Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Jacques Derrida’nın ‘Voice and Phenomenon: Introduction to the Problem of the Sign in Husserl’s Phenomenology’ başlıklı kitabından sonra gerçekten anlaşılması zor ve insanı zorlayan çalışma önceki gün Venedik Film Festivali'nde insanların önüne çıkarıldı.

        Sadece tanıtım videosunun bile başyapıt olduğu söylenilen ve bu kısa filmin bile de Niro’nun 'Taxi Driver' filmi ile karşılaştırması yapılan ‘Joker’ filmi birkaç gün önce Venedik Film Festivali'nde gösterildi.

        *

        Film, eleştirmenlerinden ve blog'lardan gelen görüşler üzerine New York ve Los Angeles sinema ve sanat çevrelerinde fırtınalar estirmeye başladı. Film, ABD’de ekim ayının ilk haftasında gösterime girecek. Ama görünen o ki gösterime kadar üzerinde çok tartışılacak ve benim şu anda yapmakta olduğum gibi gören görmeyen herkes film hakkında bir laf söylemek zorunda hissedecek kendisini.

        *

        Yazının girişinde Jacques Derrida adını geçirmemden anlamış olmalısınız bu film 'yapısökümcü' (Deconstruction) bir çalışma. Alıştığımız çizgi roman kahramanına dayalı filmlerdeki klasik söylemleri yerle bir ediyor yeni Joker. Yönetmen Todd Phillips sanat filmi kategorisine sokulması gereken bir film-noir oluşturmuş Joker ile. Joker’i oynayan Joaquin Phoenix’den başlamak üzere filme bir çok Oscar ödülünün alacağı şimdiden konuşulmaya başlandı bile.

        *

        Çizgi roman dünyasında adettendir, bir Joker filmi çıktığında onu oynayan aktörün role neler kattığı konuşulur ve daha önceki Joker rolleri ile karşılaştırmalar yapılırdı. Ancak bu Joker ile bunun yapılamayacağı ortada çünkü bu Joker nasıl Joker olunduğunu anlatan psikolojik bir kara film. Filmin tüm havası nihilizm kokuyor. Joker rolünü oynayan Phoenix fiziksel ve psikolojik açıdan kendisini dönüştürmüş bu rolü için. Gördüğüm kadarıyla oyunu da müthiş.

        *

        Filmin tanıtım videosunun Taxi Driver ile karşılaştırmasının yapılması Joker'de Robert de Niro’nun da oynaması nedeniyle bana ilginç geldi. Zaten Joker’in oluştuğu dönemin yani bu filmin 1981 New York’un da geçtiği belirtiliyor. Yani Taxi Driver’ın yaşandığı yılların New York’u orası.

        *

        Sonradan Joker olacak Arthur Fleck bu New York’ta kötü bir evde annesi ile yaşamakta olan bir kaybetmiş kişi. Stand-up komedyen olmak istiyor ama pek kabiliyeti de yok. Robert de Niro karakteri kendi stand-up şovunda canlı yayında onunla alay edince Fleck bir kopuş yaşıyor ve Joker kimliğinin tüm kötü boyutlarını mutlulukla ediniyor.

        *

        de Niro, 'Raging Bull' filmindeki boksör rolü için onlarca kilo alıp kamera karşısına geçmişti. Joaquin Phoenix ise bu rolü için onlarca kilo vermiş. Bu zor rol için kendi ruhunu dönüştürürken fiziğini de değiştirmiş.

        Sonuç itibariyle alıştığımız çizgi roman filmlerine hiç benzemese de, bazılarını hayal kırıklığına uğratsa da bu filmi mutlaka izleyeceğiz ve sonra da uzun uzun tartışacağız. Bu nihilist yapısökücü, kavramsal saldırı bunu hak ediyor bence.

        Diğer Yazılar