Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SÜLEYMAN Demirel'in adını söyler söylemez itirazlar akmaya başladı. Neymiş efendim, çok yaşlıymış da, yavaş hareket ediyormuş da, yürüyemiyormuş da bunun gibi şeyler söylediler.

        Ama kimse onun en önemli uzvu hakkında bir şey söyleyemedi. Kimse o bölüm aleyhinde

        konuşamadı. (Basitleşmeyin, hayır ondan bahsetmiyorum, bir erkeğin ikinci önemli uzvu olan beyninden bahsediyorum.)

        Herkes, "Beyni zehir gibi çalışıyor, çok parlak bir beyin" dedi.

        Ben de beyni çok iyi çalışan bir başkanın neden hızlı hareket etmek zorunda olduğunu anlayamıyorum.

        Zaten fazla hareket insanı aptal da yapabilir. Zamanının büyük çoğunluğunu cimnastik salonlarında geçiren erkeklerle salon çıkışında bir konuşun...

        Başkan olabilmek için hızlı yürüme şartını kim ne zaman koydu bilemem ama herhalde bu kuralı getiren, bizim başkan yerine dört çarpı yüz bayraklı koşusu için atlet seçmekte olduğumuzu filan düşünmüş olmalı.

        Ben beyni zehir gibi çalışan yaşlı adamları çok iyi tanırım; bu konuda neredeyse ansiklopedik bilgi birikimim var. Çünkü babam neredeyse 30 küsur yıldır çok yaşlı, yaş aldıkça da beyni daha iyi işlemeye başladı.

        Gerçi onun hâlâ iyi işleyen bir diğer hayati uzvu olduğundan da kuvvetle şüpheleniyorum. Çünkü bacağını kırdığı ve zor yürüdüğü dönemde, karşı kaldırımda kendisine el sallayan güzel bir kadın gördüğünde aniden hoplayıp zıplayarak karşı kaldırıma koşmuştu.

        Hatta karşı kaldırıma ulaştıktan sonra el sallayan kadına tecavüz etmeye de çalıştı, kadını zor kurtardık elinden.

        Gerçi o "Artık heyecan beynimde" diyor ama diğer uzuvdan yardım alamazsa beynin bu kadar heyecanlanabileceğine de mümkün değil inanmam.

        (Sayın 9'uncu cumhurbaşkanım, lütfen kızmayınız, yazının gidişatına baktım da ilk bakışta bir şey ima etmiş görünsem de alakası yok. Böyle bir niyetim yok. Sadece yazı kendi kendine böyle gelişiverdi işte, ben bir kader kurbanıyım.)

        Beyinleri hâlâ zehir gibi çalışmakta olan yaşlı insanlar bizleri daima şaşırtabilirler.

        Örneğin, Süleyman Demirel güçten besleniyor gibi gelmiştir bana hep. Bu yaşında Çankaya'ya tekrar çıkabilseydi, emin olun oyunun içinde tekrar olmaktan dolayı bırakınız yürümeyi, Çankaya tepesinden TBMM'ye çekilen halat üzerinde koşarak bile giderdi.

        Yazıyı bitirirken babam aradı. Arka plandan kadınların gülüşmeleri geliyordu. "Hayrola" dedim. "Üç güzel kadınla oturuyorum ve onlara birer pipo verdim, ben de yaktım, hep birlikte içiyoruz" dedi.

        Ben, Bill Clinton'ın Monica Lewinsky'ye yaptıklarına aklımı takmış olduğumdan, babamın bu son durumundan da pek hoşlanmadım ama sesimi de çıkarmadım; çünkü herkes pek eğlenmekteydi.

        Ve evet, yanında daima yaklaşık on adet pipo taşıyor. Çünkü sürekli içki içmenin yanı sıra sürekli tüttürmek de zorunda.

        Diğer Yazılar