Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İstanbul’a döneli henüz iki gün oluyor, hangi tanıdığımla konuşsam veya yeni tanıştıklarımla ne zaman sohbete girsem ‘okulların açılıp açılmayacağı’ konusu en hayati, en can alıcı konu olarak ortaya çıkıyor.

        Bu da şaşırtıcı değil çünkü global düzeyde de bu konu insanların kafasını en meşgul eden konuların başında geliyor.

        Örneğin 3 gün önce bulunduğum New York’ta hemen hemen tüm haberler bu konuyla başlayıp, sonra da bununla sürdürüyorlardı tartışma programlarını filan.

        Pandemi henüz bitmediğinden ve hatta Eylül sonu ve Ekim-Aralık aylarında bir salgın yükselmesinin de sürpriz olmayacağı uzmanlarca söylenirken tüm aileler bu koşullarda çocuklarını güvenli biçimde okula nasıl göndereceklerini konuşup, otoritelerden tatmin edici cevaplar talep ediyorlar.

        *

        Öte yandan işin bir ekonomik boyutu da var. Anne ve babaların işlerine düzenli gidebilmeleri çocukların okula gitmesine, yani evde kalmamalarına bağlı. Özellikle bakıcı veya dadı tutma imkanı olmayan aileler için durum böyle.

        *

        Aile yapıları ve sosyal koşullar her ülkede farklı bu nedenle global geçerliliği olan, her ülkenin aynen alıp uygulayacağı tek tip bir model bulabilmek mümkün değil.

        REKLAM

        Ama başka ülkenin modelini aynen alıp uygulayacak olmasak dahi onlardan öğreneceğimiz yönler de olabilir.

        Bu nedenle ben New York’un kendi okullarının sağlam ve güvenli açılabilmesi için bulduğu formülü tartışmaya açacağım bugün.

        Tekrar edeyim amacım bu aynen uygulansın demek değil. Sadece çözüm üzerine düşünmemize belki yardımcı olur diye yazıyorum bunu.

        *

        New York’ta durmuş olan ekonominin açılması 4 evreye yayıldı. Yani Kademeli, aşamalı açılımlar yaptılar ve bu başarılı da oldu.

        Okullar için New York Valisi diyor ki; "Eğer bir bölge açılmanın dördüncü evresini başarılı ve sorunsuz yürütüyorsa ve 14 günlük bulaşma oranı yüzde 5 ve altındaysa okullar güvenle açılabilir çünkü bu pandeminin kontrol altında olduğunu gösterir.

        Ancak yine aynı bölgede 7 günlük bulaşma oranı yüzde 9 ve üstündeyse okullar tekrar kapanır, çünkü bu da salgının kontrolden çıkmakta olduğunun göstergesidir."

        Yani vali okulların açılması kararını tamamen siyasi otoritenin kararı dışında tutuyor karar için sadece bilimsel verilere bakıyor. Veriler ne derse ona uygun davranalım, işi siyasi otoriteye bırakmayalım diyor.

        *

        Dünyanın her ülkesinde okulların kapanması veya açılması direkt seçmeni ilgilendiren siyasi kararlardır.

        Siyasetçi de popülist kaygılarla okullar hakkında kararlar almak isteyebilir.

        *

        Bizim de yapmamız gereken, işin doğrusu bu işi siyasi kaygıların dışına tamamen çıkarıp New York’un yaptığı gibi bizim ülke gerçeklerimizi yansıtan bilimsel kriterler getirmek ve okulları sadece buna göre açmak olmalıdır.

        Diğer Yazılar