Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cuma sabaha karşı 02.30 da (ABD’de perşembe 18.30) Amerikan Başkanı Trump’ın bir açıklama yapacağı ilan edildi.

        15 dakikalık bir gecikmeyle başladı tüm gözlerin üzerine çevrildiği açıklamasına.

        Sonra Amerika’da bugün kadar hiç olmamış tuhaf bir gelişme yaşandı.

        Başkan açıklamasını canlı yayında vermekte olan bazı televizyon kanalları üst üste yayını kestiler ve açıklamayı yayınlamaktan vazgeçtiler.

        MSNBC kanalı başkanı sadece birkaç dakika yayınlamaya tahammül edebildi ve yayını hemen başında bıraktı.

        Bundan birkaç dakika sonra da ABC kanalı başkanın açıklamasını yayınlamaktan vazgeçti. Birkaç saniye sonra da NBC başkanın açıklamasının fişini çekti.

        Üç büyük ana kanaldan olan CBS ise NBC’den hemen sonra yayınını bitirdi.

        *

        Açıklamasını yaparken ben başkanın suratına dikkat ettim. Bezgin, yenilmiş, bitmiş bir ruh dalgalanması yaşamakta olduğu belliydi surat ifadesinden. Tüm dünyası çökmüş gibiydi. O anda basın danışmanı ona kanalların bir bir yayını kestiği mesajını da atmış olmalı.

        Halbuki Amerika’da gelenektir, başkan bir açıklama yapacağı zaman tüm kanallar o saatte başkanı canlı olarak verirler, bu son yaşanan olaya kadar hiç aksatılmadan uygulanan bir gelenekti.

        Peki yayını kesen kanallar bu yaptıklarını nasıl açıklıyorlardı.

        Hemen hepsi söz birliği etmiş gibi "Başkan seçim hakkında yalanlar söylemeye başladı. Bizi bu yalanına alet etti ve gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan bu açıklamanın Amerikan halkına aktarılmasına izin veremezdik" yolunda açıklamalar yaptılar.

        *

        Hepsi de yayını kesip o anda yorumcularına gittiler ve onların başkanın nasıl yalanlar söylemekte olduğunu anlatan açıklamalarını yayınlamaya başladılar. Böylece biz o yalanları alışık olduğumuz gibi asıl kaynağından değil yorumculardan duyduk.

        Peki ama bu basın etiğine uyan bir davranış mı?

        Acaba bugüne kadar dünyaya özgür basını ile övünen ve medya etiği konusunda dünyaya örnek olmak iddiasında olan bir medyanın bu yaptığı meslek ilkeleriyle bağdaşıyor mu acaba? Bunu sorup ilke olarak cevaplamak zorundayız.

        *

        Medya olarak bize anlatılanlardan hoşlanmak ve ona katılmak zorunda değiliz ama buna rağmen anlatılanın halka erişmesine sırf bize uymuyor diye temelde siyasi olan bir karar verip fiilen sansür uygulamak doğru olabilir mi?

        Bu durumda bence doğru davranış başkanın açıklamasını sonuna kadar yorumsuz verdikten sonra gereken yorumları konuşma bittikten sonra yapmak olmalıydı.

        Belki de o sabaha karşı düşenin dostu olmaz sözünün ne kadar geçerli olduğunun gösterildiği bir gece olarak hatırlanacaktır. Çünkü bugüne kadar başkanın her yalanını, manipülasyonunu kesintisiz veren kanallar başkanlığı kaybettiği anlaşıldığı anda Trump’ı satmışlar ve onu sansürlemeye başlamışlardı. Walter Cronkite, Edward Murrow, Dan Rather gibi efsanevi meslek büyüklerini yetiştirmiş bir ülkenin medyasının bence o sabaha karşı düştüğü durum hayli düşündürücüydü

        Bir haberi halkın duymasının uygun olup olmadığına medya karar verdiği zaman o toplum demokratik olmaktan çıkar.

        Diğer Yazılar