Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şirketlerin 90 günü aşan alacakları, 2015 yılında 8 kat artınca “dolandırıcılara” gün doğdu.

        İşini “alacak yönetimi” olarak tarif eden ARS Danışmanlık Genel Müdürü Ayşe Burcu Arslan, komisyon karşılığı alacak tahsilatı yapmaya soyunan kötü niyetli kişilere karşı, dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.

        Zaten ticaret sistemimizde “dikkatten” başka, mağduru koruyacak kalkan fazlaca yok.

        Şirketler şeffaf ve kurumsal değil. Ekonomi kayıtdışı. Finansal veriye erişim sınırlı. Resmi dokümanlar yerine at pazarlığıyla ticaret geleneği sürüyor...

        Arslan, alacakların tahsilatı konusunda başlarından geçen bir olayı aktarıyor:

        “Bir müşterimizi Gana’dan telefonla aramışlar, ‘Bana 1 milyon dolar miras kaldı. Ancak bunu alabilmem için gerekli olan, 30 bin dolarlık mahkeme masrafını ödeyemiyorum. Siz mahkeme masrafını ödeyin, alacağım paranın yüzde 20’sini alın’ demişler. Konuyu araştırdık, tümüyle sahte evraklarla düzenlenmiş bir dolandırıcılık faaliyeti çıktı.”

        “Teklifin saçmalığı çok belli değil mi, karşı taraf bunu nasıl ciddiye alıyor?” diye sorduğumda Arslan; “Öyle işçilik yapılmış ki, sahte banka hesapları, miras belgeleri bile düzenlenmiş” yanıtını veriyor.

        HARVARD’A BORÇ TAKANLAR!

        İhracatçı ve ithalatçı firmaların alacaklarının tahsilatında, mahkeme yerine “dostane çözüm” üretme modelleri uygulayan ARD Danışmalık, genellikle 5 bin dolar ile 200 bin dolar arasındaki alacaklara yoğunlaşıyor.

        Dünyanın 155 ülkesindeki partnerleri ile karşılıklı olarak “alacak yönetimi” işbirliği yaptıklarını söyleyen Arslan; dünyanın en önde gelen üniversitelerinden Harvard’dan tutun da, yurtdışındaki ve Türkiye’deki hastanelere kadar geniş bir “tahsilat portföyü” yönetiyor.

        Harvard’da okuyan bir gencin iyi iş bulma kapasitesine sahip olmasının yanı sıra, ailesinin de büyük olasılıkla varlıklı olduğunu söyleyip tahsilat güçlüğünün nereden kaynaklandığını anlamaya çalışıyorum.

        Arslan “Bazen iletişim problemleri oluyor, adreslere ulaşılamıyor. Ya da ekonomik sorunlar nedeniyle borçlar öteleniyor” yanıtını veriyor.

        Açıkcası Harvard gibi eğitim çıtası yüksek bir üniversitede okuyacak kadar başarılı olmasına karşılık, Türkiye’de ekonomik zorluklar yaşayan bu gençleri merak ediyorum...

        AFRİKA VE ORTADOĞU KRİZİ

        Arslan, 2007 yılında farklı kültürler arası ticarette yaşanan problemler ve çözümüne dair danışmanlık yaparak Hollanda’da başladığı kariyerini, 2011 yılında Türkiye’nin ilk “uluslararası tahsilat ofisini” kurarak sürdürmüş.

        Türk firmalarına, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünyanın birçok ülkesindeki ticari faaliyetlerinden doğan alacakların takibi, yönetimi, uluslararası standartlar ve hukuk kuralları çerçevesinde danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunuyor.

        Uluslararası Ticari Alacaklar Derneği (IACC) ve Avrupa Tahsilatlar Ofisi Dernekleri Federasyonu (FENCA) üyesi de olduklarını söyleyen Arslan, “Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren dernek olmadığı için federasyona şirket olarak biz üyeyiz. Ayrıca 85 ülkede temsilcilikleri bulunan Avustralya merkezli GCS Grubu’nun da Türkiye temsilcisiyiz” diyor.

        Son 5 yılda 35 bin dosya takip eden ARD, bugüne kadar 24.5 milyon TL’nin tahsilatını gerçekleştirmiş.

        Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Arslan, yüksek lisansını Hollanda’daki Tilburg Üniversitesi’nde “Organizasyonlarda Kültürel Çeşitlilik Yönetimi” üzerine tamamlamış. Master tezini de; Türk Hava Yolları’nın, ulusal bir havayolu şirketi olarak global marka açılımı vizyonu üzerine vermiş.

        Arslan, son 2 yıldır Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde tahsilat sorunlarının arttığını vurguluyor.

        Afrika pazarında “Cemaat”; Libya, Irak, Mısır, Suriye gibi ülkelerde ise “siyasi risk” faturasının büyüdüğüne dikkat çekiyor.

        “Hamili kart yakınımdır” döneminin sonu geliyor...

        Diğer Yazılar