Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        REZİDANSLAR ve alışveriş merkezleri hayatımıza bu denli girmemişken İstanbul’da Etiler ve Levent; Ankara’da da Gaziosmanpaşa ve Çankaya gibi nezih semtler villalara açılmış restoran ve kulüplerle doluydu.

        İstanbul’da Le Select, Adres, Fly Inn; Ankara’da Time Cafe, Mest bir çırpıda aklıma gelenler...

        Artık pek çoğu yok oldu gitti. Özellikle de Ankara’da. İstanbul’da ise o yıllardan geriye kalan bir Etiler Şamdan bir de Da Mario Restaurant kaldı diyebilirim..

        Çapraz komşular

        GEÇENLERDE son yadigarlardan Da Mario’nun 20 küsur yıldır hizmet verdiği Etiler’deki villasının tam çaprazına bir İtalyan daha açıldı.

        Adı La Scarpetta! Bu aralar herkesin dilinde ve pek bir gündemin de.

        Gittim salı akşamı. Şahane bir bina, bir o kadar da iyi bir dekorasyona ve bahçe peyzajına sahip.

        Ancak yemek salonu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çünkü o şık binaya girmenizle bir terasa çıkmanız bir oluyor. İçeride tadilat falan var da geçici olarak terasa masa atıldı falan zannettim ilk başta.

        Kocaman ve soğuk bir salon düşünün onu katlanır cam pervazlarla kapatın, bir de üstüne balıkçılarda olduğu gibi bol ışıklı açılır kapanır bir tavan koyun.

        İşte size güzelim mekânın yemek salonu. O nefis 3 katlı binanın atmosferinde müşterilerini ağırlamak varken neden yemek salonu için bu ruhsuz terası tercih etmişler anlamış değilim.

        Neyse, yemeklere gelince, söylenecek laf yok resmen. Mutfak Torinolu 2 şefe emanet.

        Biz o akşam şarküteri ve peynir tabağıyla başladık, tadına bakmak adına ortaya söylediğimiz arancini, osso buco ile stracciatella, bonfile ve trüf mantarlı pizza ile devam ettik. Tatlı olarak da limonlu parfe istedik. Yalnızca benim değil herkesin fikri hepsinin çok lezzetli olduğundan yanaydı.

        La Scarpetta’nın yabana atılmayacak kadar zengin bir de şarap mönüsü var. Özellikle Türk ve İtalyan şaraplarına geniş yer ayırmış kavında.

        İşin en güzel tarafı ise bu kavın büyük bir kısmına şişe açtırmak yerine kadeh sipariş ederek de ulaşmak mümkün.

        İyi yemek için mutlaka gidin derim.

        Hasman’dan sergi

        SEVGİLİ Merve Hasman, Edition Hotel’de bir fotoğraf sergisi açtı geçenlerde. Otelin niteliklerini bir model kullanarak anlattığı bir sergi. Son dönemin genç ve sıra dışı sanatçısı ‘Bana Baktığını Biliyorum’ adını verdiği sergide Miss Turkey 2013’te dereceye giren ve şu anda tiyatro ve oyunculuğa soyunmaya hazırlanan Ahu Ağırbaş’ı model olarak kullanmış. Fikir, işbirliği ve ortaya çıkan iş acayip hoşuma gitti. İçi dolu dolu hem de sanatsal bir tanıtım olmuş.

        İyi şeyler de oluyor...

        YILLAR önce dayanıklılık ve şıklığı bir arada bulunduran ve bu özelliği yüzünden valizlerin Volvo’su diye yorumlanan Tumi’den bir valiz almıştım.

        Bir-iki aktarmadan oluşan uzun bir Hint Okyanusu seyahatinin ardından valiz kaza testinden geçirilmişçesine eski yüzlü olmuştu.

        Elbette bunda markanın hiçbir suçu yoktu. Kabahat havayolu ve yer hizmeti şirketlerinde olduğundan hiç de olayı firmaya yansıtmamıştım.

        Geçenlerde Tumi’nin Kanyon’daki mağazasına uğradığımda konuyu açtım. “Siz yine de bir getirin valizinizi, bir bakalım” dediler.

        Hafta sonu telefonum çaldı, hatanın onlarda olmamasına rağmen valizi yenisiyle değiştirmek istediklerini söylediler.

        Bravo!

        Diğer Yazılar