Ali Şen'in torunu Alp adına doku laboratuvarı kuruldu
İşadamı Ali Şen’in torunu Alp Şen’in 16 yaşında geçirdiği kazada yaşamını yitirmesi, Türkiye’nin Avrupa’da sayıları ancak 10’u bulan “Doku Tipleme Laboratuvarı”ndan birine sahip olmasına yol açtı.
2014 yılında kurulan Alp Şen Vakfı, bugün “İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Alp Şen Doku Tipleme ve Genetik Araştırma Laboratuvarı”nın açılışını yapacak.
Açılışı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yapması bekleniyor.
Laboratuvarın hayata geçmesiyle, yeni nesil DNA analizi cihazı ve doku tipleme analiz kitleriyle ilk yıl 25-30 bin gönüllü vericiye ulaşılabilecek.
İÜ’nün 1999 yılında kurulan Kemik İliği Bankası’na (KİBANK) bugüne kadar toplam 28 bin bağışçı, doku bağışladı.
Bugüne kadar Türkiye’den yapılan bağışlarda yalnızca 13 kişinin kök hücre nakli gerçekleşti. Dünya Donörler Birliği üzerinden KİBANK’a ise 245 bağışçının yaptığı bağışla organ nakli gerçekleşti.
18-50 yaş arasındaki gönüllülerin verdiği kan ya da ilik içinden, alıcı tarafın dokusuna uygun kök hücre naklinin gerçekleştirilmesi için en başta bağışçıların olması gerekiyor.
Türkiye doku bağışında nüfusa göre binde 75 seviyesindeyken, aynı oran Güney Kıbrıs’ta yüzde 8, İsrail’de yüzde 7, Almanya’da yüzde 5 olarak gerçekleşiyor.
Kemik İliği Bankası’nın dünyada 75 adet, Türkiye’de ise İÜ ve Ankara Tıp Fakültesi’nin yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın açtığı laboratuvarla yalnızca 3 adet olduğu kaydediliyor.
Kan naklinde yalnızca 4 ayrı grup arasında eşleşme analizi yapılırken, doku nakli çok daha komplike analizler gerektiriyor. İnsanlardaki doku çeşitlerinin 72 bin adet olduğu düşünülürse, bağışların artmasının önemi daha iyi anlaşılır.
Ali Şen, torununun Enka Lisesi’nde okurken gönüllü olarak KİBANK’a doku nakli kiti için bağış toplamaya başladığını belirtiyor. Vefatından sonra babası Adnan Şen ve annesi Begüm Şen ile birlikte Alp’in anısını yaşatmak için kurdukları laboratuvarın, yılda 100 bin bağışçıya ulaşması bekleniyor.
Enka Lisesi’nde Alp ile yola çıkan 5 arkadaş, Ali Şen Vakfı’nın gönüllüleri olmayı sürdürüyor...
Ali Şen, ABD Başkanı Barack Obama’nın 2008 yılında yönetimine gelmesiyle, bu alana 5 milyar dolar kaynak aktardığını vurguluyor.
ALİ ŞEN: RUSYA'DAN TÜRKİYE'YE ZARAR GELMEZ
Ali Şen, oğlu ve geliniyle birlikte Alp Şen Vakfı için düzenlediği yemeğe dostlarını davet etmişti.
Fenerbahçe’nin merkezinde olduğu futbol sohbeti uzar giderdi ama benim aklım Rusya’daydı.
1986 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal ile ilk Rusya gezisinde doğalgaz anlaşmalarına adım atan Şen’e, iki ülke arasında süren uçak krizini hatırlatıyorum.
Çeşitli ülkelerde 157 şirketi bulunan Rus enerji şirketi Gazprom, yalnızca Ali Şen’in başkanı olduğu Bosphorus Gaz Corporation’da yönetimi, lokal ortağa bıraktı.
Şen, Gazprom ortaklığı ile Türkiye’ye 2021 yılına kadar sürecek 750 milyon metreküp ve 2042 yılına kadar sürecek 1 milyar 750 milyon metreküp gaz tedariki sağlamayı taahhüt ediyor. İlk etapta BOTAŞ’ın yıllık 4 milyar metreküp, ikinci etapta da 6 milyar metreküp tedarik anlaşması devredildi.
Şen’e Rusya ile Türkiye arasında arabuluculuk girişimi olup olmadığını sorduğumda, “Geçen hafta Moskova’ya gittim. O kadarını söyleyeyim. Rusya’dan Türkiye’ye zarar gelmez” diyor.
Dünyanın doğalgaz döneminin 2084 yılına kadar süreceğini vurgulayan Şen, “Almanya, Fransa, İtalya da Rusya’nın en büyük doğalgaz tedarikçisi. Onlar neden Rusya’ya bağımlıysa biz de o nedenle bağımlıyız. 2040 yılında petrol rezervleri tükeniyor. Dünyada 21 olan petrol üreticisi ülke sayısı 4’e düşecek. Bir doğalgaz elektrik santralının ömrü 30 yıla uzuyor” diyor.
BOTAŞ’ın 2009 yılına kadar pazar payını yüzde 20’ye düşürme planı ise rafta bekliyor.
