. Örgütün PR’cılarına göre Öcalan bile hapiste artık Marx yerine sol ve liberal çevrelerin hayran olduğu Noam Chomsky’yi okumaya başlamıştı.

        4- Bütün bu çalışmanın temel amacı örgütü, Batı âleminin liberal eski solcu düşünür kesimlerinin gözünde sempatik ve saygın kılmaktı.

        ROLLING STONE’DA YAYIMLANAN YAZI

        5- Bu kapsamlı çalışmanın sonuç verebileceği Şubat 2017 tarihli Rolling Stone Dergisi’nden belliydi. PR çalışması bağlamında bölgeye götürülüp koruma sağlanan, YPG’li kılavuzlar yardımıyla bölgede rahat hareket eden derginin yazarının kaleme aldığı yazının başlığı “On the front lines of Syria with the young American radicals fighting ISIS”ti. “DEAŞ ile savaşan Amerikalı genç radikallerle Suriye’deki cephelerde” diye çevirebileceğimiz yazıda önemli olan radikal ve genç Amerikan kelimelerinin bir arada kullanılmasıydı. Bu tam da örgütün yapmaya çalıştığı PR çalışmasına uyan bir başlıktı. Derginin kapağında anarşistlerin YPG’ye katıldığı vurgusu yapılıyor ve Marksist kökenlilere nostaljik gelebilecek İspanya İç Savaşı hatırlatılarak orada komünistlerin yanına gidip savaşan yabancı savaşçılara atıfta bulunuluyordu.

        6- Ben tabii ki bunları yazıp dikkatli olalım uyarısında bulundum. Şimdi aradan bunca zaman geçtikten sonra önceki gün aynı konuları aynen vurgulayan bir yazı da New York Times’ta yayımlandı. Aynı yalanların tekrarlandığı yazının başlığı da “Biz demokrasimiz için savaştık, şimdi de Türkiye bunu yok etmek istiyor”du. Aylar önce gençlere hitap eden Rolling Stone Dergisi’nde yapılan PR çalışmasının içeriği aynen New York Times’ın düşünürlerin okuduğu op-ed sayfasında tekrarlanmış.

        Pazar günü de söyledim, çok önemli bulduğum için yine tekrarlamak zorundayım: Türkiye bu istihbarat çalışmasına dikkat etmeli ve karşı ideolojik saldırıya mutlaka geçmeli.

        Demokrasiye, laik cumhuriyete, Atatürk’ün düşüncesine sahip çıkmak ülkemiz için artık bir ulusal güvenlik meselesidir, tercih değil.

        Diğer Yazılar