Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSTANBUL Kongre Merkezi’nde düzenlenen HORECA (Hotel-Restoran-Cafe) fuarı “Sirha”yı gezerken öğrendim şu çarpıcı gerçekleri:

        Çok acı ama Türkiye’de üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ı üretim ve dağıtım aşamasında kayba uğruyor ve atık haline dönüşüyormuş. Araştırma verilerine göre, en iyimser tahminle kayba uğrayan ürün miktarı 11.6 milyon tonmuş.

        Bu da yıllık yaş sebze-meyve ihracatımızın tam 4 katına karşılık geliyormuş. Başka bir deyişle 100 milyar liralık sebze meyve pazarımızın, 25 milyar liralık bölümünü çöpe atıyormuşuz.

        Eğer bu duruma “Dur” demezsek, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre buğdayda 2 milyon, domateste 1.5 milyon, şekerpancarında 642 bin, arpada 563 bin, karpuzda 487 bin, mısırda 378 bin, üzümde 328 bin, elmada 322 bin, biberde 268 bin, patateste 223 bin ton ürünü kaybedecekmişiz.

        ARTANLAR KUTUYA

        Bu israfın önüne geçmek ve fire nedenlerini araştırmak için TÜBİTAK’la beraber bir araştırma gerçekleştirmiş Metro.

        Araştırma neticesinde kötü koşullarda tedarik edilen ürünün, iyi koşulda tedarik edilene kıyasla 9 kat daha fazla atığa dönüştüğü ortaya çıkmış. İyi tedarik zinciri uygulamaları ile önemli miktarda ürünün kaybedilmesinin önüne geçmenin mümkün olduğu görülmüş.

        Bunu sağlamak için HORECA sektörüne yönelik “Gıda Hareketi” ve “Gurme Kutusu” gibi projeler hayata geçirmeye başlamış Metro.

        Çeşitli etkinlikler, videolar ve tadımlar ile gıdanın israf olmaması için geliştirdikleri yöntemleri ünlü-ünsüz onlarca restoran ve kafeyle paylaşmışlar.

        Yine bu tip mekânlara, tabakta kalan yemekleri paket yaptırıp bir başka öğünde tüketilmesi ya da hayvanlarla paylaşılabilmesi için “gurme kutu” adı verdikleri ambalajlar dağıtmışlar.

        Şimdilik Alancha, Basta, Feriye Palace, Kırıntı, Midpoint, Nev Kanyon, Nicole, Sahrap Pera, Sahan ve Welldone gibi mekânlarda kullanılan bu kutuları umarım çok daha fazla mekânda görürüz.

        *************

        TEK GECELİK AŞK GİBİ

        POLİMEKS Holding, 20. yılını “The Royal Philharmonic Orchestra Plays Sezen Aksu” adlı muhteşem bir konserle kutlamıştı. Konserde Sezen Aksu klasiklerini ünlü orkestra, klasik müzik tarzında yorumlamıştı.

        Ben dahil pek çok kişi “Unutulmayacak bir performans” diyerek çıkmıştık Zorlu Performans Sanatları’nın salonundan. Geçen akşam aynı salon yine akıllardan silinemeyecek bir performansa ev sahipliği yaptı. Bu kez Akfen Holding’in kurucusu Hamdi Akın kutladı şirketinin 41. yılını.

        Yine bir ilke imza atıldı. Zira Fahir Atakoğlu orkestrasına Levent Yüksel, Aşkın Nur Yengi ve Sertab Erener vokalleriyle eşlik etti.

        Bu konserden de yine aynı duygularla çıktı her izleyen. Çünkü bu da muazzamdı.

        Şimdi bir soru:

        Onca emek ve yatırımla gerçekleşen bu tip müthiş konserlerin yalnızca bir kereliğine düzenlenmesi yazık günah değil mi? Alevlenip sönen tek gecelik aşk gibiler… Yaşanıyorlar ve bitiyorlar.

        Keşke daha büyük kitlelerle de buluşturulsalar… Hepsinin kapalı gişe yapacağından eminim.

        Diğer Yazılar