Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Epey iddialı bir başlık değil mi? Ama inanın bana değil, geçen hafta sonu Bodrum’da düzenlenen ‘M.O.S.T. Bodrum’un organizatörlerinden avukat Can Özer’e ait bir söylem bu!

        M.O.S.T. İngilizce Mediterranean Offshore Sportfishing Tournament’ın kısaltması. Uluslararası bir turnuva olduğundan adını İngilizce kullanmışlar. Türkçesi Akdeniz Açık Deniz Sportif Balıkçılık Turnuvası...

        Amacı Türkiye’de sportif balıkçılığı yaygınlaştırmak, doğa ve çevre bilincini geliştirmek ve yaygınlaştırmak. Bir yandan da ülkenin ‘denizcilik turizmini’ geliştirmek.

        Cidden de coşkusuyla ve heyecanıyla Formula 1’i aratmayacak kadar renkli geçen organizasyon, merkezi Amerika’da bulunan 75 yıllık IGFA’nın (International Game Fish Association) kuralları çerçevesinde düzenlendi. Yani temelinde hayvan sevgisi yatan kuralcı bir bakış açısıyla.

        “İyi de hem ‘avlanmak’ hem de ‘hayvan sevmek’ nasıl bir arada olur?” diye soranlara işte cevabı.

        Bu tip turnuvalarda amaç balıkları öldürmek değil, sadece yakalamak ve sonra tekrar denize bırakmak.

        Bu tip turnuvalara, IGFA kriterlerine uygun donanımlı tekneler katılıyor. M.O.S.T Bodrum’daysa, Palmarina açıklarından Didim’e kadar uzanan bir alanda orkinos ve kılıçbalığının yanı sıra bölgede bolca av veren diğer büyük balık türlerini avlayarak yakaladıkları balıkların boyları ve ağırlıklarına göre puan kazandılar.

        Balıkların denize geri bırakılmasına öylesine duyarlılar ki, onları denize sağlıklı olarak geri bırakanlar ekstra yüksek puan bile kazandı hafta sonu.

        YEPYENİ BİR POTANSİYEL

        Turnuvada sık sık katılımcılar ile IGFA Türkiye temsilcisi Dr. Serdar Günseren ve Elvio Pennetti’yle sohbet etme fırsatı bulduk.

        Amaçlarından biri de sportif balıkçılıkla ilgili rekorları kayıt altına almak, bu alandaki kuralları belirlemek ve onamak.

        Sportif Balıkçılık aktivitelerinin dünyadaki yeri ve önemi üzerine de çarpıcı bilgiler edindim kendilerinden.

        Dünyada sportif balıkçılığın en yaygın olduğu yerler, Avrupa, Amerika, Kanada ve Avustralya’ymış.

        Bu aktivite sportif ve sosyal tarafının ötesinde, bölgelere çok ciddi anlamda doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik katkılar sağlıyormuş.

        Avrupa’da 25 milyon amatör balıkçının yıllık harcaması 25 milyar Euro’ymuş.

        Amerika Birleşik Devletleri’nde 65 milyon kayıtlı amatör balıkçı varmış ve ekonomiye 30 milyar dolar katma değerle sektöre 370.000 kişilik istihdam sağlıyormuş.

        Ödüller Cano 1 ve Zetu teknelerine

        SPONSORLARI arasında TAV Passport Kart’ın, Palmarina’nın, Yamaha’nın, Volvo’nun, Power FM’in ve Tango Restaurant’ın bulunduğu turnuvanın 2 ödülünden biri olan ‘Osman Kandemir Özel Ödülü’nü, CANO 1 teknesiyle Hasan Gümüşkesen, Sinan Kosif, Rıfat Perahya, İsmail Öksüzoğlu, Sertaç Saygan, Mehmet Mutlu ve Umut Özkanca ekibi aldı.

        İkinci olan ‘Yakala Bırak’ ödülünüyse denize geri bıraktıkları 4 büyük balıkla, ZETU teknesiyle turnuvaya katılan Faber Mermer, Ahmet Turan, Yasin Cinkaya, Ahmet Adalı ve Sertan Bayar kazandı.

        Soprano’s kapanmamalıydı

        TURİZMİN berbata yakın bir sezonu geride bıraktığı malum. Yabancı turistten ziyade yerli turiste ev sahipliği yapan Bodrum da bu durumdan nasibini misliyle alanlardandı bu yaz.

        Çok az mekân ve otel iş yaptı diyebilirim Bodrum’un genelinde.

        Bunlardan biri de yaz başında kapılarını açan ‘Soprano’s’tu. Geleni, gideni ve ortamıyla Bodrum’da resmen bir açığı kapattı bu sezon.

        Marina Vista Hotel’in terasındaki ‘Soprano’s’un yaratıcıları Senem Çapa ve Aykut Gürel kış sezonunun gelmesiyle mekânı kapatma kararı aldılar.

        Geçen cumartesi akşamı mekânın son gecesiydi.

        Elbette yoğunluk yaza oranla düşüyor olsa da Bodrum artık nerdeyse büyük bir şehir kadar kalabalık. Sosyal hayatı da hiç fena değil.

        Yaz-kış Bodrum’da yaşayanların en çok rağbet ettikleri yerlerin başındaysa Marina Yacht Club ve civarı geliyor. Yani ‘Soprano’s’un tam da olduğu yerde. Gerçi terasta ve de üstü açık bir konumda ama yasalara uygun bir malzemeyle geçici olarak kapatılamaz mıydı? Ya da otelin giriş katında 2 ayrı mekânda hizmet veren ‘Big Chef’s’in bir bölümüne entegre olamaz mıydı?

        Neyse, vardır bir bildikleri ama eminim kışın da açık olsa Bodrum sevdalıları için çekim merkezi olmaya devam edecekti mekân.

        Diğer Yazılar