Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçmen olarak bugüne kadar bulunabildiğim hemen her seçimde CHP’ye oy verdim.

        Gerekçemi sorarsanız bu bir aile geleneğidir de diyebilirim. CHP’nin Atatürk ilkeleri doğrultusundaki parti olması da bir ayrı cevabım olabilirdi. Ve bunların ikisi de doğru olurdu.

        Ama bana oy verdiğin parti senin hayal etmekte olduğun ülkeye varabilmeni sağlayabilecek midir diye sorsaydınız...

        Açıkçası buna pek emin değilim ama yine de oyum onlara derdim.

        Gerçi CHP benim gibi olan potansiyel seçmenini kendisine çekmek için son dönemde hayli çaba gösteriyor ama siyasete oylarımızla katılmamız açısından bir şeylerin eksikliğini duymaktaydım.

        Gençliğinde Marksist doktrin ile oluşmuş benim gibi insanlar hala daha aktif siyasi Marksistler olmasalar da benim 'kültürel Marksizm' dediğim ve o öğretinin belirli ilkeleri doğrultusunda belirlenmiş hayatlar tarzları sürebilmenin özlemi içindedirler.

        Tamam tabii ki CHP’nin laisizme sahip çıkması, demokratlığı ve Atatürk sevgisi bizler açısından da çok önemli ama aradığımızı bulabilmek açısından ne yazık ki bunlar yeterli değil.

        Laisizm, demokrasi ve Atatürk sevgisi 20’nci yüzyılda da söylenmiş olsalardı o çağa da uygun olabileceklerdi bu partiyi diğerlerinden ayrıştırmak için.

        Ama şimdi 21’inci yüzyılda daha farklı sorunlara yönelik neler dendiğinin de net söylenmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

        Yani açıkçası ben CHP’nin kendi çözüm arayışlarında Türkiye’nin koşullarının zorlamakta olduğu, şartların dışına çıkarak 21’inci yüzyılın sorunları ile boğuşmakta olan Türkiye’ye ne tür çözümler getireceğini de anlatmasını bekliyorum.

        Bu yüzden bu güne kadar oyumu verdiğim her seçim sandığının başından belirli bir tatminsizlik ile ayırılırdım. Oyuma yüklediğim anlamların karşılığını tam alamayacağım düşüncesi hep hakimdi bende.

        *

        CHP’ye sevgim sürüyor ama sonunda galiba gönül rahatlığıyla oy verebileceğim bir partiyi bulmuş durumdayım.

        Geçenlerde Türkiye’nin 90’ıncı siyasi partisi olan Yeşiller Partisi tekrardan kuruldu.

        Tekrardan diyorum çükü bir Yeşiller Partisi oluşturma çabası daha öncelerde de olmuştu ama ikisi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

        Ve evet belki şaşırmışınızdır 90’ıncı siyasi parti dedim. Bugün Türkiye’de 90 siyasi parti olduğuna inanmak belki de zor olacak. Bizim CHP, AK Parti, MHP ve İyi Parti kısır döngüsü içinde kalmış olan beyinlerimiz 90 siyasi parti var olması gerçeğini algılamakta belki de zorlanacak ama gerçek bu ne yapayım.

        Bu ülkede bu koşullarda bu kadar fazla siyasi parti olabilmesi vatandaşlar arasında gerçek bir arayışın olduğunu ve var olanlardan gerçek bir tatminsizlik bulunduğunun bir göstergesi bence.

        *

        Evet henüz daha patiyi inceleme aşamasındayım ama bir sonraki seçimde her ne kadar o seçimin Türkiye açısından son derece kritik olacağını bilmeme rağmen ben büyük ihtimalle oyumu Yeşiller Partisi'ne vereceğim.

        Çünkü içinde yaşamakta olduğumuz dünyamız yine bizlerin davranışları nedeniyle can çekişme sinyalleri veriyor. Son zamanlarda durmadan artan tabiat felaketleri ve hatta salgınlar bile insanların neden olduğu çevre tahribatları nedeniyledir bence. Dünyamızın sonu gelecekse gündelik çekişmeler kavgalar her şey aslında boş ve anlamsız. Bizler asıl önemi olan konuya yeryüzünün kurtarılmasına sadece kendimiz için değil gelecek kuşaklar açısından da konsantre olmalıyız.

