Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği madende ortaya çıkan tablo, konuya uzak yakın herkese “İş kazası yoktur, iş cinayeti vardır” sözünün hayatta karşılığı olduğunu göstermiştir sanırım.

        Büyük bir dram ve büyük bir ders alınmış olmasını bekliyoruz değil mi?

        İnanın olmuyor...

        Aksi bir tutum olsaydı, 2014 Mayıs ayında Soma faciasıyla birlikte 401 işçi iş cinayetine kurban giderken, ölümlü iş kazaları grafiğinde iyileşme olurdu.

        İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin açıkladığı rapora göre; 2014 Eylül’ünde iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin sayısı 143’ü buldu. Yılın ilk 9 ayında ise 1414 işçiyi kaybettik. Geçen yıl durum neydi? Bu yıla yakın: 1235 işçi öldü.

        Geçen hafta Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın (ÇEİS) 50. yılı nedeniyle İstanbul’da düzenlediği “İş Sağlığı ve Güvenliği Uluslararası Sempozyumu”nda, işçi ölümlerinin anatomisi ortaya çıkarıldı.

        Türkiye Çimse-İş Sendikası Genel Başkanı Zekeriya Nazlım, son 20 yılda 30 bin işçinin iş kazası ve meslek hastalıklarından yaşamını yitirdiğini söylerken, “terör” istatistiğiyle arasındaki benzerliğe vurgu yapıyordu.

        Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) araştırmasına göre, endüstride meydana gelen işçi ölümlerinin yüzde 14’ünün iş kazalarından, yüzde 86’sının ise meslek hastalıklarından meydana geldiğini anlatıyordu.

        Ölümlere dikkat kesilirken, meslek hastalıklarının çok daha vahim boyutta çalışan yaşamını tehdit ettiğini atlıyoruz: Burası çok önemli.

        “İşverenler işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesini sahiplenmediği sürece başarılı olamayız” diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, İSİG raporuna göre silikozis nedeniyle işçi ölümlerinin devam ettiğini vurguladığı konuşmasında bir taahhütte bulunuyor: “Önümüzdeki günlerde mücadelemizi meslek hastalıklarına dönük olarak genişleteceğiz.”

        Ekmeğinin peşindeki insanların yaşamlarını kaybetmeleri “modern” dünyanın en “ilkel” hali...

        Dünyada her gün yaşanan 1 milyon iş kazasında, 6300 çalışan yaşamını yitiriyor. Bu her dakikada 4 kişinin ölmesi demek. Türkiye’de ise her gün yaşanan 205 iş kazasında 3 kişi ölüyor. 5 kişi ise sürekli iş göremez hale geliyor.

        Türkiye’deki iş kazalarının, işyerlerinin büyüklüğüne göre dağılımı ise daha çarpıcı. İş kazası oranları 1 ile 9 kişinin çalıştığı işyerlerinde yüzde 34.9 ile ilk sırayı alırken, onu yüzde 23.6 ile 250 ve üzerinde istihdam sağlayan işyerleri izliyor.

        İş güvenliği ve işçi sağlığına “duyarlılıkta” sermaye gücünün yüksekliği çok büyük bir etki yapmıyor.

        Bir bilinç sorunu karşımıza çıkıyor.

        ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal, çimento sektöründe yapılan iyileştirmeler sonunda 2005 yılında yüzde 22.5 olan iş kazası oranının, 2013 yılında yüzde 13.7’ye düştüğünü söylüyordu.

        ÇEİS Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve OYAK Otomotiv ve Çimento Grubu Başkanı Celal Çağlar, aynı toplantıda yaptığımız sohbette, “İş kazalarına karşı önlemini almayan işçiyi de, onun yöneticisini de anında işten atarım” diyerek kurumsal yaklaşımlarını ortaya koyuyor.

        Örnekler ve durum ortada. Çözümü tartışıyoruz. Bana göre ufuk açıcı olan ve asla unutulmaması gereken sözü, panelistlerden Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu (Businesseurope) İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu Başkanı Kris De Meester söyledi: “İş güvenliğini, işin bir parçası haline getirin. İş güvenliği ve işçi sağlığı, sürdürülebilir bir iş için tek hedef olmalı. Bu meseleyi yaklaşım olarak düşünmeyin, işin parçası haline getirin.”

        Bu kadar basit aslında. Kapısız konut inşa etmediğin, kolsuz gömlek üretmediğin gibi işçi yaşamını tehdit eden bir iş modeli de kuramazsın.

        Verimlilikti, iş kaybıydı, tıbbi masraflardı, sigorta ödemeleriydi, tazminatlardı, sipariş kayıplarıydı, bina-makine hasarlarıydı, prestij kaybıydı oralara girmiyorum bile...

        E artık; iş kazalarını önleme maliyetinin, kaza olduktan sonraki harcamaya göre 5 kat ucuz olduğu biliniyor. İş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğu da biliniyor. Bundan sonrası artık, aç gözlü ahbap-çavuş kapitalizmi...

        Diğer Yazılar