Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Londra’ya sık gidenler ve ‘müzeler, galeriler, kültür, sanat, sergiler, Batı’da neler oluyor, onlar nelerle ilgileniyor diye merak edenler’ bu yazı size… Bir ‘Royal Academy of Arts’ vardır Londra’nın tam göbeğinde Piccadilly üzerinde. Bizim dememiz ile Kraliyet Sanat Akademesi. Hem bir eğitim kurumu hem de bir sanat mabedi. İngiliz gibi söylersek ya ‘tube’da (metro) Piccadilly Circus durağında iner, Green Park’a doğru yürürsünüz ya da benim yaptığım gibi Green Park durağında iner Piccadilly Circus’a doğru yürürsünüz (metro hattınız hangisinin üzerindeyse) tam orta yolda Burlington House bayraklarının asıldığı noktada geniş avluya girer ve Royal Academy of Arts’a ulaşırsınız. Bu yıl Royal Academy of Arts’ın (RA) kuruluşunun 250. yılı. Çeyrek asır doğum gününü, tadilatı henuz tamamlanan Piccadilly’deki yerleşkesinin açılışıyla kutluyor. 1867’den beri oturduğu ilk binası Burlington House ile bir zamanlar Londra Üniversitesi olarak da eğitim veren Burlington Bahçeleri'ni birleştirerek kocaman bir alan elde etti. Nereden baksanız kamusal alanlarını üç kat büyüttü.

        RA ÜÇ KAT BÜYÜDÜ

        Berlin’deki Neues Museum’un da mimarı olan Sir David Chipperfield bu projenin de mimarı ve projenin 56 milyon pounda çıktığını söylüyor. Artık ziyaretçiler Piccadilly’den Mayfair’e bir yeraltı tünelinden geçerek ulaşabiliyorlar. Royal Academy’nin lisans üstü güncel sanat eğitim bölümünden, at nalı biçiminde bir konferans salonundan, kafe ve müze dükkanından geçerek bu yolu katediyorlar.

        TADİLAT 10 YIL SÜRDÜ

        Bu tadilat tam 10 yıl sürdü. Güzel bir doğum günü hediyesi 250. yılı kutlamak için değil mi? İki gün süren açılış kutlamalarında Piccadilly’e açılan ön avluda ziyaretçiler yedi, içti, güneşlendi çoluk çocuk.

        REKLAM

        En yeni galerilerden biri yaşayan sanatçılar ve mimarların sergilerine ayrıldı. Şu anda da görsel sanatçı, film yapımcısı, fotoğrafçı Tacita Dean’ın peyzajları sergileniyor. Ağustos ayına kadar sürecek. Ama ondan sonra Eylül’den itibaren ünlü İtalyan Mimar Renzo Piano’nun sergisi açılacak. Renzo Piano’nun sergisi kaçmaz. Renzo Piano, İstanbul Modern’in Galata Port’daki binasını da yapacak olan mimar.

        Bir başka salonda Royal Academy of Arts’ın kendi koleksiyonundan klasikler var. Bunlar arasında en önemli eser ise Mikelanj’ın Floransa’da 1504 yılında dönemin zengin kumaş tüccarı Taddei için yaptığı mermer yuvarlak kabartması Taddei Tondo var.

        Royal Academy of Arts’ın tam tamına 1796 yılından beri yapageldiği ‘Yaz Sergisi’, bence açılışın en ilgi çeken bölümü. Akademi’ye Piccadilly kapısı girişinde ziyaretçileri, geçtiğimiz yıllarda Sakıp Sabancı Müzesi’nde kapsamlı bir sergisi açılan Anish Kapoor’un, kocaman kırmızı bir diski karşılıyor.

        REKLAM

        SIRADIŞI GRAYSON PERRY YAZ SERGİSİ KOORDİNATÖRÜ

        Bu yılki Yaz Sergisi’nin koordinatörü Turner ve Bafta ödüllü, son derece renkli, sıradışı, çağdaş sanatçı Grayson Perry… Perry, 2015 yılındaydı galiba, Pera Müzesi’nde British Council’in koleksiyonundan işleriyle bir sergi açmıştı İstanbul’da.

        Grayson Perry, limon sarısına boyattığı duvarların üzerine ve bir kilim deseni gibi sıra sıra astığı tabloların önünde şöyle diyor açılışta: Bu kurumun yaz sergileri çok demokrattır. Çünkü en yerleşik sanatçının yanında sanatı hobi olarak yapanın eserini de görebilirsiniz.

