Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Haliç Kongre Merkezi’nde “64. Hükümet ‘Eylem Planı’ konuşması”nı dinlemek üzere salona girdiğimde, Meclis’teki temsiliyeti aşan oranda kadın partili ile karşılaştım.

        Davutoğlu’nun konuşmasının başında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan şu sözleri, partili kadınların ilgisini açıklıyor:

        “Kadına karşı şiddete ne kadar karşı çıktıysak, kadına karşı hakarete de aynı ölçüde karşı çıkma konusunda birliğe, beraberliğe davet ediyorum. Kadına dönük hakaret, tahkir, bir tür şiddettir ve kadına uzanan elleri nasıl durduruyorsak, bu ellere nasıl gerektiği cezayı veriyorsak; kadına karşı uzanan dillere de aynı tepkiyi göstereceğiz…”

        Kılıçdaroğlu’nun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile ilgili kullandığı bir ifade, toplumun bazı kesimleri tarafından en hafif tanımıyla “yakışıksız” bulunmuştu.

        Başbakan’ın çağrısı Haliç’te karşılık buldu: AK Partili kadınlar seslerini yükselttiler.

        KADIN KATILIMI ARTIYOR

        Salonda, “çalışan kadınlar”, “çiftçiler”, “emekliler”, “esnaf”, “asgari ücretliler” olarak ayrılan bölümler dikkatimi çekti.

        Davutoğlu toplumun tüm kesimlerini kapsayan; hükümetin 3 aylık vaatlerinin yüzde 100’ünü, reformlarının yüzde 70’ini, 6 aylık vaatlerinin ise yüzde 30’unu gerçekleştirdiğini açıklıyordu.

        Oturma düzenine göre, kabinede yer alan bakanların neredeyse tümü ilk sırada yerlerini aldılar. Toplantıya eşiyle katılan eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eski Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı da birinci sıradan toplantıyı izleyen milletvekillerinin arasındaydılar. TÜSİAD’ı temsilen Yönetim Kurulu üyesi Murat Özyeğin ve Genel Sekreter Zafer Yavan gelmişlerdi ki, onlara da basının yer aldığı bölümde yer düşmüştü.

        Gelmeyenler nedeniyle aramızdaki boş koltuklar, ayakta kalan “kadın partililerle” dolduruldu.

        Kadın partililerle ilgili bir gözlemimi daha paylaşmak istiyorum…

        Birbirlerine “Başkanım” diye hitap eden kadınların kendi aralarındaki konuşmalardan, “vitrin” olmaktan çıkıp, yerel siyasete aktif olarak katıldıkları izlenimi alıyorum.

        EN BÜYÜK VAAT ANAYASA

        TBMM’de Anayasa takvimini öne aldıklarını belirten Davutoğlu, “Tüm kesimlerin ‘İşte bu benim Anayasam’ diyebileceği yerli, sivil ve milli bir Anayasa yapacağız” diyor. İnsan onurunu koruyan, insan hak ve özgürlüklerini genişleten, millet değil devleti tanımlayan bir Anayasa hazırlayacaklarını ileri süren Başbakan, beklentisini de vurguluyor: “Gelişmemizin hızına hız katan; yerli, milli, sivil bir Anayasa’yı hep birlikte yazacağız. Hukukun üstünlüğünü benimsemiş, özgürlüklerin kısıtlanmadığı, demokratik bir Türkiye hayal ediyoruz. Kapsayıcı büyüme ile yeni istihdam alanlarının oluşması ve toplumun refah seviyesinin artmasını sağlayacağız. Güven ve istikrar pekiştirecek, Türkiye ekonomisinin ikinci atılımı yapmasını sağlayacağız. “Demokratik bir anayasa ile Türkiye’nin atılım yapabileceği konusunda toplumun farklı kesimleri arasında görüş birliği oluştu. Şimdi yalnızca siyasetçilerin değil; sivil toplumun, aydınların da önünde sıkı bir sınav var. Bakalım darbe Anayasa'sını tarihe gömmeyi başarabilecek en geniş uzlaşıyı yakalayabilecekler mi?

        Diğer Yazılar