Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜN Amerika’da hangi kitap dükkânına girerseniz girin güncel olaylarla ilgili dergi raflarında hemen her derginin kapağında “Amerika’nın gerileyişi” veya “Amerika kaybeden ülke mi” gibi başlıkların atılıp soruların sorulduğu, tartışıldığı kapak konularını görürsünüz.

        Atılan manşetten ve kapak konusundan sanılacağı gibi bu çok kötümser bir yaklaşım da değil. Bu soru soruluyor ama “Evet bugün geriliyor veya dünyada kaybetmiş gibi görülebiliriz ama bu geçici bir durumdur. Bu süreci bir fırsat olarak değerlendirip süreci nasıl tersine çevirebiliriz, bu durumdan daha güçlü nasıl çıkarız dünyadaki konumumuzu tekrar daha güçlü hale nasıl getiririz” diye yaklaşılıyor konuya. Yani bu içinde bulunulan durum bile bir fırsat olarak değerlendirilecek Washington’da.

        Denilebilir ki Washington’da tüm birimler hummalı bir faaliyet içindeler. Belki de Amerikan tarihinin en büyük arayışı başlatılmış durumda ABD başkentinde. Amerika, “global düzenin yeni durumlarında olaylara nasıl tekrardan hâkim oluruz ve düzeni sağlayıcı adımları nasıl atabiliriz” sorusuna yoğunlaşmış. Başkan Obama raporları kısa sürede masasında istiyor ki Amerika’nın 21’inci yüzyıl için büyük stratejisi ortaya çıkarabilsin. Beyaz Saray bir soruya cevap olarak “Henüz bir stratejimiz yok” diye cevap verince bu Amerika’da olay oldu. Halbuki Beyaz Saray bu cevapla içinde bulunulan süreci tanımlıyordu yani “Henüz bir stratejimiz yok ama üzerinde çalışılıyor, yakında olacak” demek istemişti. Dünkü yazımda bahsettiğim global güçlüler koalisyonunun başını Amerika çekiyor. Bu yüzden Washington’dan nasıl bir strateji çıkacağı diğer merkezdeki güçlüler tarafından da merakla bekleniyor.

        Anlayacağınız büyük bir süreç yaşanıyor şu anda Washington’da; bu, büyük olduğu kadar son derece zorlu bir süreç de. Çünkü global düzen bugüne kadar rastlanmamış yeni tehlikelerle karşı karşıya. Global cihat akımı ve IŞİD gibi gruplar global düzenin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike olarak görülüyor. Bunun yanı sıra Rusya’nın düzene yeni tanımlar getirme çabalarının getirdiği problemler de var. Yapılan tespitlere göre dünya tekrar bölgesel ve sınırlı savaşlar tehlikesiyle karşı karşıya ve büyük güçlerin kendi şemsiyeleri altında bu mikro savaşları önleme imkânı pek bulunmuyor.

        Amerika’da şu anda yapılmakta olan çalışmada, global düzenin tekrar aksamalara düşmeden işlemesi için tüm boyutları içeren kapsamlı bir strateji çıkarılacak. İşte bu yüzden bu iş bugüne kadar karşı karşıya kalınmış en zorlu çalışma olarak tanımlanıyor. Global cihadın ve IŞİD’in yarattığı sorunlar elbette en zorlusu.

        Amerika bu konuyla başa çıkacak stratejiyi oluşturmak için çıkarları çoğunlukla çatışan ve birbirlerinden hoşlanmayan devletleri ve güçleri bir araya getiren ve bunları bir cephede buluşturan bir strateji oluşturmak zorunda. Bu cihadist tehlikenin bertaraf edileceği yeni global düzenin kurulması yolunda adım atmak için muhtemel bir devletler veya güçler koalisyonu içinde yer alabilecek her ülke masaya yatırılıp inceleniyor. Anladığım kadarıyla yapılan çalışmada stratejistleri en çok zorlayan ülke Türkiye oluyormuş. Türkiye’den gelecek tepkilerin nasıl olacağı artık tam kestirilemiyormuş. Bir olayları bilen kaynağımın bana söylediği şu: “Amerika aslında Marshall Planı benzeri yeni bir strateji ortaya çıkarmak üzere. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de Türkiye probleminin nasıl çözüleceğine bağlı. Anlayacağın Türkiye şu anda kilit ülke konumunda.” Yakında çok ilginç ve sürpriz gelişmeler olmasını bekliyorum.

        Diğer Yazılar