Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANADOLU yakasının çekim gücü iyice arttı son zamanlarda… Bunca ünlü marka ve mekân ile işletmeci bu yakanın yolunu tutmazdı öyle olmasa.

        Sanırım bunda Anadolu yakasını mesken tutan Akasya ve Emaar Square gibi lüks konut ve yaşam projelerinin de rolü var.

        Zira ilk olarak Galerie Lafayette, Cartier ve Hermes gibi dünya markaları ile beraber, Emre Ergani’nin mekânı Brasserie d’Or ve Suvla Restaurant kapılarını açmıştı Emaar Square’de.

        LOUIE

        Şimdi ise Hudson ve Martinez gibi Avrupa yakasının popüler mekânlarını çatısı altında bulunduran Ukalife zinciri iki yeni mekân açtı bu yakada. Birinin adı Louie, diğerininkiyse Barbounia Lokanta.

        Her işletmesinde özel bir kimlik ve mutfak kültürü oluşturan zincir bu kuralını bu iki dükkânında da bozmamış. Louie, Akdeniz etkilerinin ön planda olduğu bir dünya mutfağı restoranı.

        Mönülerini Ukalife Master Chef’i Nihat Sancar hazırlamış. Mönüsünde peynirli arancini, acılı mayonez ile sunulan ördekli arancini, kaburga tandır dolgulu taze fırın patates, 36 saat pişmiş teriyaki soslu dana kaburga, mac and cheese gibi imza niteliğinde lezzetlerin yanı sıra sağlıklı salatalar ve taco çeşitleri yer alıyor.

        Dekorasyon ise iç mimar Erhan Sağır’ın imzasını taşıyor.

        BARBOUNIA LOKANTA

        Ukalife zincirinin yaratıcısı ve CEO’su Uğur Karabayır, Barbounia Lokanta için “İyi yemeğin, müzik ve eğlenceyle buluştuğu yer” mottosunu kullanıyor.

        Mekânın Türk mutfağı ağırlıklı mönüsü yine Nihat Sancar tarafından oluşturulmuş. Kapılarını haftaya pazartesi müşteriye açacak mekâna deneme yemeğine gittim ben.

        Bahçe domatesli karides söğüş, dut pekmezli ızgara karides, firik pilavı eşliğinde safranlı tavuk şiş, ızgara kokoreç ve domates salatası, kuzu gerdan haşlama gibi mutfağımıza özgü tatları yenilikçi dokunuşlarla yorumlamışlar.

        Yine aynı bakış açısıyla hazırlanan damlasakızlı su muhallebisi, peynir tempura ve bal sos ise bu mönüyü tamamlayan “imza lezzetler” olarak öne çıkıyor.

        Barbounia Lokanta’nın da tıpkı kardeşi Louie gibi Akasya’da hizmet vereceğini de söyleyeyim.

        ***********

        CENTİLMENLER KULÜBÜ

        “Istanbul Gentlemen’s Society”, gazeteci Arda Sayıner ile eski otelci Başak Pelister’in hayata geçirdiği bir proje. Amacı ise centilmence eğlendirmek ve eğitmek…

        Arda ve Başak iş, sanat ve cemiyet hayatına mensup 8 başarılı beyi, bir otele davet ediyorlar. Geçen hafta sonu Ritz Carlton Hotel’deydiler.

        İşte size centilmen olmaya giden yoldan birkaç örnek.

        Beyler etkinliğe Atelier restoranda ‘’farm to table’’ konseptinde gerçekleşen bir öğle yemeği ile başladılar.

        Ardından viski tadımı ve eğitimi ile Küba esintileri taşıyan bir puro eğitimi aldılar. Bunu Kaan Gökalp’in gerçekleştirdiği moda ve giyim eğitimi takip etti.

        Sıra barmen ve mixologistlerden alınacak kokteyl eğitimine geldi.

        Cam Oda’da kurulan akşam yemeği sofrasının ardından sıra DJ’lik eğitimine gelmişti.

        İkinci günün sabahına elektrikli otomobil BMW i3’ü deneyerek başladı centilmenler… Brunch sonrası Ayça Balkır’dan İngiliz aristokrasisi kurallarını öğrenen beyler, Duygu Beşbıçak’tan da esans ve parfüm eğitimi aldılar.

        Nasıl ama? Bir centilmen olmak hiç de kolay değilmiş değil mi?

        Diğer Yazılar