Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        WASHINGTON gibi hassas ve entrikalarla dolu bir süper güç başkentinde görevlendirilen yabancı muhabirlerin kendi görev tanımları ve amaçları konusunda kafalarında netlik olmalı. Bu her ülkenin muhabiri için geçerli bir kuraldır, ama özellikle Türk gazeteciler açısından daha da önem kazanmıştır. Çünkü içinde bulunduğumuz dönem, global düzeyde kopuşların yaşandığı, müttefikliklerin yeniden yapıldığı çalkantılı bir dönemdir. Global düzeyde bir ikilem de var. Hemen her ülkede makul düşünüp rasyonel, adil kararlar alınmasını savunanlar ile kaostan medet umanlar çatışıyor, neredeyse savaşıyorlar. Washington’da bu ikilem çok barizdir.

        Türkiye bölgesinde en haysiyetli dış politikaya sahip ülke olarak güçlü yönetimi ve kararlı adımlarıyla bölgesinden kaynaklanan çalkantıların ne kadar dışında kalmaya çalışsa da bu kolay değil. Ortadoğu bölgesi kendisine bir defa bulaşan her ülkeyi büyük bir bataklık gibi içine çekiyor, boğmaya çalışıyor.

        ANARŞİK BİR ORTAM

        Kendi içinde bir yönetimsel çatışma yaşamakta olan Washington’da da Türkiye’yle ilgili ne adımlar atılacağı konusunda kararsızlık, bir iç çatışma bulunuyor. Bu kamakarışık, hatta anarşik ortamda gazeteci olmak son derece dikkat ve amaç netliği gerektiriyor.

        Görev yerime tekrar döndüğüm bugün, kendimle bu hesaplaşmayı sizlerin gözü önünde yapmak istedim.

        KENDİMİ BAĞLI HİSSETTİĞİM İLKELER

        Washington’da çalışırken kendimi bağlı hissettiğim ilkeler şöyle:

        1- Ben, Habertürk Gazetesi Washington Temsilcisi Serdar Turgut olarak, birinci hedefimi Amerikan yönetiminin her kademesinde yer alan insanların beyin yapısını ve düşünce sistematiğini okumak ve anlamakla yükümlü kabul ediyorum.

        2- Bunu yaparken de çapamı, beni güvenli kıyıdan fazla uzaklaştırmaması için vatanıma atmam ve orada sıkıca tutmam gerekiyor. Yani Washington’da insanlarla konuşurken, sosyal ilişkiler oluştururken, onların beynine girmeye çalışırken önceliğimin sadece kendi vatanımın çıkarları ve ulusal güvenliği olduğunu hiç unutmamam gerekiyor. Vatanımın çıkarları ve ulusal güvenliğine ben Atatürk’ün düşünce sistematiği ve felsefesi prizmasından bakmaya çalışırım.

        3- Washington’da Türkiye-Amerika ilişkilerini bozmaya, daha da kötüleştirmeye niyetli ne kadar çok insan olsa da, bunlar önyargılı çalışmalarını var güçleriyle sürdürseler de, ben başkentteki bir Türk gazeteci olarak uzun vadede iki ülke arasında ilişkinin bir şekilde normalleşmesi ve düzgün götürülmesine inanıyorum.

        Bu 3 ilkeyi bir arada tutup çalışmanın, Washington’daki çalışmalarımı yönlendiren ilkeler olduğunu söyleyebilirim. Orada duyduğum, bana anlatılan en gizli konulara bile bu üç ilkenin temelini oluşturduğu gerçeklik testini daima uygularım.

        HATA VE DÜZELTME SÜRECİ

        Hata yapmak insanidir, ama bu üç ilke canlı tutulabildiği takdirde hayati bir hata yapmaktan kaçınabileceğimi düşünüyorum. Diğer küçük hatalar ise eğer dürüst olunduğu ve “Evet hata yapmışım” demekten korkulmadığı takdirde süreç içinde düzeltilebilecek konulardır.

        Hatta bazen küçük yanlışların ve bunların düzeltilmesi süreçlerinin de takip edilen haberler açısından öğretici olabileceğini düşünüyorum.

        WASHINGTON BAŞLIYOR

        Neyse yarından itibaren çalışma saham olan Washington’da olup bitenleri koklamaya, zihinleri okumaya yine başlamış olacağım. Buna girişmeden önce İstanbul’dayken kendime karşı dürüst, siz okurlara karşı da tamamen şeffaf olmak için bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm.

        Şimdi Washington’dan yeniden yazmaya başlamadan önce iki gün izin rica ediyorum. Bu çalkantılı hassas dönemde iki gün fazla biliyorum, ama bir tanesi pazara geliyor, yarım gün de seyahate koyun. Biraz konuştuktan ve havayı kokladıktan sonra Washington’dan yeniden yazmaya salı günü başlayacağım.

        Diğer Yazılar