Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fransa, pek çoğumuz için yalnızca Paris ya da Cote d’Azur sahilleri olurken; masalsı köylerine yılda 6 milyonu nehir turlarıyla olmak üzere toplam 18 milyon ziyaretçi çeken Alsace bölgesi, kendini göstermeye kararlı.

        Kurucuların isimlerinden etkilenerek 3C şirketini kuran Fransız turizmciler, geçen temmuz ayında Alsace’ın turizm potansiyelini artırmak için aralarına bölgeden 11 turizmciyi de alıp “Alsace Welcome” adıyla yeni bir platform kurdular. İlk etkinlikleri de Türkiye’den bir grup tur şirketini davet etmek oldu.

        Alsace Welcome platformu, Türkiye'den turizmcileri ağırladı.

        2013 yılında 84.7 milyon turist çeken Fransa’nın, 26 bölgesinden biri olan Alsace, turizmcilerin portföylerine bugüne kadar yalnızca “şarap yolu” olarak girmiş. Oysaki kentin dini, kültürel ve siyasi tarihi, bize şu soruyu sormamızı emredecek güçte:

        Katolikliğin katı kuralları karşısında, bu bölgede dini, “ticaret yapmak” gibi dünyevi değerlerle buluşturan Protestanlık doğmasaydı, 1949 yılında Avrupa Birliği’nin temelini atan Avrupa Kömür ve Çelik Birliği aynı yerde kurulur muydu? Bir adım daha ötesinde ise, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi burada olur muydu?

        YOLLAR BİTER TATLAR BİTMEZ

        Alsace Welcome’ın Strasbourg’da yaşayan Türk yayıncı Fahri Ekmekçi ve Türkiye’den de sofra tarihçisi Murat Yankı’nın temsilciliğini yaptığı organizasyonla, bölgenin otel, müze, eğlence yerlerini ve köylerini içine alan 150 kilometrelik bir gezi yapıldı.

        Fransa, yılda çektiği 35 milyon turistle dünya rekorunu elinde tutan Paris’ten başka efsane kent markası arıyor! Bu; Mulhouse, Colmar ve Strasbourg’u içine alan Alsace (Alzas) olabilir mi?

        Claude Scmitt, Claude Onimus ve Christopher Seyfritz’in başını çektiği ekip, bölgenin tanıtımına yönelik olarak hazırladığı pakette, Avrupa kültürünü etkileyen her ne varsa yer veriyor.

        Mulhouse kentinde 1977 yılında iflas eden bir iplik sanayicisinin özel koleksiyonunda yer alan 400 parçalık antika arabalardan oluşan bir “Otomotiv Müzesi”ni, Amerika’nın 100’üncü yılı nedeniyle Fransa’dan getirttiği “Özgürlük Heykeli”ni yapan heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi’nin doğum yeri olan Colmar’ın çiçeklendirilmiş evlerini, Avrupa’nın en iyi SPA’sı seçilen La Cheneaudiere Oteli’ni gezerek ve ekmekten bağlara Fransa’nın ihracatında başı çeken tarımsal ürünlerin tadımlarıyla yol boyu ilerliyoruz...

        Yankı, “Romalılar kente yerleşirken üç şeye bakardı: Su, üzüm ve zeytin. Alsace’ta da üzüm ve su vardı. Su yoluyla şarap ticareti yapabiliyorlar, vergi topluyorlar ve askerlerin maaşını ödüyorlardı” bilgisini verirken, endüstri toplumuna geçişe öncülük eden bölgenin önemini de vurguluyor.

        Burada AB’nin Brüksel ile birlikte başkentlerinden biri olan Strasbourg için bir soru daha sormamız gerekebilir: Matbaayı bulan Alman bilim adamı Gutenberg’in Strasbourg doğumlu olması ile 14. ve 15. yüzyıl aydınlanma çağını gören bu topraklarda, tarihin en kanlı savaşlarının yaşanması arasında bir ilişki olabilir mi?

        ‘SİZİNLE REKABET EDEMEYİZ’

        Fransız devlet adamı Charles de Gaulle’ün savaş yıllarından sonra halka moral vermek için evlerini çiçeklendirmelerini özendirmesi, bugün de süren bir geleneği başlatıyor. Bahçesini en güzel çiçeklendiren ev ödül alıyor. Ülke neşe ve coşkudan beslenmenin yolunu bulmuş. Tarihte akıttığı onca gözyaşından sonra haritada adını bile bulamayacağınız bir köy olan Kirrwiller’de “Royal Palace” isimli bir müzikal sahneliyor.

        Ve biletleri 60 Euro’dan satılan gösteri, haftanın 5 günü Adam Meyer’in üç ayrı salonunu dolduruyor.

        Noel pazarlarıyla da ünlenen Alsace bölgesindeki otellerde aralık ayına yer kalmadı bile...

        Alsace gezisinde Türkiye’nin turizm potansiyeliyle karşılaştırmalar yapıyorum. Alsace Welcome’un kurucularından Claude Schmitt, “Türkiye fiyat ve kalite dengesi açısından çok başarılı. Biz fiyatlarımızla Türkiye pazarına rakip olamayız” derken, Fransa’nın kişi başı yıllık gelirinin 46 bin dolar olduğunu hatırlamalıyız. Türkiye’nin 2023 yılında kişi başı yıllık gelirini 25 bin dolara çıkarma hedefi bile Fransa ligine erişmemize yetmiyor. Biz elmalarla armutları karıştırmadan, eğlencemize bakalım.

        Diğer Yazılar