Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞLIĞA bakıp da bugün Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu değerlendireceğimi sananlar fena halde yanılıyorlar.

        Burada bahsettiğim felaket, çok daha şahsi ve sonucu son derece kanlı bir şiddet içerebilecek türde bir felaketti.

        Temmuz ayında babamın evindeydim. Oturmuş kahve içiyorduk.

        Kapı çaldı; babamın evine son geleni baltayla doğramaya çalıştığından beri hiç misafir gelmez, “Günün ortasında kim geldi ki?” diye koşup açtım kapıyı.

        Allah’tan babamdan önce davranmışım.

        Bir adam, “Ramazan davulcunuz geldi” diye konuşuyordu galiba.

        Dediğini pek anlayamadım, galiba beynim bu cümleyi anlamayı reddediyordu, ama çıkarabildiğim kadarıyla bu absürt cümleyi söylüyor olmalıydı.

        Bir anda o adamın ne kadar şanslı olduğunu fark ettim.

        Çünkü babam evde yalnız olabilir ve kapıyı o açabilirdi.

        Bu şekilde kapıyı çalan kalaycıya ne yaptığını daha önce anlatmıştım.

        Banyodan çıkıp kapıya geldiğinde, “Kalaylanacak bir şey var mı?” diye soran adamı görünce babam, bornozunun önünü açıp “Al bunu kalayla” demiş ve adam da can havliyle kaçmıştı.

        Kimbilir bu ramazan davulcusuna neler yapardı neler.

        Babam genelde insanlardan pek hoşlanmaz, bu duyguyu ben de ondan almış olmalıyım.

        Benim tahminim, babamın davulcuya tokmağıyla ilgili bir şeyler söyleyeceğiydi. Nitekim daha sonra “Kapıyı çalan kimdi?” diye sorunca, ben de “Davulcuydu” diye cevap verdim.

        O da hiç sektirmeden, “İyi ki ben açmadım; çünkü o tokmağı alıp münasip bir yerine...” diye başladı, ama tam da bu anda torunu odaya girdi.

        Normal dedeler bu aşamada susabilirler, ama benim babam gayet tabii ki susmadığı gibi cümlesini bitirirken torunu iyice duysun diye özellikle vurgu yaptı.

        Biliyorsunuz, babamın vesikalı deliler gibi yaş durumundan dokunulmazlığı var.

        Bu yüzden yaşlanmaktan çok da hoşlandığını söyleyebilirim.

        31 Temmuz’da bence 100, kendisine göre 89 yaşına girdi.

        Baba, beni öldürmesi için vermiş olduğun gelinin ve Alp, hepimiz, “İyi ki doğdun ve mutlu yıllar” diyoruz.

        Ve evet, gelinin ona verilmiş misyonu tamamlamak üzere...

        Diğer Yazılar