        Bir Yeşiller Partisi’nin bu ülkede iktidar olması ihtimali var mı? Bence şu an tabii ki yok ama onların temsil ettiği duyarlılığın güçlü bir şekilde ifade edilmesi iktidara hangi parti gelecekse onu etkilemek açısından önemli olacak ve bu bence bizlerin son umudu

        *

        Başkanı olmayan Yeşiller Partisi (ki sadece bu bile benim için bir partiye oy vermek için yeterli neden oluşturabilir) Eş Sözcüsü Emine Özkan partinin kuruluş gerekçesini şöyle açıklıyor: “Bugün küresel çapta üç büyük krizle karşı karşıyayız: En başta iklim krizi, ikinci olarak küresel bir sağlık krizi ve üçüncü olarak toplumsal, iktisadi kültürel eşitsizlik ve hukuksuzluklara dayalı bir demokrasi ve adalet krizi. Bu krizlerle baş etmek için ortaya konacak etkili politikalar yeşil düşüncelere dayanıyor. Avrupa başta olmak üzere dünyada yükselen yeşil siyaset bunun en somut göstergesi. Türkiye’de de uzun yıllardır var olan yeşil hareket, toplumun bugünkü ihtiyaçlarını görerek Yeşiller Partisi’ni kurdu.”

        *

        Kuruluş bildiresinde yer alan partinin özet hedefleri ise şunlar:

        • Karbonsuz ekonomi: Toplumsal ve siyasi yapıları, ekonomik ilişkileri ve dinamikleri yerinden sarsan iklim krizine, ekonomideki fosil yakıt bağımlılığı neden oluyor. Çözüm ekonominin karbonsuzlaştırılması. 2050’ye kadar fosil yakıt kullanımını tamamen terk etmeyi hedefliyoruz.

        • Yeşil Yeni Düzen: Enerji ve ulaşım altyapısının dönüştürülmesi, enerji verimliliği, iyi işler yaratılması ve hayat kalitesinin artırılması, müşterekleşme, sürdürülebilir turizm, küçük ölçekli tarım, bakım hizmetleri, alternatif ve enformel alanlardaki işler gibi ekonomik etkinliklerin teşvikiyle topyekûn bir dönüşüm.

        • Herkes için su hakkı: Su tüm insanların, diğer canlıların ve gelecek kuşakların vazgeçilmez hakkı olan bir müşterek. Yeşiller olarak, bozulmuş su döngüsünü onaran, tarımsal, evsel ve endüstriyel su kullanımında su tasarrufunu amaçlayan su politikaları geliştireceğiz.

        • Herkes için iyi, temiz ve sağlıklı gıda! Doğal kaynakları, biyolojik çeşitliliği, insan ve hayvan sağlığını tehdit eden tarımsal zehirleri yasaklayacağız. Çiftçileri şirketlere ve tarımsal zehirlere bağımlı olmaktan kurtaracak bir teşvik ve garanti altyapısı kuracağız. Bütüncül, onarıcı ve sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla doğal kaynakların tüketilmesinin, toprak bozulumunun, ormansızlaşmanın ve çölleşmenin önüne geçeceğiz.

        • Cinsiyet ve Cinsellik: Hak, Eşitlik ve Özgürlük Alanı! Erkek egemen zihniyetin değişmesi, eşit yurttaşlık temelinde kadın, erkek, LGBTQİ+ tüm bireylerin özgürleşmesi için yapısal ve ilişkisel değişiklikleri her alanda sürekli kılmak için yola çıkıyoruz.

        *

        Bütün bunlara evet demeyecek olanın ben aklından şüphe ederim.

        Açıkça söyleyeyim benim için ilerde ideal olanın bir CHP-Yeşiller koalisyonu olacağını düşünüyorum. Eğer Türkiye 21’inci yüzyıla yakışan bir siyasi harekete sahip olacaksa bence o koalisyon ideal bir formül olacaktır.

        Yeşiller Partisi oy sayısı açısından olmasa bile fikir zenginliği, kültürel içerik açısından CHP'ye büyük bir katkı sağlayabilir.

        Diğer Yazılar