80 yıl geride kalmaya razı mıyız?
Dünya acaba kaç alanda olması gereken noktanın 80 yıl gerisinden geliyor? Sizi yormadan hemen söyleyeyim: Kadın!
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2014 yılında açıkladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Farkı Raporu”, günümüzdeki şartların aynen devam etmesi halinde kadın-erkek arasındaki eşitsizliklerin ancak 2095 yılında giderilebileceğine dikkat çekmişti.
Bugünün yetişkinlerinin çocuklarının bile göremeyeceği kadar uzun olan bu süreyi kısaltmak için kolları sıvayan uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi Ernst&Young (EY) “hızlı ileri” tuşuna bastı.
EY geçen hafta; iş, akademi ve medya dünyasından bir grup kadını bir araya getirerek “Yuvarlak Masa” çalıştayı düzenledi.
EY Avrupa, Ortadoğu, Hindistan, Afrika (EMEIA bölgesi) Stratejik Büyüyen Pazarlar Lideri Demet Özdemir, açılışta yaptığı sunumda “2095 yılına kadar beklemek istemiyoruz” dedikten sonra dünya çapında “Women. Fast Forward” inisiyatifini başlattıklarını belirtiyor.
Bu kapsamda EMEIA bölgesinde “Women3. The Power of Three’ (kamu-özel sektör, girişimcilik, sivil toplum kuruluşlarından oluşan 3’lü güç) forumunu hayata geçirmişler.
KADINLAR NEDEN VİTES KÜÇÜLTÜYOR?
Sait Halim Paşa Yalısı’nda yarım gün süren toplantıda 7 ayrı grup oluşturulmuştu. Bulunduğum masada; Vispera İletişim Teknolojileri şirketi kurucusu ve CEO’su Prof. Aytül Erçil, Borusan Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Canan Ercan Çelik, sosyal girişimcilik ağı Ashoka’nın Kıdemli Danışmanı ve Enso Yönetim Danışmanlığı Ortağı Canan İlter, Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Yıldız Günay, meslektaşım Ahu Özyurt, EY Destek Hizmetler Direktörü Senem Başyurt ve EY Türkiye Ortağı Özge Gürsoy ile politika önerileri belirlemeye çalıştık.
EY, iş yaşamında ilk 5-7 yılı geride bırakan, kariyer planında bir üst evreye talip olma aşamasına gelen kadınları odağına alıyor.
Yaptıkları araştırmaya göre iş yaşamına atılırken, kariyerinde yükselmeyi hedefleyen kadın oranı yüzde 43 olurken, kritik eşik kabul edilen ilk 5-7 yılın sonunda bu oran yüzde 16’ya düşüyor.
30-40 yaş aralığındaki çalışan kadınların iş yaşamında vites küçültmesinin nedenlerini saptamışlar:
İdeal çalışan algısı, erkekler üzerine kuruluyor. Yönetici desteği almıyor. Ücret eşitsizliğinden dolayı aday olmuyor.
EY son 6 ayda; EMEIA bölgesindeki birçok ülkede, İstanbul’daki bu toplantının benzerlerini düzenledi.
Buralardan çıkan öneriler, 12-13 Kasım’da İstanbul’da gerçekleşecek “The Power of Three EMEIA Forumu”nda açıklanacak.
GELİRİN YÜZDE 75’İ KADINLARDAN GELECEK
Kadınlar, toplumsal evrenin neredeyse bir asır gerisinde yaşıyorlar.
Dünyada iş hayatına katılan kadınlar, 2028 yılında küresel gelirin yüzde 75’ini üretecek.
Ürettiği yıllık geliri 13 trilyon dolardan, 5 yıl sonunda 18 trilyon dolara çıkaracak olan kadınların; “dur”, “sus”, “otur” düzenini yıkmayacağını kimse aklına bile getirmesin!..
Geçen mayıs ayında İstanbul Sözleşmesi’nin izlenmesi ve denetlenmesinden sorumlu olacak Uzmanlar Komitesi’ne (GREVIO) bağımsız kadın ve LGBTİ örgütlerinden oluşan “İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu” adayı Prof. Dr. Feride Acar’ın seçilmesi, sepetimizin hiç de boş olmadığını gösteriyor.
Kadını özgür ve erkeklerle eşit bir birey olarak konumlandıran, demokratik bir topluma dönüşebildiğimiz ölçüde çözümlerimiz de zenginleşecek.
80 yıllık zaman diliminde en dezavantajlı ülkelerden birinin Türkiye olduğu açık. Kadın ve erkeklerin eğitim, politika, sağlık, ekonomi alanlarına erişimlerini karşılaştıran WEF’e göre Türkiye’nin 142 ülke arasında 125’inci sırada yer aldığını tekrarlamak zorundayım.
Bugün itibarıyla; kadın-erkek arasındaki eşitsizlikleri gidermek için bize 2095 yılına kadar olan süre yeter mi bilemiyorum.
