Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yerel seçimlerde büyükşehir sayısının 30’a çıkmasını takiben, 16 bin köy yok oldu. Meclis’ten geçen “bütünşehir yasası” ile de tüm belde belediyeleri kapanacak. Kırsalda yaşayanlar, şehirlerdeki kısıtlara uyacaklar. Örnekse, bahçelerine ahır yapamayacaklar.

        Küçük ölçekli üretim yapan “aile çiftliklerinin” yerini, büyük ölçekli işletmeler alacak.

        Çanakkale’nin sahil beldesi Küçükkuyu’da düzenlenen “5. Zeytin Hasat Şenliği”nde bir araya geldiğimiz Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ile etkinliğin ev sahipliğini üstlenen Belediye Başkanı Cengiz Balkan, iki lafın başında bütünşehir uygulamasına, yerel yönetimlere ve kırsal kalkınmaya etkilerine vurgu yapıyorlar.

        Sosyal demokrat belediyecilik ile AB arasında köprüler kurarak ekolojik “kapsayıcı büyüme” modelini inşa etmeye çalışıyorlar.

        YASAYLA YOK OLAN KÖYLER

        Balkan, “Türkiye nüfusunun yüzde 70’i, büyükşehir belediyesi olan 30 ilde yaşıyor. Yerel yönetimlerde iki ayrı hukuk oluştu. 2019 yılında tüm illerin büyükşehir statüsüne geçmesi bekleniyor. Köy arazisi kalmayacak. Hepsi imara açılacak” diyor.

        Balkan gibi Soyer de CHP’li belediye başkanı. Dolayısıyla iktidar partisinin yatırım bütçesinden pay kapmak için yarışan belediyeler arasında, en şanslı olanlardan değiller...

        Peki sosyal demokrat belediyeler, “imkânsızlıklara” sığınıp seçmenlerine umut vaat etmekten vaz mı geçecekler?

        Bu soruya verilecek yanıt, kısa adı SODEM olan “Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği” nin kurulma gerekçeklerini oluşturuyor.

        Soyer, bundan 5 yıl önce; 6’sı İstanbul, 1’i ise Seferihisar olmak üzere 7 sosyal demokrat belediyenin çıkış noktasının, CHP’nin Avrupa kurumlarında güçlü şekilde yer edinme ihtiyacı olduğunu söylüyor.

        “AK PARTİ’DE VAR, BİZDE YOK”

        AB fonlarına proje üretip kalkınma ve güçlenme politikalarına destek bulabileceklerini düşünüyorlar.

        Türkiye’yi yurtdışına yalnızca AK Parti ve Cemaat’in anlatmasından rahatsızlık duyuyorlar.

        İzmir’deki 30 ilçenin her birinin 1000’er Euro vererek Brüksel’de bir ofis açmasını tartışıyorlar. Bu fikir, dönemin Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün önerisi ile SODEM oluşumuna evriliyor.

        Uluslararası alanda CHP’nin görüşlerini daha etkin biçimde duyurmak ve Türkiye’de CHP’li belediyeler arasında ortak bir dil oluşturmak üzere, iki temel hedef belirliyorlar.

        Avrupa Kentsel Şartı’nı inceleyip şeffaflık ve katılımcılığı başa koyan, 36 kriter etrafında bir araya gelen ve aralarında Küçükkuyu’nun da olduğu 12 sosyal demokrat belediye, 2011 yılında SODEM’i kuruyor.

        SODEM’in başkanlığını yürüten Soyer, esin kaynaklarının AK Parti olduğunu söylemekten çekinmiyor: “AKP, ‘Ak Belediyeler’ ve ‘Ak Masa’ diyerek tek bir algı oluşturuyor. Biz ise hizmet birimlerine; ‘Danışma’, ‘Gri Masa’ gibi birbirinden farklı isimler veriyoruz. Sosyal demokrat belediyecilik alanında söylem birliği içinde olmalıyız.”

        Son sözleri, CHP’nin iktidar denklemini ortaya koyuyor:

        “Vaat kimse için yetmiyor. Halk uygulama görmek istiyor. Elle tutulur bir şeyler sunmak yerelde mümkün olabiliyor. Sosyal demokrat politikalarımızın omurgası, yerel hizmetlerimiz olacak.”

        “YAVAŞ KENT” GELİŞİYOR

        Soyer; İtalya’nın öncülüğünde 1999 yılında kurulan ve 30 ülkeden 192 kentin üye olduğu “Uluslararası Cittaslow Birliği” ne, (Yavaş Kent) Türkiye’den ilk olarak 2010 yılında Seferihisar’ın üye olduğunu belirtiyor.

        Cittaslow’a; 8’i AK Parti, HDP, MHP, 1’i de CHP’li olmak üzere üye olan “yavaş kent” sayısı 9’a ulaşıyor.

        Uluslararası platformun belirlediği 70 kriteri benimseyen Cittaslow’un ideolojisi üç sütun üzerine inşa ediliyor: 1- Kentin tarihi ve kültürel mimari dokusunu korumak 2- Bilim ve sanatı kalkınmanın rehberi yapmak 3- Doğayı korumak.

        Bir kentin “yavaş” olmasının, uyuşukluk anlamına gelmediğini söyleyen Soyer, son 5 yılda Seferihisar’ın toplam varlığını 3.5 kat artırarak 4 milyar liraya çıkardığını vurguluyor.

        Kriterleri yerine getiremeyen kent ise birlikten ihraç ediliyor. Rant baskısı, artan kentsel ihtiyaçlar ve projeleri Ankara’nın belirlediği Türkiye’de işleri zor...

        Diğer Yazılar