Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NE acı ki bu aralar İstanbul’un en köklü mekânlarının kapılarına kilit vurduklarını ya da vuracaklarını sıkça duyar olduk.

        Bunlardan biri olan Maçka Park Şamdan kapandı bile… Etiler Şamdan’ın da yakın zamanda kapanacağı söyleniyor.

        İnsan üzülüyor tabii.

        Kolay değil. İstanbul’un yeme-içme ve sosyal hayatına 35 yıl boyunca damga vurmuş iki mekândan bahsediyorum.

        İçim biraz buruk ama yapacak bir şey yok.

        Ben de hiç değilse Maçka Park Şamdan hizmetine bundan böyle Kuruçeşme’deki Hotel Les Ottomans’ın çatısı altında devam ediyor diye avutuyorum kendimi.

        ŞAMDAN KLASİKLERİ AYNEN DEVAM

        Müdavimleri bilir, Park Şamdan’ın süsten püsten uzak, gayet net bir mutfağı vardır. Dünyalı ama bir o kadar da bizdendir lezzetleri!

        1981’den beri mutfağın başında olan şef Hüseyin Gürsoy’un cızbız köftesi, anne pilavı, kokoreci, pufböreği, kurbağa bacağı ve de salyangozu bundan sonra da yerini koruyacak restoranın mönüsünde.

        Tabii birkaç ilaveyle…

        Mönüye geleneksel Park Şamdan yemeklerinin yanı sıra ‘Sharing is Caring’ konsepti de hâkim olmaya başlamış. Bu mönüde nikkei esintili patates bravas, karides ceviche, somon suşi ve tartar gibi atıştırmalık seçenekler var.

        Bu lezzetler kadroya yeni giren ve çok güçlü bir Latin Amerika tecrübesi olan şef Kenan Baylan’a emanet.

        Kenya ve İsveç kitapları

        GEÇEN hafta iki önemli kitap lansmanı vardı. Biri TAV Havalimanları’nın imzası ile çıkan ve Süha Derbent’in 300 adet fotoğrafından oluşan ‘Kenya’nın Yaban Yüzü’ adlı kitabı; diğeri ise Volvo Car sponsorluğunda çıkan Levent Özçelik’in ‘İsveç-The North Project Part 1’ kitabı.

        Derbent’inki Feriye Sarayı’nda, Özçelik’inki ise İsveç’in İstanbul Konsolosluğu’ndaydı.

        Her iki davette de eş dostla aynı muhabbeti yapmış olmamız dikkatimi çekti.

        Gördüm ki insanlar bu tip ‘sehpa üzeri’ ya da ‘arşivlik’ denen kıymetli kitaplardan farklı şeyler bekliyorlar.

        Mesela Kenya’da koşan çıtanın kaç km. hızla koştuğu bilgisini yahut İsveç’teki donmuş gölün kaç ay buz altında kaldığının bilgisini arıyorlar fotoğrafların altında.

        Oysaki bunlar bilgilendiren değil uçsuz bucaksız bir yolculuğa çıkaran ve düşündüren kitaplar.

        Örneğin Derbent’in kitabında hayvanların doğması, büyümesi ve avlanması ve sonunda kendisinin de av olması varken, Özçelik’in kitabında doğanın kış uykusundan uyanıp canlanması ve de tekrar karlar altında donup kalması gibi bir gönderme var insanoğluna.

        Kışın habercisi

        İSTANBUL’UN en şahsına münhasır mekânlarından biridir Swissotel The Bosphorus’un arka bahçesindeki İsviçre restoranı Chalet.

        Bir nevi kışın geldiğinin habercisidir aslında.

        100 yıllık gerçek bir İsviçre şalesi olan bu minicik restoran geçen hafta otelin genel müdürü Gerhard Struger’in düzenlediği bir davetle sezonu açtı.

        Yılbaşı dekorlarıyla daha da masalsı bir havaya bürünen Chalet’de ilk kez İsviçre’de olduğu gibi mengeneli ızgarada raclette servisi yapıldığına şahit oldum.

        Bunca yıldır ne zaman gitsem dünyada da yaygın olarak kullanılan çekmeceli ızgarada raclette servisine denk gelmiştim Umarım açılış sonrası da teker peynirin sıkıştırılıp eritildiği mengeneli raclette ızgarasını kullanmaya devam ederler.

        İsviçre mutfağı düşkünlerine duyurulur.

        Elektronik mi disko mu?

        FARKINDA mısınız müzik dünyası garip bir dönemden geçiyor.

        Bir yanda David Guetta ya da Avicii gibi elektronik müziğin sınırlarını zorlayanlar, öte yanda ise Bruno Mars ya da Daft Punk gibi disko, pop ve funk’ın dibine vuranlar.

        Hepsi de bir arada ne hikmetse?

        Eskiden rock’la coşan funk, elektronikle kopan pop dinlemezdi.

        Neyse müzikten asla zarar gelmez.

        Beni ümitlendiren ise buram buram elektronik müzikçi gibi duran yeni neslin funk, pop ya da disko müzikten de zevk alıyor olabilmesi. Umarım bu türlerin klasiklerinden Earth Wind & Fire, Commodores ya da James Brown vb. isimleri de dinlemeye başlarlar.

        Diğer Yazılar