        Kimleri kimleri görüyoruz bu yaz sergisinde. David Hockney, Banksy, Tracy Emin, şu anda İstanbul Modern’in Tepebaşı’ndaki geçici binasında sergisi olan Tony Cragg, Anish Kapoor gibi dünya devlerin yanısıra hiç adı duyulmamış sanatçıları da. 1300’e yakın iş sergileniyor.

        Yeni büyütülen mekan yetmemiş, sergi sokağa da taşmış Piccadilly Caddesi'ne ve Regent Street’e tepeden sallanan bayraklarla.

        Bu yıl yaz sergisine katılabilmek için 20 bin eser gönderilmiş seçici kurula. Kimliğini açıklamaktan nefret eden ünlü sokak sanatçısı Banksy de “Bryan K Gasmaan” takma adıyla işini göndermiş, ancak seçici kurul sergilenmeye değer bulmamış. Grayson Perry koordinatör atanınca ‘davetli sanatçı’ olarak eserini hemen sergiye katmış. İşinin adı Brexit’le dalga geçen ‘Aşka Oy Verin’.

        SATIŞ GELİRİ ÖĞRENCİLERE

        Royal Academy Yaz Sergisi’nin en büyük özelliği eserlerin çok büyük bir bölümünün satılık olması. Sergilenen 1300 eserin bazısını online alabiliyorsunuz bazısı için ise gidip görüşmeniz gerekiyor. Grayson Perry’nin Selfie’sinin fiyatı 51.600 pound örneğin. Norman Ackroyd’un baskısı ise 540 pound. Royal Academy’nin web sitesine girip ‘sepete koy’ yapabilirsiniz. Satışlardan elde edilen gelirle Kraliyet Sanat Akademisi öğrencilerin yetişmesine katkı sağlıyor.

        REKLAM

        Biraz da geri dönüp bakalım; 2016’da yine Yaz Sergisi'nde Kutluğ Ataman, Sakıp Sabancı Portresi başlıklı işini sergilemişti. 2005’in Ocak ayında ise Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Royal Academy of Arts’da ‘Türkler’ sergisini açmıştı. Ben de kendisinden hafızasını tazelemesini istedim.

        Nazan Ölçer: 250 yıllık Akademi’ye davet edilebilmek çok önemli bir şeydir. Yıllar önce Jasper Parrott isimli bir müzik ve sanat danışmanı Türkiye’de beni ziyaret etmişti. O zaman Belçika ve civarındaki ülkelerde yapılan Europalia Sergileri'ne Türkiye’nin de katılması gündemdeydi. Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na yakınlaşmasının heyecanları yaşanıyordu. Türkiye Europalia’ya katılamadı. Bu arada Royal Academy of Arts’a Mısır’dan ya da İran’dan gelecek olan sergi gelememiş, Akademi de bu kadar kısa süre içinde nasıl yerine yeni bir sergi açabiliriz diye düşünürken, Akademi’nin Sergiler Sekreteri Norman Rosenthal’e, Jasper Parrott benim ismimi verip Türkiye’den bir sergi getirilmesini öneriyor. Benim de Europalia çalışmaları sırasında Norman’la kısa bir görüşmem olmuştu. Norman Rosenthal telefon etti, ben daha yeni İslam Eserleri Müzesi’nden Sakıp Sabancı Müzesi’ne geçmişim o sırada, İstanbul’a geldi ve görüştük. Norman biraz küstahtır, baktım Topkapı Sarayı’ndan eserler getirelim falan diyor, bıkmadınız mı hala ‘Treasures of Topkapı’ sergilerinden diye aynı küstahlıkla cevap verdim. Topkapı Sarayı yetkilileriyle konuşun bu konuyu dedim. Şaşırdı, peki ne olabilir dedi, ben de ‘bütün gazeteleriniz Türkler, Avrupa Birliği’ne girsin, girmesin diye yazıp duruyor, hiç merak etmiyor musunuz kimdir bu Türkler diye, bu Türkler sadece Türkiye ile var olmamışlar ki, bakın bir bakalım kaç bin senelik bir ırktır’ dedim. Böylece çalışmalara başladık ve süratle 2005’in ilk aylarına sergiyi yetiştirdik.

        Diğer Yazılar