Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        Bir yandan sevdiğim bir gazeteci arkadaşım 40 yıl direndikten sonra evliliğe teslim olmak üzere adımını attı, öte yandan da Oray kendi evlilik projesini de açmak için Ekrem İmamoğlu ile konuşuyor. Birincisininki rutin bir iş, ikincisininki ise evliliğin bekamızı ilgilendiren bir hale dönüşmesi anlamına gelecek.

        Kendi evliliğiyle zaten boğuşmakta olan bir insanın üstüne bir de onların problemlerinin eklenmesi beni bir hayli bunalttı.

        ***

        Rutin yolda gitmekte olan arkadaşım bana bence hayli talihsiz olan bir mesaj attı. "Umarım benim evliliğim de sizinki gibi mutlu olur" dedi.

        Ben de ona bir nişanlanma gününde, bir geleceğin damat adayına katiyen atılmaması gerekir diye genelde düşünülebilecek ama bence illa da gereken bir şekilde karşılık verdim ve "Mutlu evlilik diye bir şey yoktur" dedim.

        Bunun onu kararından caydırmayacağını, yolundan döndürmeyeceğini bile bile attım o mesajı.

        Mutlu evlilik aslında bir oksimorondur. Yani birbirine zıt kavramların bir arada kullanılarak ortaya çıkarılmış bir anlamsızlıktır.

        Esas olan evliliğin mutsuz olmasıdır.

        Mutlu evliliği aramak aktif biçimde vasatı arzulamak ve vasatı aramayı kendine hayatının amacı haline getirmiş olmayı gerektirir.

        ***

        Tolstoy, 'Anna Karenina’nın açılış cümlesinde meseleyi müthiş özetlemiştir.

        "Bütün mutlu aileler birbirine benzer her mutsuz ailenin ise kendisine özgü bir mutsuzluğu vardır" der büyük usta bu açılışında.

        Birbirine benzemek aslında vasatın bir başka biçimde anlatımıdır. Bu nedenle eğer bu hayata damga vurmak istiyorsanız, özel bir anlamınız olsun diyorsanız esas amaç mutlu evliliği değil evlilikte mutsuz olmayı hedeflemek olmalıdır.

        Mutlu evlilikler gerçekten de birbirine benzer ve vasattırlar. Asıl ilginç olanları ise mutsuz olanlarıdır.

        Onları farklı kılanı anlamak için nasıl mutsuz olduklarını anlamak gerekir. Bu anlama sürecinin kendisi bile baştan sona ilginç bir macera olabilir. Bu anlama sürecinde sürprizleri ve tanıdığınızı sandığınız insanda bilmediğiniz yönleri de bulabilirisiniz.

        ***

        Şimdi Oray ve Kadir mutlu olacakları ümidiyle bir arayış içindeler.

        Aşk insanı gerçekten de kör yapıyor olmalı. Çünkü bu iki arkadaşım da aslında çok kültürlü ve hayatı sorgulayan beyinlere sahipler. Yani ikisi de evliliklerde esas amacın mutluluğu değil mutsuzluğu yakalama olduğunu ve mutluluğu aramanın değil mutsuzluğu aramanın kendilerine yakıştığını bilecek düzeyde insanlar.

        Onlardan beklentim hayatlarının şu aşamasında ilerde nasıl mutsuz olacaklarını düşünmeleri ve bu yolda bazı ilginç projeler ortaya çıkarmalarıdır.

        ***

        Gerçi, kendi evliliğini ilginç bir şekilde mutsuz yapmak konusunda Oray’a tamamen güveniyorum. Kadir'de ise bazı şüphelerim var. Umarım o da bu şüphelerimi haksız çıkarmak için mutsuz evliliği başarılı biçimde yakalar.

        Ama ikisi dearayışlarında tıkandıkları takdirde bana yardım almak için başvurabilirler.

        Ben evlilik konusunda neredeyse profesyonel denilecek düzeyde tecrübe sahibi bir insanım.

        Ayrıca şu anda da evliliği ilginç bir şekilde mutsuz yapmak konusunda Rana tarafından zorlu bir eğitimden geçiriliyorum

        Şunu da söyleyebilirim eğer Tolstoy benim Rana ile olan evliliğimi görebilmiş olsaydı ben eminim ki Anna Karenina’nın açılış cümlesini çok daha güçlü cümleler ile yazabilirdi, bilmem anlatabiliyor muyum?

