Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bavyera Kralı 2.Ludwig deli olmasaydı herhalde 1864 yılında koruması altına aldığı Wagner’e "Sen bundan böyle artık para sorununu hiç düşünme" diye garanti vermezdi.

        Çünkü kral kadar deli olmasa da kendisi de oldukça normalin dışında olan Wagner kendisinin Tanrı tarafından özel bir misyonla, dünyaya gönderildiğini düşünüyordu. Bu yüzden kendisi gibi bir büyük insanın, bir dehanın para sorunu çekmesi onun açısından kabul edilebilecek bir şey değildi. Kral devreye girinceye kadar ikna edebildiği her zenginden borç aldı Wagner. Borç arayışı uluslararası boyuttaydı. Alacaklılar hem Fransa’da hem de Almanya’da peşindeydi sürekli.

        Ondaki müthiş müzik dehasını gören birçok insan da gönüllü para veriyordu ona. Wagner’in operaları gibi para harcama hızı da olağanüstü boyutlardaydı. Paranın kendi doğal hakkı olduğunu düşündüğü gibi lüks yaşamanın da kendi doğal hakkı olduğunu, kendisi gibi bir büyük insanın daha düşük düzeyde yaşamasının imkansız olduğunu düşünür ve söylerdi.

        Söylerdi dedim ya bu konuda bir ara not vermeliyim. Wagner beste yapmak dışında döneminin en üretken yazarları arasındaydı ve aklınıza gelebilecek her konuda fikri vardı. Kendisine göre dahi olduğundan (ki bu büyük ihtimalle doğruydu) bu fikirlerinin insanlar tarafından bilinip okunması da gerekiyordu. Yaşadığı döneme ilişkin her sosyal ve siyasi sorun hakkında düşüncelerini anlatan yazılar yazdı ve yayınladı. Bu yüzden siyasi açıdan başı birçok kez belaya da girdi.

        REKLAM

        Tüm monarşiler aleyhine ağır yazılar yazmış olmasına rağmen bir kraldan para almakta bir sakınca görmedi. Yahudiler hakkında ağır yazılarına rağmen projelerine para desteği veren Yahudilerin de paralarını aldı.

        Bavyera Kralı 2. Ludwig deli olmasının yanı sıra ayrıca büyük bir sanatseverdi. Ve aynı zamanda Wagner’e hayrandı. Ona inanıyor ve yaratmasını sağlamak istiyordu. Fakat kral bile, Bavyera gibi zengin bir bölgenin kralı olmasına rağmen Wagner’e sınırsız para harcama garantisi vermenin bir hata olduğunu sonradan görmüş olmalı diye düşünüyorum. Wagner’in olağanüstü harcama hızı ve miktarları bir kralın kaynaklarını dahi tehlikeye atabilecek düzeydeydi. Wagner o yönden gelen paralar yetmediği zaman konserler yöneterek ek paralar kazanmaya çalışıyordu.

        Gerçekten de dahi olduğundan ve büyük bir işe girişmiş olduğundan seveni olduğu kadar sevmeyeni de çoktu. Listz neredeyse tapıyordu Wagner’e ve çevresi bulunan Listz, Wagner’in konser yönetme işleri almasına yardımcı oluyordu. Brahms ise fazla hoşlanmazdı Wagner’den. Ona kalsaydı sürünürdü Wagner, Brahms elini bile oynatmazdı.

        Belki de yine dahi olduğundan Wagner’in ilişkileri açısından çok ilkeli olduğu söylenemezdi. Listz ona tapıyordu ve Wagner onun gözlerinin önünde ünlü yönetmen ve dönemin en iyi piyanistlerinden olan Hans von Bülow ile evli olan Llstz’in kızını tavladı ve ilişki yaşamaya başladı. Cosima’dan çocukları oldu. Hemen herkes yaşananlar hakkında konuşurken Listz ve Bülow Wagner’e hayran olduklarından bu konuda seslerini çıkarmıyorlardı. W. Beckmann’ın 1882 yılında Bayreuth'daki Wagner evinin içini çizdiği tabloda Cosima Listz’in önünde Wagner’e hayranlıkla bakarken görülüyordu.

