Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BIGChefs’in yeni mönüsünün tadımı için hazırlanan sofranın teneke saksılardaki rengârenk çiçeklerle bezeli olduğunu görünce, bunun o akşama has bir masa dekoru olduğunu düşündüm ilk başta.

        Ancak sonradan fark ettim ki hemen her masada var bu çocukluğumuzun nebati margarini Vita, zeytinyağı Olin ya da konservesi Tat kutularından.

        Belli ki yalnızca mönüsüyle değil, dekoruyla da doğal ve yerel olana yöneliyor marka.

        “Toprağın Kadınlarından Sofralara” adlı yeni mönü projesi de bu dönüşümün bir başlangıcı. Yerel kadın üreticileri desteklemek amacıyla geliştirilen proje de ilk etapta 14 kadın üreticiyle işbirliği yapmışlar. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 50’ye çıkarmayı hedefliyorlarmış BigChefs’çiler.

        İşbirliği yapılan kadınların birkaçının hikâyesini de bizzat dinledim markanın yaratıcısı Gamze Cizreli’den.

        Kimi köyde doğmuş, kimi şehirde doğup köye yerleşmiş.

        BigChefs’lerde kullanılan kiraz biberlerinin üreticisi Rabia Yılmaz bunlardan biri… 10 yaşından beri çiftçilik yapan Rabia Hanım, 68 yaşında olmasına rağmen hâlâ ekip biçiyormuş.

        Bir diğeri de kuşkonmazlarını yalnızca BigChefs’lere ulaştıran ODTÜ İşletme bölümü mezunu Aslı Aksoy...

        Ben o akşam enginarı Urla’dan gelen bir dolma ile domatesi Muğla’dan gelen bir pizza yedim. Her ikisinin lezzeti de bir kafe mönüsünün çok ötesindeydi.

        ***********

        RUMELİHİSARI’NDA KÖPRÜALTI LOKANTA

        BEN çoktan sıkıldım ama bir meyhane akımıdır aldı gidiyor yeme–içme dünyamızda. Arkadaşlar “Rumelihisarı’nda yeni açılan Köprüaltı’na gidelim” dediğinde, adının algısından olsa gerek “Al sana ağlak bir akşam daha Sermet” dedim içimden.

        Gidince anladım. Köprüaltı özlemini duyduğum, anam babam yemeklerinin bulunduğu eğlencesi bol bir lokanta.

        İstanbul’un en sıra dışı brasserie’lerinden ‘Kiss The Frog’un komşusu da diyebiliriz aslında. Kapıları, kafaları ve tatları apayrı ancak mutfakları ve tuvaletleri aynı her iki mekânın. Nispeten fine–dining sayılacak Kiss The Frog’un aksine istiridyeler, midyeler gibi üst çıta ürünler yerine, mezeler, köfteler ve börekler gibi lezzetler kaplıyor Köprüaltı’nın masalarını.

        Başında deneyimli işletmeci Gül Etker’in bulunduğu bu hap kadar mekân daha şimdiden İstanbul cemiyet hayatının gözdesi olmuş. Yıllardır ortalıkta görmediğim elitler bile Köprüaltı’ndaydı o akşam.

        Müziği bir zamanların efsane mekânı Zarifi’den hatırlayacağımız discjokey DJ İlker’e emanet olan lokantaya yolunuz düşerse, ‘rezeneli humus’unu mutlaka deneyin derim.

        ***********

        DENİZ AKKAYA EDEPSİZLERİ

        FRANSIZ moda devi Hermes’in davetinde markanın direktörü Francesca di Carrobio ve ünlü manken Deniz Akkaya ile beraber çektirdiğimiz bir fotoğrafı ertesi gün Instagram’da paylaştım.

        Aman ne yorumlar. Çoğunu sildim utanıp. En terbiyelileri bile “Yok Deniz iriymiş”… “Yok kıyafeti uygunsuzmuş”… Daha neler neler…

        Çok ayıp değil mi ya? Kadın hâlâ ülkenin en mükemmel vücutlu ve alımlı kadınlarından biri… Hem de model! O frapan giyinmeyecek de kim giyinecek.

        Anlamıyorum bu saldırgan halimizi!

        Diğer Yazılar