Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BOĞAZ’IN Anadolu yakasında yaşayanlar için “yemeğe çıkmak” denince akla ilk olarak balık lokantaları gelir.

        Balıkçılar dışında Lacivert Restaurant, Tapasuma ve Borsa Lokantası’ndan başka pek bir mekânı yoktur bu yakanın.

        Bir Çengelköy sakini olarak bundan hiç de şikâyetçi değilim. Ama “alo” dediğinde eve bir şeyler getirecek bir Pizza Hut’un ya da bir Burger King’in bile olmaması da biraz fazla değil mi yani?

        Neyse bu yoklukla yaşamaya alışığız biz.

        30 Ağustos Zafer Bayramı’na denk gelen “pazar görünümlü salı” günü mahalledeki dostlarımla Borsa Lokantası’na gittim.

        Anadolu yakasındaki Borsa Lokantası, Boğaz’ın en eşsiz manzaralarından birine sahip Kandilli sırtlarındaki Adile Sultan Sarayı’nda bulunuyor.

        Lezzetine söylenecek hiçbir sözün olmadığı Borsa Lokantası, en sık gittiğim mekânlardan biri olmasına rağmen hiç bilmiyordum bulunduğu sarayın ilginç tarihini.

        Saraya ilk defa giden dostlarımla Borsa Lokantaları’nın yaratıcısı sevgili Rasim Özkanca’nın birbirinden değerli tablo koleksiyonunu gezerken, restoranın genel müdürü Cemil Ceylan anlattı binanın hikâyesini.

        ÇÜRÜYEN CİĞERLER

        30. Osmanlı Padişahı Sultan II. Mahmud’un Zernigar Kadın’dan olan kızı Adile Sultan.

        Babası Sultan II. Mahmud’un çağdaş bakış açısıyla iyi bir eğitim alarak yetişmiş. Bu eğitim onu özellikle kadınların ilmine ve irfanına yönelik çalışmalar yapmaya yöneltmiş.

        Çabasını gören abisi Sultan Abdülmecid eğitimlerini daha rahat verebilmesi ona bir saray yaptırmaya karar vermiş.

        Abdülmecid, kız kardeşi için yaptıracağı sarayın yerini belirlemek için hayli ilginç bir yol seçmiş ve İstanbul Boğazı’nın çeşitli tepelerine kuzu ciğerleri yerleştirtmiş.

        Amacı “hangi ciğerin en geç hangi yamaçta çürüyeceğini” görmekmiş.

        Yerleştirilen ciğerlerden en geçi Kandilli sırtlarındaki tepede çürümüş. Bunun üzerine havası en temiz ve oksijeni en bol olan bu yamaca sarayı yaptırmaya karar vermiş.

        Çırağan Sarayı ve Beylerbeyi Sarayı gibi eserlerin de müteahhidi Sarkis Baylan’a teslim edilmiş proje.

        MÜCEVHERLER SATILIYOR

        Adile Sultan, burada yaşadığı sürece özellikle yetim kız çocuklarının eğitimleriyle ilgilenmeye devam etmiş. Onlara özel hocalardan dersler aldırmış. Kendisi de bizzat dersler vermiş. Genç kızların iyi eğitimli birer kadın olarak topluma örnek aileler kurmalarını sağlamış.

        Eşini ve kızını kaybettikten sonra saraydan aldığı gelir de kesilince, bu eğitimlere mücevherlerini satarak devam etmiş Adile Sultan.

        Adile Sultan’ın ölümü üzerine vasiyetine istinaden sarayı eğitim hizmetlerinde kullanılmaya devam edilmiş.

        Adile Sultan İnas Mekteb-i Sultanisi (kız okulu) adı altında hizmet veren bina, Cumhuriyet döneminde Kandilli Kız Lisesi adını almış. 1986’da çıkan yangınla küle dönen bina Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı ve rahmetli Türkan Saylan tarafından restore edilmeye başlanmış.

        KANKEV’in öncülüğünde başlayan bu restorasyon Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve rahmetli Sakıp Sabancı’nın destekleriyle tamamlanmış.

        Bunca badirenin ardındansa Borsa Lokantası olarak hizmet vermeye başlamış. Ne yapıp edip bu saraya yolunuzu düşürün derim. Zira mekândan sırf karnınız değil, ihtişamı ve manzarasıyla gözünüz de doymuş olarak ayrılacaksınız.

        Bodrum’dan Antonis Remos geçti

        ANTONIS Remos! Müziğini dinlemeyen belki vardır ama onun için yapılan “Yunanistan’ın Tarkan’ı” benzetmesini duymayan pek yoktur sanırım.

        İlk olarak Atina’nın meşhur Athens Concert Hall salonunda izlemiştim Remos’u. Hayatımda gördüğüm en sıra dışı formattaki sahnelerden biriydi.

        “Sıra dışılığı ne?” diyecek olursanız; işte size cevabı...

        Devasa bir spor salonunu andıran salonun ortasında Remos’un performansını sergilediği bir sahne var. Etrafındaysa tribün düzeninde masalar bulunuyor. Kat kat bir gazino ve itiş tepiş masalar hayal edin yani.

        O zaman sahnenin en önündeki geniş masalarda oturup rahatça eğlenen Remos hayranlarına acayip özenmiştim.

        Kısmet Bodrum’aymış! Geçen hafta sonu Bodrum Anjelique’te sahne alan Antonis Remos’u ZUBİZU’nun geniş locasından izleyip o gece özendiğim hayranları gibi eğlenme fırsatını yakaladım.

        Diğer Yazılar