        Arkadaşlar kendi evliliklerinde nasıl mutsuz olabilecekleri konusunda bir tüyoya ihtiyaçları olursa bana başvursunlar onlara ilginç fikirler verebilirim.

        ***

        Yeri geldiğinden uzun süredir kafamda olan bir projeyi de anlatmak istiyorum.

        Ben yıllardır Rana ile girmiş olduğumuz hiçbir tartışmayı haklı taraf olarak bitiremedim. Bunca yıldır sürekli ve istikrarlı olarak bu kadar da haksız olabilmem bana oldukça tuhafmış gibi gelmeye başladı. Bunun üstüne üstlük Rana’nın evliliğimiz de tespit etmiş olduğu tüm mutsuzlukların da nedeninin sadece ben olmam da bana hayli abartılı bir tespit gibi geliyor.

        Bu yüzden ben benimki gibi ilginç evliliklerde olabilecek temel haksızlıkların ortaya çıkarılması için benimki gibi başarılı, yani mutsuz, evliliklerde sürekli bir video hakem yardımcısı (VAR) sistemi kullanılmasını istiyorum.

        Bu önerim Hıncal Uluç’u kızdıracak biliyorum ama başka çarem kalmadığı için bunda ısrarlı olmalıyım.

        Çünkü yıllardır girmiş olabileceğimiz yüzlerce hatta binlerce tartışmanın hiçbirinden haklı olarak çıkamamamın bir açıklamasını yapabilecek bir üçüncü tarafa kesinlikle ihtiyacımız var.

        Keza tüm mutsuzlukların da kaynağında benim olmamın da açıklamasını bu evlilik VAR sisteminden bekleyeceğim.

        Yeni evlenecek arkadaşlarımla da bu sistemden alacağımı umduğum yeni bilgileri paylaşacağım.

        ***

        Son olarak Oray’ın daha şimdiden devlet bekasını sorgulayacak hale gelmiş olan evliliği konusundaki bazı endişelerimi ifade etmeliyim.

        Bunu herkesin gözü önünde açıktan yaptığımızdan belki biliyorsunuzdur ben hem Oray’a uygun bir eş bulmak ve onu evlendirmek konusunda kendimi içinden çıkılmaz biçimdebağlamış durumdayım. Bu arada evlenecek diğer arkadaşım da Oray’ın düğününde best man olmak arzusunu ifade etti. Ben ona bunun aslında tehlikeli bir iş olabileceğini anlatmaya çalışıyorum ama o maalesef bunu duymayı istediği şüpheli.

        Herkes aslında benim üstlendiğim rolün çok daha büyük tehlikeler içerdiğini düşünüyor gibi.

        Ben de onlarla aynı fikirdeyim esasında.

        Çünkü Oray’ı evlendirme göreviniüstlenmek onun evleneceği kişiyi istemeye de gitmeyi içeriyor.

        Annesi hayattayken birinci evliliği için kız istemeye gidildiğinde ondan bile kaçma arzusuyla dolmuş bir insan olarak Oray’a eş istemeyi nasıl kaldırabileceğim hayli şüpheli.

        Benim kız isteme ritüelimde, ilk evliliği nasıl mutsuz yapacağımı planlayarak ortamdan koptum ve o işe dayandım. İkinci yani şimdiki evliliğimde kız istemek diye bir sorun Allah'tan yoktu. Annem vefat etmişti ve babam tüm insanlarla ilişkisini koparttığından öyle kız istemek gibi banal işlere filan girmiyordu. Girmek istese bile bunun bir problem çıkaracağı kesindi çünkü evleneceğimiz gün Rana ile ben birlikte yaşamakta olduğumuz evden çıkıp yürüyerek gittik nikah salonuna.

        Yani demek istediğim ortada kız istenecek uygun bir ortam da yoktu. Biz çoktan resmen evlenmeden önce birbirimizi mutsuz etmeye başlamıştık bile yani ilginç ve farklı bir evlilik yaşayabilmek için işe tecrübeli başlamıştık.

        Kadir kardeşime benim yaşadığım bu ön tecrübeyi aynen uygulamasını tavsiye ederek yani resmen imzayıbasmadan önceden bir alıştırma yapmasını ve işe benim gibi mutsuzluk açısından tecrübeli başlamasını tavsiye ediyorum.

        Diğer Yazılar