Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÜLKENİN ilk alışveriş merkezlerinden olan Galleria İstanbul’un ve Atakule Ankara’nın açıldığı yılları gayet net hatırlarım. Bırakın alışveriş etmeye gitmeyi, yemekiçmek hatta sosyalleşmek için bile buraların kapıları arşınlanır dururdu.

        Derken sayıları mantar gibi artmaya başladı AVM’lerin. Hal böyle olunca da bir zamanların en trend mekânları tüketicinin gözündeki değerini hızla kaybeder oldu.

        AVM’ler de boş durmadılar. Onlar da kendilerini farklı kılmak için teknoloji, sanat ya da eğlence gibi farklı tarzlara yatırım yapar oldular.

        Eşzamanlı olarak da kendileri için “alışveriş merkezi” denmesinden hoşlanmamaya başladılar.

        Artık onların adı ya “yaşam merkezi” ya da “park” gibi kavramlarla beraber anılıyor.

        Bunlardan en sonuncusu geçtiğimiz günlerde İstanbul Ataşehir’de açıldı. Tahmin edeceğiniz gibi o da kendi için AVM denmesinden hoşlanmayanlardan.

        Adı Watergarden! Çok da haksız sayılmaz zira Türkçesi “su bahçesi” olan merkezin en büyük iddiası havuzları ve bu havuzlarda yapılan şovlar.

        Tıpkı Dubai Mall’da olduğu gibi burası da gün boyu belirli saatlerde izlemeye değer ses, ışık ve su şovları gerçekleştiriyor.

        Son yıllarda yapılaşmadan ve yoğun araç trafiğinden nasibini fazlasıyla alan Ataşehir’de nefes alacak bir köşe olmuş Watergarden.

        Trüflü sofranın şehzadesi

        DOĞANIN, kimisi öldürecek kadar zehirli, kimisi erişilemeyecek kadar değerli nimetlerinden biridir mantar.

        Geçen hafta ADCO’nun sahipleri Figen ve Randolph Mays çifti ile Çırağan Palace Kempinski Genel Müdürü Ralph Radtke, teması “trüf mantarı” olan küçük bir yemek daveti verdiler.

        2 bin Euro’ları bulan kilo fiyatıyla dünyanın havyardan sonra en pahalı malzemelerinden biri olan trüflü lezzetlerin sunulduğu sofranın konuklarından biri de Osmanlı şehzadelerinden Osman Osmanoğlu idi.

        Şehzade Osman Osmanoğlu; kardeşi II. Abdülhamid tarafından tam tamına 34 yıl boyunca Çırağan Sarayı’nda ikamet etmeye mecbur bırakılan Şehzade Murad’ın torunu aslında.

        Anlayacağınız biz Çırağan Palace Kempinski’de; kendisiyse dedesinin evinde misafirdi o gece!

        Tuhaf bir his olsa gerek değil mi?

        Goya kışlığına döndü

        MEKÂNLARININ geçmiş yıllardaki popülerliklerini mumla aradıkları kesin.

        Karaköy’dekiler de bu durumdan nasibini fazlaca alıyor diyebiliriz. Hafta içi pek iş yapamayan restoranlar ve barlar neyse ki hafta sonları dolup dolup taşıyor. Yaz boyu Reina’da hizmet veren Goya da bunlardan biri.

        Geçen hafta sonu grupça yemeğe gittik Goya’ya.

        Kallavi yemek yerine ortadan atıştırmayı tercih edenler için hem fiyat hem de lezzet açısından ideal. Yemekten sonra sesi yükselen müzikle restoran epey eğlenceli bir bar havasına bürünüyor.

        Bu arada Goya’da salı akşamları da Mirkelam sahne alıyormuş.

        Avustralyalı kahveci ‘Federal’

        GEÇENLERDE Galata’da uyanmışken burnumun dibindeki Federal’e kahvaltıya gideyim dedim.

        Tam adı Federal Coffee Company – Australian Coffee Roasters. Avustralya usulü kavurma yöntemleriyle hazırlanan kahveleriyle meşhur Federal’i yalnızca kahvaltıcı zannetmeyin. Kahveleri kadar kahvaltılıklarıyla da meşhur olduğu için gittim ben.

        İyi ki de gitmişim. Hem iyi bir kuruvasan hem de laboratuvarı andıran hazırlıklarla demlenen kahveleri tatma fırsatım oldu.

        Mönülerinde glütensiz pasta ve keklere yer verdiklerini de özellikle belirtmek isterim.

        Şamdan kitap oldu!

        ETİLER Şamdan’ın sahibi Mehmet Tuna’nın eşi Şehnaz Tuna aradı. “En büyük emelim ‘1975’ten Bugüne Şamdan Geceleri’ kitabı gerçek oldu. Yarın sende!” dedi.

        Biraz evvel geldi kitabım. Okuduktan sonra uzun uzun yazacağım ama sıcağı sıcağına paylaşayım dedim Türkiye’nin en ünlü kulübünde yaşananların kalın bir kitaba döküldüğünü.

        Diğer Yazılar