Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün Oray Eğin CHP’yi ‘sürekli birbirini yiyen tiplerin olduğu, birilerinin başkalarının ayağını kaydırmaya çalıştığı ama sonunda ne olursa olsun yine yüzde 23 oyuyla boyu ne uzayan ne de kısalan’ parti olarak tanımladı.

        Bu sorun var tabii ki CHP’de. Belki kitle partilerinin ortak meselesidir böyle tiplerin ortaya çıkabilmesi.

        Ancak koskoca CHP bundan ibaret de değil tabii ki.

        Asgari müştereklerde anlaşmış insanlar da var.

        O asgari müşterekler Atatürk ilkeleri, laiklik, çağdaş bir demokrasi gibi konular.

        Bence CHP tarihi bir dönemeçteydi. Üzerinde anlaşma olduğu varsayılan asgari müştereklerden öteye partiyi nasıl taşırız tartışmasına girmesi gerekiyordu partinin.

        Bunu yapacağına, buna hazır olduğuna dair bazı işaretler de vardı. Ancak son yaşananlar hem CHP hem de Türkiye açısından çok önemli olacak bu tartışmanın bundan böyle artık yapılabilmesini imkânsızlaştırdı gibi gözüküyor.

        *

        Komplo mu var yoksa yine bazıları birilerinin ayağını mı kaydırmaya çalışıyor bilemiyorum.

        CHP içinden konuştuğum bir kaynak veya başka bir gazeteci de yok sadece yazılanlardan, konuşulanlardan çıkardığıma göre parti içinde görünenlerden çok daha temelli başka bir çatışma da yaşanmakta.

        Bu çatışma partiyi asgari müştereklerinin ötesine nasıl taşıyıp alınan oy miktarını da arttırmanın yolu ile ilgili.

        *

        CHP içinde Atatürkçü sol milliyetçilik diye tanımlayabileceğimiz bir ulusalcı cephe var. Bir de partiyi ulusalcıların koymaya çalıştığı sınırların, kırmızı çizgilerin dışına taşıyıp CHP'yi halkı daha kapsayıcı hale getirmeye çalışanlar da bulunuyor. İstenirse bunlara yeni solcu cephe de denilebilir.

        *

        Demeçlerinden, bazı kararlarından anladığım kadarıyla Kemal Kılıçdaroğlu yeni sol anlayışta.

        Benim gönlüm de bu yolda çünkü ben yıllardır yazlarımda solun özellikle dindar kesimlerle diyaloğunun somut politika için düzenli ve ilkeli sürdürülmesi gerektiğini savundum. CHP’nin ancak böyle davranırsa Oray’ın belirttiği yüzde 23 oy oranını aşıp iktidar alternatifi olabileceğini düşünüyorum.

        Bunun olabileceğini, bunun mümkün olduğunu Ekrem İmamoğlu İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde gösterdi.

        CHP içindeki ulusalcı zihniyet bu tavrın bazı başarılar getirse de doğru olmadığını ve bunun bazı ilkelerden gereksiz taviz vermek anlamına geldiğini düşünüyor.

        Ben onların bu tavrını çok kısıtlayıcı ve gerçeklerden uzaklaşmak olarak görüyorum.

        *

        Ancak burada asıl önemli olan CHP kendi içinde bu görüşleri acilen tartışması gerekirken yaşanan son gereksiz olaylardan sonra bundan hızla uzaklaşmak tehlikesi altında.

        Eğer bu tartışma yapılıp gelecek için bazı kararlar alınmadan 2020 yılı içinde kurultaya gidilirse CHP büyük bir fırsatı kaçırmış olacak. Kılıçdaroğlu’nun parti kurultayı sürecini yönetebileceklerini düşündüğü ve kurultayın zamanında yapılmasını istediği haberleri geliyor. Belki süreci yönetir de ama acilen ihtiyaç duyulan sağlıklı tartışma ve yeni yön çizme bu ortamda olabilir mi, işte bundan şüphem var.

        Diğer Yazılar