Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2015 yılı verilerini açıkladığı “500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasında, doğrudan yabancı sermaye yatırımları açısından çarpıcı bir bilgi yer alıyordu.

        İlk 500 içindeki yabancı sermayeli kuruluşların sayısı 2009’dan bu yana 153’ten, 125’e gerilemiş.

        Sıcak para hızlı gelgit hareketleri yapabilir; ancak sanayicinin yatırım yaptığı bir ülkeden vazgeçmesi, ekonomiye duyulan güvende kırılmaya işaret eder.

        Dünyanın önce gelen Doha merkezli İslami finans kuruluşu Qinvest’in Türkiye Genel Müdürü Can Güçlü ile sohbete bu noktadan başladık.

        “Körfez ülkelerinden Türiye’ye çok büyük finans gelmiyor ama ondan daha değerli olan sermaye geliyor” diye söze giriyor.

        Haksız sayılmaz, son 5-6 yılda (Ki Qinvest de Türkiye Ofisi’ni 2010 yılında açtı) Türkiye’ye Katar’dan 5 milyar doların üzerinde yatırım yapıldı.

        Lusail International Media, Sabah-Atv’deki hisselerini 2014 yılında Zirve Holding’e devredip çıktı. Ancak Katar sermayesi medya yatırımlarından vazgeçmedi.

        El-Cezire kanalının da sahibi olan BeIN Media Grubu, TMSF’nin idaresinde olan Digiturk’ü yaklaşık 1 milyar dolara satın aldı.

        ALICI OLARAK PİYASADA

        Katar merkezli Commercial Bank, 2013 yılında Anadolu Grubu’nun bankası Abank’ın yüzde 71 hissesini aldı.

        Katar Silahlı Kuvvetleri, Sancak Grubu’nun TMSF’den aldığı otomotiv şirketi BMC’yi iştirakleri arasına kattı.

        Son 1 yılda biri perakende ikisi finans sektöründe olmak üzere 3 büyük hamleleri oldu.

        Qatar National Bank, Yunanistan’ın en büyük bankalarından National Bank of Greece’in Finansbank’taki hisselerine 2.75 milyar Euro saydı.

        Mayhoola for Investment, Boyner Grubu’nun yüzde 31 hissesine karşılık şirkete 885 milyon lira sermaye koydu.

        Qinvest LLC, Almanya merkezli Ergo Portföy’ü satın alarak Türkiye’nin katılım esaslı fon pazarında en büyük paya sahip oldu.

        Böylece Qinvest Asset Management, 1.5 milyar liranın üzerinde yönetilen toplam varlık büyüklüğüne ulaştı.

        Gayrimenkul yatırımları içinde en ünlüsü elbette, İstanbul Yeniköy’deki Erbilginler Yalısı’ydı.

        Bu alışveriş öyle sükse yaptı ki, “İstinye Bayırı”nın adı, “Katar Caddesi” olarak değişti.

        Ne de olsa 100 milyon Euro verip Türkiye’nin en pahalı yalısını satın aldılar.

        Bu paralar bize pahalı geliyor...

        Katar Şeyhi El Tani’nin şirketinin Londra’daki gayrimenkul projesi One Hyde Park’ta, bir dairenin fiyatı en az bu kadar...

        Londra’nın yeni simgesi olan Avrupa’nın en yüksek 2’nci gökdeleni “The Shard” da Katar’ın eseri!

        Güçlü, Katar’ın Avrupa ve Amerika’daki gayrimenkul yatırımlarının 100 milyarlarca dolarlar olduğunu söylüyor.

        “Türkiye’de satın alabileceğimiz vasıfta gayrimenkul bulamadık” diyor.

        Saydığı vasıfların başında, “Projenin tamamlanmış, çöpsüz üzüm olması” geliyor...

        EMEKLİ MAAŞI YENİLENEBİLİR ENERJİDEN GELECEK

        Güçlü, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye 300 milyon dolar sermaye koyacaklarının altını çiziyor. Bu da en az 1 milyar dolarlık yatırımın fonlanması anlamına geliyor.

        Qinvest, Türkiye’nin ilk enerji odaklı özel sermaye fonu İstanbul’s Crescent Capital tarafından başlatılan Temiz Enerji Geçiş Fonu’na 30 milyon dolar ara finansman aktararak Türk enerji sektörüne ilk hamlesini yaptı. Crescent Capital, 81 MW’lık hidroelektrik santralı Akocak HES’in tamamını satın almak için 5 yıllık murabaha enstrümanını kullanacak.

        Ergo Portföy’ün satın alınmasıyla, yenilenebilir enerji sektörüne duydukları gösterdikleri ile arasında parelellik bulunuyor.

        40-50 yıllık ekonomik görünümleri izleyen emeklilik fonlarının, yenilenebilir enerji sektörünün potansiyeline yatırım yapmayı tercih ettiklerini ekliyor.

        Hatırlarsanız, Kanada’da 76.1 milyar dolarlık varlık yöneten emeklilik fonu PSP Investment Board, Adnan Polat Enerji’nin hisselerini satın almıştı. Güçlü, yenilenebilir enerji alanında Türkiye’de “satın alınabilir fiyatlar” oluştuğuna değiniyor.

        Meselenin özeti şu: Katar alıcı olarak kazanmak üzere Türkiye’de. Bunun içinde katılım bankaları da olacak mı, göreceğiz...

        Diğer Yazılar