        REKLAM

        Dönemde bir yayında yayınlanan karikatürde Wagner ile Cosima önde yan yana yürürlerken arkada Listz ise elinde Wagner opera beste notalarına dalmış biçimde önüne bakarak yürüyordu. Listz müzik aşkı ve Wagner’in büyük olduğunu bilmesi nedeniyle bu tür hakaretlere hiç ses çıkarmadı.

        Her konuda büyük düşünen Wagner kendi operalarının sahneye konulması için özel bir mekan oluşturmayı uzun süredir düşünüyordu.

        Bayreuth'daki konser salonunu 2. Ludwig sayesinde oluşturabildi.

        18 kasım 1871’de bir bildiri yayınlayarak Der Ring des Nibelungen’in 1873 yılında Bayreuth’da sahneye koyulacağını açıkladı.

        Bayreauth’daki konser salonunun yanında kendisine de bir villa inşa ettirdi.

        Para tabii ki yine yetmedi ve 1873’de olacağı söylenen festival yapılamadı.

        Durmadan para akıtan kralın kaynakları da azalmaya başlayınca (ve evet Wagner bir kralı bile iflasa yakınlaştırmayı başardı. Sadece bu bile onun bir dahi olduğunu göstermeli bence), projesi için paraya ihtiyacı olan Wagner yine konser yönetme turlarına çıkmaya başladı.

        Sonunda inşaat projeleri tamamlandı ve ilk Bayreuth festivali 1876 yılında gerçekleştirildi.

        Bu belki de tarihin ilk büyük festival şöleniydi. Deyim yerindeyse yıllar sonra 1960’lar sonunda gerçekleştirilen Woodstock Festivali kadar görkemliydi bu festival de.

        Bir süper starın adını koymuş olduğu festivaldi bu tam anlamıyla.

        4 bin izleyici toplanmıştı. Tüm dünyadan 60 gazete muhabir göndermişti festivali yazmaları için. Amerika’dan bile New York’tan hem New York Times ve hem New York Herald muhabir göndermişlerdi bu çağın festival olayına (New York Times yazarı Bayreuth'da lokantaların yetersiz olması hakkında eleştiriler de yaptı. Anlaşılan gazete o günlerde bile restoran eleştirisine önem veriyormuş.)

        Seyirciler arasında Almanya imparatoru, Bavyera kralı, Prusya’dan Prens George, Hohenzollern Prensi, Rusya’dan dük Vladimir de vardı.

        REKLAM

        Opera sonunda seyirciler ayakta alkışladılar ama Wagner gösterinin bütünlüğünü bozmaması için hiçbir sanatçının perde önüne çıkıp selam vermesine izin vermedi.

        Daha sonra yapılan özel partiye 500 kişi katıldı.

        Listz ise bir konuşma yaptı ve "Diğer ülkelerin Dante’si ve Shakespeare’i var" dedikten sonra Wagner’e dönüp eğilip bir selam verdi ve "Sizin sadık hizmetkarınızım" dedi.

        Kafasına koyduğunu sonunda başarmış olan Wagner ondan sonra daha rahat yaşamaya geçebilecekti. Nietzsche ile tanışmış ve onu çok etkilemiş olan ayrıca Schopenhauer'i de yakından bilen bir düşünürün rahat durmaya başlaması belki de fazla iyi niyetli bir beklenti olabilirdi.

        Nitekim ömrünün sonuna kadar her konuda fikir bildirmeyi hiç bırakmadı ve insanlığın kurtuluşunun herkesin et yemeyi bırakıp vejetaryen olmasına bağlı olduğunu anlatan türde yazılar da yazdı. Brahms’a hakaret eden yazı yazmayı da ihmal etmedi.

        Normalden ne kadar uzak olursa olsun, dahi olduğu için tuhaf davranışları da olsun sadece Tristan ve Isolde ile Der Ring onun her şeyi hak ettiğini göstermeye yetiyor bence.

        Uzmanlar 19’uncu yüzyılın birinci yarısının Beethoven’e ait olduğunu ikinci yarısının ise Wagner’in olduğunu söylüyorlar. Gerçekten de sadece müzikte değil siyasette, felsefede her konuda Wagner etkisinin olduğu görülür 19’uncu yüzyılın sonuna gelinirken.

        *

        Danışılan eserler:

        Harold Schonenberg, The Lives of Great Composers

        Jan Swafford, Vintage Guide to Classical Music

        Classical music The Rough Guide

        Diğer Yazılar