Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İŞE girişmeden açıkladığım için bilmeniz gerekir. Ben bir süredir Amerika’da yepyeni bir medya nasıl oluşur, bu medya 21’inci yüzyılın ihtiyaçlarını, insanların arzularını nasıl karşılayabilir konusunda çalışma yapmaktayım.

        Bu yüzden örgütlenmek için aldığım izin süresinin sonunda yani bugün, sizlere güncellikten, siyasetten tamamen uzak, yepyeni konularda, en yeni gelişmeler üzerine yazacağımı sanıyordum.

        Ama bu maalesef olamıyor, çünkü ben hiçbir bağlantı kurmak girişiminde bulunmamama rağmen Amerikan yönetimindeki gelişmeleri iyi bilen konumunda bulunan birçok insandan telefonlar aldım. Hatta “bir bilen” dostum Amerika’da kullanmak üzere yeni aldığım numaradan yarım saat içinde arayarak beni şaşırttı, ama anlatıkları heyecan verici olduğundan bu detayın da üzerinde durmadım.

        Ne yazık ki bugün Türkiye’yi yöneten insanlara kötü bir haber vererek yazılarıma başlamak zorundayım. Bu konulara girmek istemiyorum, kötü haber vermek ise en son istediğim şey ama bu durumda buna mecburum.

        IŞİD’in Amerikalı gazetecinin başını keserek öldürmesinden sonra, diyebilirim ki Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkiler tüm zamanların en düşük seviyesine inmiş, en kötü içerik kazanmış durumda.

        ABD yönetimi şu anda Batı âlemine en büyük tehdidin IŞİD içindeki Batılı cihatçılar tarafından getirildiğini düşünüyor. Bu tehdidin oluşmasında Türkiye’nin de sorumluluğunun olduğu yönetim birimlerinde konuşulmaya başlandı.

        Açıkça söyleyeyim Türkiye’yi yönetenlerin ideolojik yaklaşımları ne olursa olsun bu gelişmenin çok tehlikeli sonuçlara ulaşabileceğini görmemiz gerekiyor. Bu uyarıyı yapmam gerektiği için bu yazıyı yazmaya giriştim. Uyarının bir işe yarayacağını düşünmüyorum, ama yine de bir insanın bu uyarıyı tarihe bir dipnot olarak geçirmesi gerekiyor.

        Ne oldu da bu durum ortaya çıktı; bunu net görmeniz için kafa kesme videosunun ortaya çıkmasından sonra istihbarat çevrelerinde nelerin yaşandığını görmemiz gerekiyor, ki bu işin Türkiye’ye nasıl bağlanmaya çalışıldığını anlayabilelim.

        Kafayı kesenin kim olduğu konusundaki eldeki tek somut delil, maskeli adamın sesiydi.

        Bunun üzerine CIA, FBI ve Ulusal Güvenlik Ajansı İngiliz istihbaratıyla da çalışarak ellerindeki tüm ses kayıtlarını bu sesle karşılaştırma teknik işine başladı.

        Cihatçı örgütlere sempati duyduğu için daha önce gözaltına alınmış olanlarla yapılan soruşturmalardan ve dinlemelerden kalan birçok ses bandı var istihbarat örgütlerinin elinde.

        Yapılan ses karşılaştırmaları sonunda kafayı kesenin bir İngiliz olduğu kesinlik kazandı.

        O kişinin tam adı “Beatle” olan bir İngiliz rap’çi olduğu biliniyor ve fotoğrafı da dağıtıldı. Şimdi onu bulmak, ölü veya diri ele geçirmek için bir insan avı miyiz acaba? başlatılmış durumda.

        IŞİD örgütünün elinde en azından 2 bin Batılı militanın olduğu ve bu sayının 5 bine kadar çıkabileceği belirtiliyor.

        Bu insanların IŞİD’in propaganda birimi tarafından örgüte çekildikleri ve şimdi de Twitter ve Facebook gibi sosyal ağları kullanarak yeni militanlar devşirilmesi için çalıştıkları söyleniyor.

        Bu Batılı cihatçıların sonunda, başta Amerika’daki olmak üzere hedefleri vuracak terör eylemleri yapacakları düşünülüyor. Bu teröristlerin elinde çoğunun vizesiz dolaşacak pasaportlar bulunuyor ve başta Amerikan olmak üzere tüm Batı istihbaratını en fazla korkutan gelişme de bu.

        Gelelim meselenin Türkiye’yi ilgilendiren boyutuna...

        Bu Batılı cihatçıların önemli bölümünün Türkiye üzerinden Suriye’ye geçip daha sonra IŞİD’e katıldıkları biliniyor.

        Türkiye’nin bu geçiş süreçlerini engellemek için fazla bir şey yapmadığı gibi, hatta bazı durumlarda bu geçişlere müsamaha göstediği söyleniyor. Yakın çevresini en iyi tanıyıp bilecek durumda olan Türk istihbaratının bu konudaki Batılı istihbarat ile fazla işbirliğine girmemiş olması ise bu çevrelerde yüzyılın ihaneti olarak nitelendiriliyor. Şu anda gerçekleri anlatıyorlar mı bilemem ama benim duyduğum, bu çevrelerin Türkiye’deki meslektaşlarını uyarmalarına rağmen bir işbirliğinin gelmediği de belirtiliyor.

        Bugünkü durumun Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri tam bir kırılma noktasına getirebileceği de söylenenler arasında.

        Hatta birkaç ay önce IŞİD’in elindekileri kurtarmak için yapılan gizli operasyon anlatılırken, özel güçleri taşıyan helikopterlerin kalktığı ülkelerden konu açıldığında Türkiye’nin adı bile söylenmiyor. Sadece komşu bir ülkeden denilmekle yetiniliyor. (Bu ülkenin Yunanistan veya Kıbrıs Rum Kesimi olması ihtimali de büyük.)

        Şimdi ben korkuyorum. Bu Batılı militanların cihatlarını Batı’nın büyük şehirlerine taşıyacakları neredeyse kesin. Bu olduğu zaman ise terörü yapan insanların Türkiye üzerinden geçip IŞİD’e katıldıkları ve Türkiye’nin bu konuda bir şey yapmadığı ortaya çıkınca ne olacak?

        İlişkilerimizdeki kırılmanın sonuçlarına katlanabilecek miyiz acaba?

        Diğer Yazılar