Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAZIN hatta kışın bile pek çok hafta sonunu Bodrum’da geçiren biri olarak en son Havana Beach Club’ın akşamüstü partileri için gitmiştim sanırım Gölköy tarafına.

        Bir daha da yolum düşmemişti Gölköy’e.

        Geçen hafta sonuna kadar.

        Yıllar önce Bodrum’un aynı koya konuşlanmış iki komşu köyünden biri olan Gölköy ile Türkbükü birleşip Göltürkbükü adını almıştı.

        Aynı isimde buluşmanın dışında birbiriyle uzaktan yakından alakası yoktur bu iki köyün.

        En başta ziyaretçileri...

        Mesela Türkbükü’ne Türkiye ve dünya jet-seti akın ederken, Gölköy’e memur, emekli ya da öğrenciler gelir. Çünkü Türkbükü’nde fiyatlar genelde Euro’ya endeksliyken Gölköy’de Türk Lirası geçerlidir. Son derece makul fiyatlara hem konaklanır hem de yenir içilir.

        Türkbükü’nde ucuz bir şey yok gibidir. Yattan yatağa her şeyin en pahalısı burada bulunur. Mesela koyun bu tarafında mega yattan geçilmezken Gölköy’de alargada tekneye bile nadir rastlanır.

        Türkbükü iskelelerinde fiyatları 50 TL’den başlayan prestij göstergesi lahmacun ve pideler mideye indirilirken, Gölköy’de öğle yemekleri haşlanmış mısırla geçiştirilir.

        Dedim ya her şeyleri farklıdır. Örnekleri çoğaltabiliriz. Türkbükü tarafı partilerde koparken Gölköy tarafı yoga yapar akşamüstleri.

        Yani koyu aynı ama kafaları tamamen farklı köyler.

        GÜNEŞİ KUMSALDA BATIRMAK

        Geçen hafta sonu bir grup gazeteci dostumla Gölköy’de hizmet veren Daphnis Hotel’in organize ettiği bir hafta sonu davetindeydik.

        Buraya otel demektense şahsına münhasır, şahane bir ‘apart-kamp’ demenin daha doğru olacağı kanısındayım.

        17 yıldır aynı yerde hizmet veren tesis, bu sene iç mimar Özge Bozyel tarafından tekrar elden geçirilmiş ve yenilenmiş.

        Oda, kumsal ve denizin birbirine birkaç adım mesafede yer aldığı kompakt bir düzene sahip. Tüm misafirleri adeta bir kamp ortamındaymış gibi hemen her şeyi hep beraber yapıyor ve her şeyi paylaşıyorlar.

        Bu samimi ortamıyla eşsiz. Ancak hizmet ve servis konusunda kat etmesi gereken biraz daha yolu var. Fiyatları ise her açıdan gayet makul.

        Eğer Göltürkbükü’ndeyseniz ve iskeleler üzerinde yemek yemekten sıkıldıysanız Daphnis’in kumsalındaki Lal’e uğramanızı tavsiye ederim. Bir yanda dalga seslerinin dinginliği, diğer yanda batan güneşin renkleri eşliğinde yemek oldukça keyifli. Deniz mahsulü ağırlıklı yemekler de hiç fena değil.

        Bu arada ayakkabı yerine terlikle gitmenizi tavsiye ederim zira Bodrum’un sıcak yaz akşamlarında serin kumların ve denizin cazibesine kapılmamak imkânsız.

        Türkbükü’nden haberler

        HER yıl bu zamanlarda olduğundan daha bir şantiye görüntüsünde Türkbükü. Sahilde terk edilmiş ve kaderi henüz belli olmayan birkaç dükkân var. Dolayısıyla son derece çirkin ve bütünü bozan bir görüntüye sebebiyet veriyorlar.

        Umarım bu duruma el atan birileri olur. Neyse, buyurun benim uğradığım mekânlardan haberlere…

        - Kuum Otel daha şimdiden bomba gibi giriş yapmış sezona. Gündüz iskelesi en az sezondaki kadar doluydu. Balıkçısı Kuumsal ise sezondakinden bile dolu! Bu yaz cumartesi akşamları canlı müziğe başlamışlar balıkçıda. Sezonda plaj mönüsünde suşi başta olmak üzere deniz kabuklularına ve böceklerine yer vereceklermiş.

        - Mavi Otel konumu gereği köyün meydanı gibi yine. İskelesinin bir bölümü Arnavutköy Balıkçısı’na, bir bölümü kendisine ait Mavi’ye ayrılmış. İşletmecisi Cemal Yarar, efsane pide ve lahmacunlarına cumartesi günleri döneri, pazar günleri de mantıyı eklemiş.

        - Bir klasik olan Ship Ahoy’un yerine açılan Hardal’a (yanlış anlaşılmasın, Türkbükü dokusunda) alışabileceğimi sanmıyorum. Onun yeri ya Bodrum merkez ya da Palmarina falan olmalıydı bence. Yine de bereketli bir sezon ve hayırlı işler dilerim.

        - Maçakızı Otel’e akşamüstü partisine gittim. O da aynı Kuum Otel gibi gayet kalabalıktı. DJ Metin Barım’ın muhteşem müziği ve barın eşsiz atmosferi yine günü (aynı sezonda olduğu gibi) akşam yemeğine bağladı.

        Bu arada o efsane lahmacunundan yemedim. Bu yüzden bu seneki fiyatını henüz öğrenmiş değilim.

        Bir dedikodu

        ÖZELLİKLE Türkbükü’nde kimle sohbet etsem konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor.

        Tatil için Mandarin Oriental Bodrum’u seçen bir Çinliye. Bu misafir aylık 1 milyon ABD Doları ödüyormuş otele. Kendine özel bir daire ve özel bir spor salonu yaptırmış.

        Her öğünde tam 500 dolar bahşiş bırakıyormuş garsonlara.

        Garson pozisyonu için Mandarin Oriental Otel’in insan kaynakları departmanına iş başvurusunda mı bulunsak acaba?

        Diğer Yazılar