Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇANAKKALE

        Ege’nin başladığı yerdeyiz… Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nin beldesi Küçükkuyu’nun Belediye Başkanı Cengiz Balkan’ın zeytin hasadının bittiğini müjdeleyen “5. Zeytin Kurtuluş Şenlikleri” davetine gittik.

        Balkan, 2009 yılında 4 bin olan belde nüfusunun, emekli ve kentlilerin beldeye göçüyle 10 bine çıkmasıyla; sağlık ve eğitim hizmetlerinin yanı sıra ekonomi politikalarına da öncelik veriyor.

        UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmek için mücadele eden Kaz Dağları’nın eteklerindeki bu belde, turizm ve zeytinyağı ile kalkınmayı hedefliyor.

        Kimileri için “Zeytinyağı dediğin; 170 milyon adet zeytin ağacından, yılda 140 bin ton üretim yapılan, ihracat geliri 100 milyon dolar olan bir piyasadan ibaret…” demek kolay ama kazın ayağı öyle değil. Ağaçlarını, üzerinde yaşadığı toprağa kültürünü aşılayan kökleriyle yaşatmanın yolunu arıyorlar.

        ‘FİDENİN ADI BERKİN ELVAN OLSUN’

        Eğer başarılamazsa olacaklar belli: 4 milyonun üzerindeki zeytin işçisi ve ailesi; hayatı da, emeği de ucuz olan işçiler ordusuna katılacak.

        Ürün ise değerli. Hele bu yıl…

        İç pisada da kuraklık, zeytin kurdunun verdiği hasar ve geçen yıldan devreden stok olmayınca; Tariş’in sızma zeytinyağı alım fiyatı 7.5 liradan, 10.5-11 liraya kadar çıktı.

        1 litre zeytinyağının raf fiyatının 20 lira olması karşısında, zeytinyağı üreticileri kazanılmış pazarı kaybetmekten korkuyorlar. Neticede kilosu 4-5 liraya satılan ayçiçeği, kanola, mısır yağı gibi alternatif ürünler tüketici için daha cazip hale gelebilir.

        “Ağaçtaki zeytine düğün yapılmaz” diye bir halk deyişi var buralarda… Bölgenin üreticisi zeytin hasadı sonunu, geleneklerinden yola çıkarak “kurtuluş” adını verdiği seremoni ile kutluyor.

        Bugün nadir uygulanan bir gelenek: Hasat sonunda tayfalar, kahyayı (dayıbaşı) bir ağaca bağlıyor. Davul-zurnayla ağaca bağlanan kahyayı, patrondan bahşişlerini alınca serbest bırakıyorlar. Mutlu sonu hep birlikte helva yiyerek kutluyorlar. CHP’li Başkan Balkan, zeytin ağaçlarını eli baltalılardan korumak ve geleneği anımsatmak için bu yıl hasat sonu şenliğinin adını “Kurtuluş” koyduğunu söylüyor.

        Paneldeki sunumunda hemşerilerine “İsteyen herkese bir zeytin fidesi hediye edeyim; adı Berkin Elvan olsun” diye sesleniyor

        ‘KÜÇÜK GÜZELDİR’

        “Küçük güzeldir”… diyor Adatepe Zeytinyağları’nın araştırmacı ve turizmci ortaklarından Mahmut Boynudelik.

        Bundan 20 yıl önce Burhaniye’de başladıkları zeytinyağı üretimini Küçükkuyu’ya taşıdılar, Aynı beldede 1997 yılında da Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesini kurmuşlardı.

        Ortakları Mustafa Çakılcıoğlu, Haluk Yurtkuran ve Erhan Şengel ile bundan 7-8 yıl önce zor bir karar veriyorlar. Konteynerlerle ihracat yapmak ve büyük marketlerin raflarını doldurmak yerine, insanla doğa dengesini gözeten butik üretici olmayı seçiyorlar.

        Yılda 80-100 ton zeytinyağı üreten Adatepe, kendi markası ile Japonya’ya hem zeytinyağı, hem de sabun ihracatı yapıyor.

        İhracatın öyküsü ilginç: Adatepe’de butik otel Zeushan’ı satın alan Japon firması Naiad’ın sahibi Bay Hitai, her yıl buradan memleketine götürdüğü sabunları, analiz ettirirmiş. 5. yılın sonunda kalitenin sabit olduğuna karar verince, ithalata başlamış. Hem üretici, hem de Küçükkuyu Kent Meclisi Başkanı olan Seyfettin Tekin, paneldeki konuşmasında “Ağaçların da kendimize benzetmişiz” diyor. Tekin organik sertifikalı üretimin püf noktasına işaret ediyor:

        “100 çuval zeytin veren ağaçtan aldığımız verim her yıl azalarak 15 çuvala kadar düştü. 5 yılın sonunda ise yeniden 100 çuval vermeye başladı.”

        Konu derin devam ederiz…

        Diğer Yazılar