Bu tatlının peşinden gidilir
GAZETECİ dostum Ufuk Kaan Altın daha birkaç gün evvel sormuştu “İstanbul’a yakın nerelere, neleri yemeğe gidersin” diye...
Gerçi uzun zamandır gitmemiştim ama “Köfte yemek için Tuzla’ya giderim” dedim ilk olarak.
Enerji yolladım sanırım evrene. Aynı haftanın sonunda köfte için değil ama tatlı için Tuzla’da buldum kendimi.
Sıkı durun çünkü yemeye gittiğim tatlı öyle bildiğimiz tatlılardan değil!
O bir enginar tatlısıydı!
Tatlının yaratıcısı daha önce The Marmara, Kempinski, Sheraton ve Dedeman gibi otel zincirlerinde çalıştıktan sonra kariyerine Radisson Blu Hotel Tuzla’da devam eden deneyimli şef Yavuz Yiğit.
Tatlı aynı zaman da Pastry of Istanbul’da en iyi ‘a la carte tatlı’ ödülüne layık görülmüş bir lezzet.
Altı enginar, üstü tart hamurundan oluşan yuvarlak tatlının içi badem kremasıyla dolu, üzeri süt kremasıyla kaplı. Tatlı orman meyveleri, dondurma, beyaz ve bitter çikolatayla sunuluyor.
Öyle böyle bir şey değil. Denemek için Tuzla’ya gitmeye değer resmen!
**************
HIZ TUTKUNLARI DA TUZLA’DA
BİRLEŞİK Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’de düzenlenen Formula 1 yarışlarının yapıldığı Yas Marina pistine bitişik Viceroy Hotel’de kalmıştım birkaç yıl evvel.
Yarış zamanı değildi gittiğimde ama inanın yarış varmışçasına yoğundu pist. Hatta yarış zamanından daha yoğundu. Çünkü başta zengin Araplar olmak üzere hem yarışmak hem de antrenman yapmak isteyenler tarafından gece gündüz demeden kiralanıyordu pist. Hem de fahiş fiyatlara...
Bizde de olsa diye geçirmiştim o zaman aklımdan.
Zira eski Formula 1 yöneticisi Bernie Ecclestone’un bile “Dünyanın en iyi pistlerinden biri” dediği İstanbul Park, artık Formula 1 yarışları düzenlenmediği için atıl vaziyette duruyor yıllardır.
Öğrendiğime göre Türkiye değil, Alman Porsche, tam 3 senedir yılın belli dönemlerinde onlarca model otomobili de beraberinde getirerek epey kalabalık bir ekiple mesken tutuyormuş Tuzla’yı.
Düzenli olarak da tüm dünyadaki Porsche tutkunlarını davet edip bolca test sürüşü de içeren alternatif bir tatil hediye ediyorlarmış.
Burnumuzun dibindeki İstanbul Park pistini bizim değil de Almanların değerlendiriyor olması biraz üzücü değil mi?
Darısı başımıza...
**************
İSTANBUL İÇİN YENİ PASAPORT
OSCAR ödül törenlerinin resmi partilerinin ikramlarını hazırlayan, çiftlikten masaya akımının öncüsü, 2 Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck, Beverly Hills’teki restoranı Spago’nun Türkiye şubesinin yeni mönüsünü tanıtmak için İstanbul’daydı geçen pazartesi akşamı.
Ancak yeme-içme meraklılarının aylar öncesinden rezervasyonlarını yaptırıp heyecanla bekledikleri şef az kala buluşamayacaktı konuklarıyla.
Buyurun hikâyesine...
Aslen Avusturyalı olan ama senelerdir ABD’de yaşadığı için ABD vatandaşı da olan Puck, Avusturya pasaportunu yıllar önce kaybetmiş.
Nasılsa ABD pasaportu var diye de tekrar çıkarma ihtiyacı da duymamış.
Ne yazık ki İstanbul’a gelmeye hazırlandığı sırada ABD ve Türkiye arasındaki vize krizi patlak vermiş. ABD pasaportuyla Türkiye’ye girişi mümkün olmadığından yapılan onca hazırlığı iptal etmeye hazırlanan organizatörlerini durdurmuş ünlü şef.
Onlara sırf İstanbullularla buluşmak için Avusturya pasaportunu tekrar çıkaracağını ve Türkiye’ye Avusturya vatandaşı olarak gireceğini söylemiş.
Dediğini de yapmış. Ucu ucuna yetişmiş pasaportu. Ve bir Amerikalı olarak değil bir Avusturyalı olarak girmiş ülkemize.
**************
KONUM ATARKEN DİKKAT
ADRES vermek yerine Whatsapp’tan konum atmak en sık kullandığımız paylaşımlardan biri artık. Çok yakında aplikasyon takip sistemine de başlayacakmış.
Diyelim eşinize, sevgilinize ya da dostunuza “Yoldayım ama gecikiyorum” dediniz. O da sizden konum atmanızı isterse nerde olduğunuzu, ne kadar hızla ilerlediğinizi ve ne zaman yanında olacağınızı telefonundan adım adım takip edebilecek.
“Trafik çoktu” ya da “Yolda kaza vardı” diye yalan atanlar... Aman dikkat!
